Bugün 25 Kasım 2024 Pazartesi
  • Antalya7 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3002.717
    %-0.11
  • Dolar
    34.5123
    %-0.08
  • Euro
    36.1711
    %0.46
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“Müzik öğretmeni sorunumuz var!”
14 Şubat 2019 Perşembe 13:53

“Müzik öğretmeni sorunumuz var!”

Salı Sanayici ve İşadamları Grubu’nun haftalık olağan toplantısı, Antalya Tenis İhtisas Kulübü’nde gerçekleşti.

 Türk Halk Müziği Sanatçısı Sümer Ezgü’nün konuk olduğu toplantıda, ‘milli müzik nasıl gelişir ve türkülerimiz’ konusu konuşuldu.   

ÜRETEN BİR ÖĞRETMENİN OĞLUYUM

Bu sene meslekte 41’nci yılını dolduran Sanatçı Sümer Ezgü, konuşmasına mesleğe nasıl başladığını anlatarak başladı. “Seneye 41’nci yılım olacak. TRT kökenliyim. Burdur Bucak’ta geçti çocukluğum. Bu yolculuk bana Anadolu’dan Geldik’i yazdırdı. Dokumuz, bu topraklardaydı. Top oynarken kulağımıza ilişen sesler vardı. Âşık olduk, sevdalandık. Bir şeye sevdalanmanız lazım. Benim de sevdama, belki de babamın katkısı vardı. Babam, köy enstitüsü öğretmeniydi hep üretim yaparken gördük. Bucak’a tiyatro getirirdi, güreş yaptırırdı, okul yaptırırdı.  Üreten bir öğretmenin oğlu olarak yetiştik” diyen Ezgü, sanatın toplumsal barışa ve yaşama güzellikler kattığına vurgu yaptı.

MÜZİK SANATIN TA KENDİSİDİR

 Bir sanatçı olarak bu ülkeye borcu olduğunu, ülkede müziğin gelişmesine pek çok katkı sunduğunu anlatan Sanatçı Sümer Ezgü, “Benim bu ülkeye, çocuklarımıza, bir sanatçı olarak bir borcum olduğunu düşünüyorum. Eğer ülkemizde müziğin gelişmesini istiyorsak müzik öğretmeni yetiştirmek zorundayız. Sporu geliştirmek istiyorsak beden eğitimi öğretmeni yetiştirmemiz lazım. Bizim beden eğitimi, müzik, resim gibi derslerimiz hep telafi dersleri olarak geçmiştir. Gereksiz görülmüştür. Oysak, bu dersler daha çok insanileştiren derslerdir. Milli kültür dediğimiz zaman benim gördüğüm en temel sorun budur. Müzik sadece dinlenen sesler değildir. Müzik bir yaşamdır. Sanat, yaşamın ta kendisidir” diye konuştu.

ANTALYA’DA ATATÜRK KISA FİLMİNİ ÇEKECEĞİM

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sanata bakış açısına dikkat çeken Sanatçı Sümer Ezgü; yapımcılığını yaptığı ve başrolde kendisinin olduğu ‘Son Vals Balo ve Zeybek’  kısa filmini seçkin iş insanlarına izletti. Antalya’da Atatürk konulu kısa film çekeceğini de sözlerine ekleyen Ezgü,  “Antalya’da Atatürk konulu bir film çekeceğim. Aşağı yukarı 10 yıldır kafamda. Mussolini döneminde Atatürk Antalya’ya çok büyük önem veriyor. Burada çok enteresan olaylar oluyor. Vals nasıl çağdaş bir dünya demek ise zeybek de bir o kadar bizim öz simgemiz, petrolümüz, ağaçlarımız, toprağımız her şeyimizin simgesidir. Ülke olarak kapalı toplum olamayız. Türkiye dünyaya açık bir ülke, ülkemizin rotasının da bu olduğunu düşünüyorum. Ülkemiz kendi ayakları üzerinde yükselmesi gereken bir ülke. Bu yüzden ben mesleğimde hep bu hususlara dikkat ettim. O yüzden hep Hikmet Şimşek’i dinledim, dünya müziklerini takip etmeye çalıştım. Bir o kadar da bu ülkenin sipsi, kemençesini, zurnasını hep dinledim. Danslarıyla ilgilendim” ifadelerini kullandı.

ZENGİN KÜLTÜR BİRİKİMİNE SAHİBİZ”

Ülkemizin bulunduğu coğrafyanın çok zengin kültür birikimine sahip olduğunu anlatan Sanatçı Sümer Ezgü, “Biz kendimizi küçümsedik hep. Oysa bu coğrafya çok zengin bir kültür birikimine sahip.  Renk, ritim, melodi, enstrüman, dans bakımından çok zengin bir kültür birikime sahibiz. Medeniyetlerin buluştuğu bir yerde yaşıyoruz. Bizler bu medeniyetin ürünleriyiz. Biz bu kültür sentezinin, zenginliğin değerini bilmek zorundayız. Ama bizim müzik öğretmenlerimiz piyano, yan flüt çalıyor ama bağlama çalamıyor. Tambur çalamıyorlar. Geçenlerde bir özel okula gittim. Okulun doktoru bağlama çalıyor, müzik öğretmeni çalamıyor. Bana göre bir bağlamacının piyano da öğrenmesi lazım.  Piyano çalan birinin bizim melodilerimizi de bilmesi lazım. Konservatuarı anlayabilirim. Konservatuar müzisyen yetiştirir. Ama eğitim fakülteleri öğretmen yetiştirir” diye konuştu.

MÜZİK ÖĞRETMENİ SORUNUMUZ VAR

 Çocuklarımıza Türk müziği enstrümanlarını çaldırmayı öğretmek gerektiğini anlatan Ezgü, “Bizim armoni sistemimizi öğretmeliyiz. Batıdan kopyalayıp yapıştırmayı bırakmalıyız. Biz kompleksliyiz. Bunları aşmak zorundayız. Okullara gidiyorum gitar odaları, piyano odaları var.  Keman odası var. Bizden bir şey var mı diye soruyorum. Bakıyorlar. Talep yok diyorlar. Müzik öğretmeni kendisi yerli enstrümanı çalamıyor.  Çocuklarımızı hem dünya insanı olarak, hem de ülkesinin kültürünü bilen insanlar olarak yetiştirmeliyiz” dedi.

“TÜRKÜLER BİTMEZ”

Antalya’da kendisinin açtığı müzik okulunda piyano öğrencisi olduğu kadar bağlama öğrencisi olduğuna dikkat çeken Ezgü “Bazen soruyorlar.” Türkülerimiz bitti mi”  diyorlar. Bitmez. Ne zaman kuru fasulye pilav yemeyiz?  O zaman türkülerimiz de bitmiş olur. Bunlar bizim kültürümüz. Türküler halkın içinde yaşıyor” dedi.  Etnik müziklerin günümüzde çok dikkat çektiğini ve önem kazandığını da anlatan Ezgü, “Bizim bunu fark etmemiz lazım. .  Müziği olmayan toplum gaddar olur. Sanatı olmayan bir toplum gaddar olur. Sanat olmayan coğrafyalara bir bakın. Eğer ki renkli ve anlamlı bir yaşam istiyorsak, eğitim hayatımıza, yaşamımıza sanat sokmalıyız” dedi.  Milli kültür ve sanatı yaşatma konusunda yerel yönetimlere de büyük görev düştüğünü anlatan Ezgü,  turistlerin de gittikleri ülkelerin kültür ve sanatlarını merak ettiğini söyledi. Antalya’da da turistlerin Yörük yaşamının ilgisini çekebileceğini anlatan Ezgü, önümüzdeki mart ayında TRT Müzik kanalında yeni bir televizyon programına başlayacağını açıkladı. Toplantı Sümer Ezgü’ye teşekkür belgesi takdimiyle son buldu. (Haber: Eyüp Koçak)

 

 

   

Bu haber toplam 1776 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim