“Nitelikli ürün ihracatı ile Yurt dışı pazarını genişletin”

Merkez Bankası Başkanı Dr. Karahan,

EKİPDER aracılığıyla iş dünyasına seslendi

“Nitelikli ürün ihracatı ile

Yurt dışı pazarını genişletin”

EKİPDER Yönetim Kurulu Başkanı Reşat Güney, İstanbul’da görüştüğü T.C. Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan’ın iş dünyasından nitelikli ürün ihracatı ile birlikte yurt dışı pazarlarının genişletmesi konusunda tavsiyede bulunduğunu söyledi.

Ekonomi İş Geliştirme ve Planlama Derneği (EKİPDER) Yönetim Kurulu Başkanı Reşat Güney, İstanbul’da Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan’a nezaket ziyaretinde bulundu. Samimi bir ortamda geçen ziyarette son dönemde ülkemizde yaşanan ekonomik gelişmeler değerlendirildi. Görüşmede Antalya özelinde de iş hayatının artan maliyetleri, ticarette ve ihracatta yaşanan sorun ve düşüşler hakkında bilgilendirmede de bulunduğunu ifade eden Güney görüşmenin çok verimli olduğunun altını çizdi. Güney, bununla birlikte Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan’ın görüş ve önerilerinin kendileri için son derece önemli olduğunu kaydetti. Güney, “Sayın Başkan, bu bağlamda dünyada gelişen siyasi ve ekonomik olaylardan dolayı ülke olarak nitelikli ürün ihracatı ile birlikte yurt dışı pazarlarını genişletmemiz gerektiğini vurguladı ve iş insanlarına güvenini ifade ettiğini belirtti. Kendisine bizlere vakit ayırdığı ve değerleri görüşlerini paylaştığı için teşekkür ediyorum” diye konuştu.

FAİZLERİN İNDİRİLMESİ DOĞRU
Ziyaret sonrası Antalya’ya dönen EKİPDER Başkanı Reşat Güney, Merkez Bankası’nın aldığı faiz düşürme kararıyla ilgili görüşlerini de paylaştı. “Faizlerin zaten inmesi gerekiyordu” diyen Güney, şöyle konuştu: “Faizlerin indirilmesini doğru buluyorum. Ancak enflasyonun düşmesi için yapılan bu hamle ile birlikte enflasyonun realize de edilmesi gerekiyor. Yani rakamlar ile sokaktaki enflasyonun birbiri ile uyuşması gerekiyor. Bu anlamda, hissedilen enflasyon ile rakamlar arasındaki farkın minimize edilmesi lazım. Sokakla rakamlar arasında fark olursa faiz indirimlerinin de pozitif bir sonucu oluşmayacaktır. Hissedilen enflasyon ile rakamların birbirini tutması elzem. Bu anlamda tek başına faiz indirimleri yetmez. Faiz indirimlerinden sonra piyasanın dinamiklerini ve piyasanın aldığı şekli ciddi şekilde denetlemek gerekiyor. Yoksa sözünü ettiğimiz enflasyon düşüşü şimdi olduğu gibi sokağa yansımaz.”

FIRSATÇILARA İZİN VERİLMEMELİ

“Faizler düştükçe, zaman içinde paraya erişimin daha kolay olacağı öngörüsü ile ev, araba, arsa gibi genellikle kredi kullanılarak sahip olunabilen mülkler ile hammadde fiyatlarının fiyatı yükseliyor. Tabiri caizse faizler düştükçe fırsatçılık yaşanıyor. Gönül ister ki bunlar olmasın. Ancak maalesef ekonomik düzenin ve Türkiye’nin gerçeği bunlar. Bu durumun önüne kontrol mekanizması ile geçebiliriz. Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf odaları, sivil toplum örgütleri ve devlet kurumlarının topyekûn mücadele ile bu noktada fırsatçılığa izin vermemesi gerekiyor. Bu topyekûn mücadele ile fiyat istikrarını sağlayabiliriz. ‘Faizler, 250’şer baz puan olarak her Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından düşmeye devam edecek’ diye düşünüyorum. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ile yaptığımız görüşme sonrası bizim edindiğimiz izlenim bu. Sayın Karahan böyle bir beyanda bulunmamış olsa da, biz yaptığımız görüşmenin ardından mevcut ekonomik şartlarda anormal bir değişiklik olmaması şartıyla bu kanıya vardık.”

DÜNYADA Kİ SİYASİ VE EKONOMİK GELİŞMELERDE EKONOMİMİZ ÜZERİNDE ETKİLİ OLACAK

EKİPDER Başkanı Reşat Güney, ekonominin düzelmesi için sabırlı olunması gerektiğini de aktardı. 2025 yılının ekonomik olarak çok da parlak görünmediğini kaydeden Güney, “Şahsi fikrim; herkesin bu yıl çok tedbirli olması gerekiyor. Çünkü hem vatandaşı hem de iş hayatını zorlu bir süreç bekliyor. Geçtiğimiz yılın sonunda da aynı şeyi söylemiştim. Hala o noktadayım. Şunu unutmamak gerekiyor ki, sadece iş hayatının dinamiklerinin eylemleri ve devlet yetkililerin hayata geçirdiği ekonomik politikalar ekonominin gidişatını belirlemiyor. Ekonomimiz sadece bunlara bağlı değil. Global bir ekonomi düzeninde çok çeşitli dinamikler olabiliyor. Örnek vermek gerekirse Amerika’da bir seçim oldu ve yönetim değişti. Bu durum, Amerika’da dolayısıyla dünyada ekonomik dinamiklerin da değişeceği anlamına geliyor. Daha da kötüsü bizim ekonomimiz bu değişimlerde risk besleyen bir ekonomi. O yüzden tasarruf yapılmasının makul ve faydalı olduğunu düşünüyorum. Ancak her şeye rağmen ekonomi politikalarında sabırlı ve kararlı davranılırsa, 2026 yılının başlarında hafif bir esneme yaşanır. 2026 yılının ortalarına doğru da ekonomik olarak biraz daha rahatlayan bir Türkiye görebiliriz” diye konuştu.

HABER MERKEZİ