Bugün 24 Kasım 2024 Pazar
  • Antalya10 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3005.985
    %0
  • Dolar
    34.5383
    %0
  • Euro
    35.9979
    %0
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“Normale dönüş aşılamaya bağlı”
12 Nisan 2021 Pazartesi 12:54

“Normale dönüş aşılamaya bağlı”

Covid-19 salgınıyla ilgili olarak “Ülke nüfusunun yüzde 60-70’ini aşılarsak o zaman bu hastalığı yenmiş olabiliriz” diyen Antalya Kent Konseyi Sağlık Çalışma Grubu Başkanı ve Aile Hekimi Dr. Mehmet Ozan Uzkut, Türkiye’nin tamamen normale dönebilmesinin aş

Covid-19 salgınıyla ilgili olarak “Ülke nüfusunun yüzde 60-70’ini aşılarsak o zaman bu hastalığı yenmiş olabiliriz” diyen Antalya Kent Konseyi Sağlık Çalışma Grubu Başkanı ve Aile Hekimi Dr. Mehmet Ozan Uzkut, Türkiye’nin tamamen normale dönebilmesinin aşılama oranına bağlı olduğunu söyledi.

 

Antalya Kent Konseyi Sağlık Çalışma Grubu Başkanı ve Aile Hekimi Dr. Mehmet Ozan Uzkut, hayatı felç eden Covid-19 salgınıyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Son zamanlardaki vaka artışlarının daha hızlı yayılan mutasyonlu virüslerden kaynaklandığını belirten Uzkut, aşılamanın önemli olduğunun altını çizdi. Aşının hastalığı daha hafif geçirmeyi sağladığını kaydeden Uzkut, normale dönüşün de aşılama oranına bağlı olduğunu dile getirdi. Toplumun yüzde 60 ila 70’inin aşılanması gerektiğini açıklayan Uzkut, 65 yaş ve üzerinin öncelikli olarak aşılanmasının da doğru bir karar olduğunu belirtti. Damarın geçtiği hemen her yerde salgının izlerine rastlamanın mümkün olduğunu söyleyen Uzkut, çeşitli organlarda kalıcı hasarlar bırakabildiğini açıkladı. Salgının insanların psikolojisini de bozduğunu belirten Uzkut, gerekli tedbirler alınarak ve eğitimler verilerek lise ve üniversite düzeyinde okulların açılabileceğini ifade etti.

 

“MUTASYONLU VİRÜS VAKA SAYILARINI ARTIRIYOR”

Daha hızlı bulaşan mutasyonlu virüsler nedeniyle vaka artışlarının meydana geldiğini belirten Uzkut, “Vaka sayıları hızlı bir şekilde artıyor. Bu biraz mutasyonlu virüs olmasıyla alakalı. Önceki virüslere göre baktığımız zaman bu virüs çok daha hızlı yayılıyor. Geçen sene 1 kişi 3 kişiye bulaştırırken, bu virüste 1 kişi 7 kişiye bulaştırıyor. O nedenle artış geometrik olarak daha hızlı gerçekleşiyor. Şuanda yayılan virüsün yüzde 75’i mutasyonlu virüs” dedi.

 

“AŞI, HASTALIĞI DAHA HAFİF GEÇİRMEMİZİ SAĞLIYOR”

Korana virüs aşısının hastalığın daha hafif geçirilmesini sağlayarak ölüm oranlarını azalttığını kaydeden Uzkut, “Aşının özelliği Covid olmayı engellemekten ziyade ölümü azaltıyor. Yoğun bakım veya ağır hasta olmayı engelliyor. Aşı olanlar hafif geçirebiliyor. Bunu grip aşısı gibi düşünmek lazım. Grip aşısı gribi engelliyor mu? Hayır. 100 kişiye grip aşısı yapılıyorsa bunun 30-40’ı yine grip oluyor ama daha hafif atlatıyor. Bu da aynı şekilde. Aşı, hastalığı daha hafif geçirmemizi sağlıyor, ölüm sayılarımızı azaltıyor. Zaten bunu istatistiki olarak da görüyoruz. Bu kadar yüksek vaka sayısı olmasına rağmen, ölümlerin düşük olması biraz da aşılamadan. Bu pik zamanda 65 yaş üzerine aşılamayı yetiştirebildik. Bu nedenle ölüm sayılarımız biraz daha az” diye konuştu.

 

“6 İLA 9 AY ARASI KORUYUCULUK BEKLİYORUZ”

Aşının ne kadar süre koruduğunun daha net olarak bilinmediğini belirten Uzkut, “Aşılama yapmaya daha yeni başladık ama bizim tahminimize göre 6 ay ila 9 ay arasında koruyuculuğu olması lazım. 6 ay ila 9 ay arasında bir koruyuculuk bekliyoruz. Bu süre içerisinde hasta olmamızı engelleyecek. Aşı olduk diye gevşememeliyiz. Aynı şekilde maske, mesafe ve hijyen kurallarına devam etmemiz gerekiyor” açıklamasında bulundu.

 

“NORMALE DÖNÜŞ AŞILAMA ORANINA BAĞLI”

Salgından kurtulmanın ve normal hayata dönmenin yolunun toplumun yüzde 60-70’inin aşılanmasından geçtiğini açıklayan Uzkut, “Tamamen kurtulmamız için toplumun en az yüzde 60-70’inin aşılanması gerekiyor. Bizim aldığımız Çin aşısında oran olarak toplumun yüzde 70’inin aşılanması gerekiyor. Alman aşısı yapsaydık toplumun yüzde 60’ının aşılanması gerekiyordu. Çünkü, daha küçüklere ve farklı şekillerde uygulanabiliyor. Etkinliği çok daha yüksek. Ülke nüfusunun yüzde 60-70’ini aşılarsak o zaman bu hastalığı yenmiş olabiliriz. Bunu 6 ay içerisinde becerebilmemiz lazım. İsrail bunu becerdi. Şuanda onlar normal yaşantılarına tamamen döndüler. Türkiye’nin de tamamen normale dönmesi aşılama oranımıza bağlı. Aşılamadaki gecikme aşının etkinliğini azaltıyor. Ocak ayında aşı olan bir kişinin Ekim ayında tekrar aşı olması gerekecek. Ekim ayına kadar yüzde 60 aşılamayı tamamlamamız lazım ve Ekim’de Ocak ayında aşıladığımız kişileri tekrardan aşılama yapmalıyız ki bu pandemiden kurtulabilelim” şeklinde konuştu.

 

“65 YAŞ VE ÜZERİNİN ÖNCELİKLİ OLARAK AŞILANMASI DOĞRU BİR KARAR”

65 yaş ve üzerine aşı önceliği verilmesinin doğru bir tercih olduğunu belirten Uzkut, “Onlarda ölüm oranı çok yüksekti. Hepsini evlerine kapatmış ve yaşamlarını kısıtlamıştık. Bunların getirdiği hastalıklarda onları etkilemeye başladı. Kimisinin kalp rahatsızlığı kimisinin de şeker ve tansiyon hastalıkları arttı. Kilo aldılar, depresyona girdiler. Yaşam istekleri azaldı. Zaten yaşlıların bu tür sorunları çok fazladır. Birde eve kapanıp sosyal yaşantıları da kısıtlanınca onlar için daha da zor oldu. Onun için onların öncelikli olarak aşılanması çok doğru bir karar oldu” ifadelerini kullandı.

 

“DAMARIN GEÇTİĞİ HER YERDE İZLERİNİ BULMAK MÜMKÜN”

Covid-19 salgınının kalıcı etkileriyle ilgili de bilgi aktaran Uzkut, “Beyinde kalıcı hasarlar bırakabiliyor. Unutkanlıklar, kısmi felçler meydana getirebiliyor. Covidi biz önceden akciğer hastalığı olarak düşünüyorduk fakat sonradan yaptığımız incelemelerde bir damar hastalığı olduğunu gördük. Damarın geçtiği çeşitli organlarda böbreklerde, karaciğerde, kalpte, her türlü organda hasar meydana getirebiliyor. Bu hasarlar da kalıcı olabiliyor. Böbreğe yerleşip böbrek yetmezliği, kalbe yerleşip çeşitli kalp rahatsızlıkları, karaciğere yerleşip karaciğer rahatsızlıkları yaratabiliyor. Damarın geçtiği hemen her yerde Covidin izlerini bulmak mümkün” açıklaması yaptı.

 

“LİSE VE ÜNİVERSİTELER AÇILMALI”

Ne kadar yakın temas olursa vakalarda da o kadar artış olduğuna dikkat çeken Uzkut, “Gerekli önlemler alınır, maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyulursa, birer sıra atlayarak oturulursa, tuvaletler, koridorlar iyi temizlenirse, dışarıdaki insanların temasları azaltılabilirse okulların açık olmasında sıkıntı yok. Ben üniversitelerin kapatılmış olmasını yadırgıyorum. Liselerin bile kapatılmasını yadırgıyorum. Çünkü, lise ve üniversite öğrencilerine bunun eğitimini verip çok rahat anlatabiliriz. İlk ve ortaokul düzeyinde bu biraz zor olur ama lise ve üniversite düzeyinde gerekli önlemler alındıktan sonra okulların açılmasında sakınca yok. Okullar açılmalı bence” dedi.

 

“PSİKOLOJİYİ ÇOK FAZLA ETKİLEDİ”

Pandemi nedeniyle insanların eve kapanmasının psikolojilerini çok fazla etkilediğini kaydeden Uzkut, “Covid-19 döneminde depresyon, anksiyete, obsesyon vakaları çok arttı. Gereksiz yere temizlik yapan gruplar çok arttı. Sürekli evde oturmaktan depresyona girenler arttı. Bunların getirdiği panik ataklar, sıkıntılar var. İnsan sosyal bir varlık. Öyle olduğu için mutlaka sosyalleşmek zorunda. Sosyalleşemeyen insan çok kısa zamanda hayati fonksiyonlarından birini kaybetmiş oluyor. Salgının en büyük sıkıntısından birisi sosyalleşmeyi engellemesi. Gençler sosyal medyayı kullanabiliyor. Bu onlar için çok büyük bir avantaj. Yaşlılar bunu da yapamıyor. Sırf arkadaşlarıyla diyalog kurabilmek için bir çok yaşlı zorlanarak sosyal medyayı kullanmaya başladı. Başka çareleri yok” şeklinde konuştu. HABER: MUSTAFA YETGİN

Bu haber toplam 1033 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim