Bugün 03 Nisan 2025 Perşembe
  • Antalya11 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3835.031
    %0.44
  • Dolar
    37.7988
    %0.02
  • Euro
    40.7963
    %0.58
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
OVP, tarım sektöründe hayal kırıklığı yarattı
25 Eylül 2024 Çarşamba 17:33

OVP, tarım sektöründe hayal kırıklığı yarattı

2025-2027 yıllarını kapsayacak OVP’de tanımlanan 8 adet politika ve hedef alanı içerisinde tarım sektörünün sadece 2’sinde kendisine doğrudan yer bulabildiğine dikkat çeken ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, “2025 yılındaki uygulamalarını izleyeceğimi

2025-2027 yıllarını kapsayacak OVP’de tanımlanan 8 adet politika ve hedef alanı içerisinde tarım sektörünün sadece 2’sinde kendisine doğrudan yer bulabildiğine dikkat çeken ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, “2025 yılındaki uygulamalarını izleyeceğimiz OVP’nin diğer 6 başlığında doğrudan ya da anlamlı bir dolaylılıkla da olsa yokuz. Tabii ki bu bizde bir hayal kırıklığı yarattı” dedi.

 

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Eylül ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında borsa toplantı salonunda gerçekleştirildi. Yönetimin son 1 aylık çalışmalarla ilgili bilgilendirildiği toplantıda ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, ekonomiye ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Tarım sektörünün geçtiğimiz günlerde 8 ana başlık altında açıklanan Orta Vadeli Program’da (OVP) sadece 2 başlıkta yer aldığına dikkat çeken Çandır, diğer 6 başlıkta yer almamasının kendilerinde hayal kırıklığı yarattığını belirtti. Çandır konuşmasında herkesi, bu yıl 9-13 Ekim tarihlerinde 13’ncüsü düzenlenecek YÖREX’e davet etmeyi de ihmal etmedi.

img-4233.jpg

“ÜRETİCİNİN ÜRÜNLERİNİN TARIM SİGORTASI İLE KORUNMASI ÖNEMLİ”

Tarım Sigortaları Havuzu’nun (TARSİM), başlangıçta sadece tapulu ve kira sözleşmeli alanları sigortalarken, yoğun çalışmaları sonrası son 3 yıldır Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) dahil olan varislerin arazileri ile hazine ve orman arazilerini de sigorta kapsamına aldığını hatırlatan Çandır, “Bu değişiklik sayesinde üreticilerin tüm ekim alanları tarım sigortasıyla korunmakta ve afetler sonucu oluşan zararlar karşılanmakta. Ancak, son günlerde bazı üyelerimiz ve Antalya Tarım Konseyi üyeleri, uygulamaların eski hale döndüğü yönünde şikayetlerde bulunmakta. İklim değişikliği nedeniyle artan doğal afetlerin üreticileri olumsuz etkilememesi için, sağlıklı bir yapı kuruluncaya kadar mevcut uygulamalardan vazgeçilmemesi talebimizi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği aracılığıyla Tarım ve Orman Bakanlığı'na ilettik. Üreticinin alın teri döktüğü ürünlerin tarım sigortası ile koruma altına alınması son derece önemli. Aksi halde, afetlerde zarar gören üreticinin kayıpları katlanarak artacak ve bir sonraki ekim döneminde üretimden çekilme oranı hızlanacaktır” uyarısında bulundu.

66727be4-f110-4d70-b004-55fc3c81a7fc.jpg

OVP’YE DİKKAT ÇEKTİ

Geçen yıl yayınlanan 2024-2026 Orta Vadeli Program’daki (OVP) 10 adet politika ve hedef alanlarının 5’inde yer alan tarım sektörünün, 2025-2027 yıllarını kapsayacak OVP’de tanımlanan 8 adet politika ve hedef alanı içerisinde sadece 2’sinde kendisine doğrudan yer bulabildiğine dikkat çeken Çandır, “İlki büyüme politikaları ve hedefleri, ikincisi ise fiyat istikrarını sağlama politika ve hedefleri olmuştur” dedi. OVP’deki büyüme başlığı altındaki tarımsal verimliliği artırma ve üretimi büyütme politikasını önemsediklerinin altını çizen Çandır, “Çünkü bu politikanın uygulamaya geçirilmesi için tarımsal faaliyette bulunanların kazançlarının ve refah düzeylerinin artırılması gerekmekte. Böyle bir gelişmeye konu olacak politikanın kuşkusuz doğal destekçileri ve katılımcıları oluruz” diye konuştu. Önemsedikleri bir diğer konunun, mevcut kurulu kapasitenin modernize edilmesi için destek verilmesine olanak sağlanması olduğunu belirten Çandır, şunları dile getirdi:

“Diğer taraftan yenilenebilir enerji üretiminin tarımsal amaçlı faaliyetler için daha fazla kullanılma politikası önemli. Bu başlık altında önemsediğimiz bir diğer konu kırsal kesimdeki sosyo-ekonomik yapıyı geliştirme ve özellikle gençler ve kadınların desteklemesi konusu. Kırsaldaki eğitim öğretimin de bu kapsamda değerlendirileceğini düşünmekteyiz. Çünkü bu, kırsaldaki yaşamı yeniden geliştirme için önemli bir adım olacaktır. Büyüme politikaları başlığında dikkatimizi çeken diğer bir konu da hep dile getirdiğimiz genel tarım sayımı ihtiyacının gündeme alınması. Böylece doğru ölçebildiğimizi doğru yönetmede önemli bir aşamayı başarmış olacağız. Bu OVP’nin 3. başlığındaki Fiyat İstikrarını Sağlama politikalarının iki yerinde sektörümüz yer almıştır. Bunların biri tarımsal desteklerin önceden açıklanması. Bizler için dikkat çekici ve olumlu bir adımdır. Bu sayede hep söylediğimiz gibi tarımsal üretim planlamayı da motive edici bir araç sağlanmış olacaktır. Umarım bu desteklemeler etkili ve zamanında yapılabilir. Fiyat istikrarını sağlama konusunda bir diğer dikkat çekici konu ürün alım fiyatlarının belirlenmesinde geçmiş enflasyona endeksleme davranışının azaltılacağı ifadesidir. Bu durum zaten zorluk içindeki sektörümüzü daha da zorlayıcı bir hale getirme riski taşımakta.”

img-4230.jpg

“6 BAŞLIKTA YOKUZ, BU BİZDE HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI”

2025 yılındaki uygulamaların izleneceği OVP’nin diğer 6 başlığında doğrudan ya da anlamlı bir dolaylılıkla da olsa tarım sektörünün olmamasının kendilerinde hayal kırıklığı yarattığını bildiren Çandır, şöyle konuştu:

“Özellikle yatırım ortamının iyileştirilmesi bölümünde sektörümüzün kapasite artışı için yeni yatırım motivasyonunu artıracak bir hamle beklentimiz vardı. Bunu, ilgili merciiler için hazırlayıp gönderdiğimiz raporda özellikle talep etmiştik. Çok önemseyip sürekli gündemde tuttuğumuz istihdam başlığında da sektör olarak yokuz. Halbuki sektörümüzün yapısına uyumlu, sektörde ve kırsalda kalmayı motive edecek bir tarımsal istihdam politikasına hayati ölçüde ihtiyacımız bulunmakta. Özellikle eğitimle ve sosyal yardımlarla eşgüdümlü bir özgün istihdam uygulaması sektörümüzdeki birçok yapısal sorunu çözebilecek önemdedir. Buna yönelik önerilerimizi yazılı olarak defalarca iletmemize rağmen henüz anlamlı bir sonuç alamadık.”

 

“YILIN İKİNCİ YARISI DAHA ZORLU GEÇECEK”

2024 yılı Nisan-Mayıs-Haziran aylarını kapsayan 2. çeyrek ekonomik büyüme rakamlarının açıklandığını hatırlatan Çandır, “Buna göre ekonomimiz reel olarak 2. çeyrekte yüzde 2.5 büyüdü. Uzun dönem ortalamamız olan yüzde 4.8’in yaklaşık yarısı kadar. İzlenen kısıtlayıcı ekonomik programın ilk işareti diyebiliriz. Yani 3. ve 4. çeyreklerde daha düşük bir büyüme uzmanların genel beklentisi olarak karşımıza çıkmakta. Bizler de zaten bu durumu yaşayarak bire bir görebiliyoruz. Büyüme eğilimindeki hızlı düşüşe rağmen manşet enflasyonda henüz benzer oranda bir düşüş gerçekleşmemiştir. Bunun temel sebeplerinden birini aylardır sizlerle paylaşıyorum. Yaşamakta olduğumuz enflasyon, uzun bir süredir talep odaklı olmaktan çok maliyet odaklı bir hal almıştır. Enflasyonu istenen hızda düşürmek için bu odaklanmayı doğru tespit etmemiz şart. Genel ekonominin durağanlaştığı dönemlerde her zaman olduğu gibi tarım sektörü ortalama üstü büyümeyle durağanlığın daha kötüye gitmesini önlemiştir. Bu sefer de 2. çeyrekte yüzde 3.7 büyüyerek yüzde 1.8’lik uzun dönem ortalamasının iki kat üzerinde bir performans göstermiştir. Aslında ekonomiyi rakamsal olarak daha kötüye gidişten koruyan başka unsurlar da bulunmakta. Bunların içerisinde en dikkat çekeni, geçen çeyrekte olduğu gibi, 2. çeyrekte de ürünler üzerindeki net vergiler yani dolaylı vergiler olmuştur. 2. çeyrekte yüzde 9.6 büyüyen dolaylı vergiler, 26 yıllık ortalama olan yüzde 4.9’un yaklaşık iki kat üzerinde gerçekleşmiştir. Bu artışlar enflasyondan arındırılmış yani reel artışlardır. Özet olarak yılın ikinci yarısı, ekonomik iklim bakımından birinci yarıya göre çok daha zorlu geçmesi muhtemel” diye konuştu.

 

“ANTALYA VERİLERİ ÜLKE ORTALAMASINDAN OLUMSUZ YÖNDE AYRILIYOR”

Ekonomi ve tarım sektöründeki mevcut durumun Antalya iş hayatına ve tarımsal faaliyetlerine yansımasının ise yıl başından bu yana ülke ortalamasının altında kendisini gösterdiğini belirten Çandır, konuşmasına şöyle devam etti:

“Özellikle aylık ve 3’er aylık dönemlerde yayınlanan şirket, kredi, çek-senet ve ihracat gibi kentimiz verileri ülke ortalamasından olumsuz yönde ayrışmıştır. Son yayınlanan Temmuz ve Ağustos aylarına ilişkin veriler de benzer eğilimini korumaya devam etti. Buna göre, yıllık olarak kurulan şirket sayısında yüzde 27.2’lik azalışla ülkemiz ortalamasından yaklaşık iki kat fazla azalış olmuştur. Kapanan şirkette ise kentimizdeki durum yıllık yüzde 47.2 artış varken ülkemizde bunun yaklaşık yarısı kadar bir artış olmuştur. Protestolu senet tutarında kentimizdeki yıllık yüzde 3.26’lık artışa karşılık ülkemizde yüzde 1.73 artış olmuştur. Karşılıksız çek tutarında da kentimizdeki yüzde 3.71’lik artışa karşılık ülkemizde yüzde 2.25 artış olmuştur. Ticaretin öncü göstergelerinden olan ibrazında ödenen çekle işlem hacminde kentimizde yüzde 53 artışa karşılık ülkemizde yüzde 71’lik artış yaşanmıştır. Bu artışlar doğal olarak nominaldir. Yani reel değildir. Enflasyonla karşılaştırıldığında ülke geneli için hafif bir reel büyüme söz konusu iken kentimiz için reel anlamda küçülme yaşanmıştır diyebiliriz. Benzer bir durum, kredi dünyasında uzun bir süredir yaşanmakta. Yani uzun bir süredir kredi büyümesi, enflasyonun altında seyretmekte. Ortalama olarak kentimizdeki kredi büyümesi yıllık yüzde 38 civarında iken ülkemizde yüzde 51 civarındadır.”

img-4228.jpg

“ZEYTİN REKOLTESİNDE YÜZDE 50 ARTIŞ BEKLİYORUZ”

Konuşmasında ATB olarak yaptıkları çalışmalara da yer veren Çandır, gerçekleştirdikleri faaliyetler ve projeler ile üyelerin ve sektörlerin küresel pazarlarda daha rekabetçi ve güçlü bir konumda olması için çalışmalara devam edeceklerini söyledi. Önümüzdeki günlerde hasadı başlayacak olan; kesme çiçek, yaş sebze, susam ve zeytin-zeytinyağı sektörlerinde faaliyet gösteren tüm üreticilere ve ticaret erbaplarına bereketli bir hasat ve bol kazançlı bir sezon dileyen Çandır, “Her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz zeytin ve zeytinyağı konulu sektörel analiz toplantımızı üyelerimiz ve sektör paydaşlarının katılımı ile düzenleyeceğiz. Geçtiğimiz yıl, hastalıklar, zararlılar, bakım-budama eksiklikleri ve kurak iklim nedeniyle bir önceki yıla kıyasla yüzde 55 düşüşle 38 bin ton zeytin hasadı yapılmış ve 6 bin ton zeytinyağı elde edilmişti. Ancak bu yıl, rekoltede geçtiğimiz yıla oranla yüzde 45-50 civarında artış bekliyoruz. 55 bin ton zeytin hasadı ve yaklaşık 10 bin ton zeytinyağı elde etmeyi öngörüyoruz” dedi.

 

YÖREX’E DAVET

Çandır konuşmasının sonunda, “Sizin Oraların Nesi Meşhur?” sloganıyla 9-13 Ekim tarihlerinde düzenleyecekleri Yöresel Ürünler Fuarı-YÖREX’e herkesi davet etti. YÖREX ile Türkiye’nin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine yöresel ve coğrafi işaretli tüm zenginlikleri 13. kez bir araya getireceklerini belirten Çandır, “Tüm hemşerilerimizi, çocuklarımızı, gençlerimizi, memleket hasreti çekenler ve kentimize gelen yerli ve yabancı misafirlerimizi, 10.00-20.30 saatleri arasında ANFAŞ Fuar alanında gerçekleşecek olan 13. YÖREX’e bekliyoruz” diye konuştu. Toplantıda meclis üyeleri de sektörleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 830 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim