Antalya’da öylesine müstesna tarihi ve doğal mekanlarımız var ki. Bunların gerçekten değerini bildiğimizden çok emin değilim…
Doğal dokusunun yanı sıra uzak ve yakın tarihe ışık tutan bu mekanlarımız büyük bir mirası barındırmasının yanında şehrimizin prestiji diyebilirim.
İlçelerimizin bu anlamda çok farklı bir stratejisi var.
Daha da önemlisi; tarihi ve doğa güzellikleri ile yüklü bu müstesna antik alan Antalya için büyük bir prestij…
Bu potansiyelin bir an önce farkına varmamız ve korumanın yanında gelecek nesillere aynı hassasiyetle ulaştırılması, geliştirilmesi kaçınılmaz.
Evet… Phaselis Antik Kenti’ni Antalya’da oturup da görmeyen o kadar çok insanımız var ki…
Kemer Tekirova bölgesinde yer alan; içerisinde farklı medeniyetlerin kalıntıları, tarihi zenginliği barındıran, adeta tarihin ayak izlerinin tüm görselliğiyle nakşedildiği Phaselis’taki doğal ortamın eşsiz güzelliklerine ve ayrıcalıklarına dizeler yetmez sanırım.
Buram buram tarih kokan bu alanı merak edip de giden insanların “büyülendiği” sanki bir masal kentine geldiği izlenimini veren bu antik kentin geleceği ile ilgili vatandaşların kafasında en küçük bir soru işareti olmamalı.
Doğal haliyle korunması gereken antik alanın çok farklı projelerle “tanıtımının” yapılması artık kaçınılmaz.
Phaselis Antik Kent’i yerli ve yabancı turistlere daha etkin biçimde tanıtalım, gezdirelim; ancak en önemlisi bu şehirde yaşayan ve bu antik kentin varlığından habersiz olan çok sayıda vatandaşımıza bu özgün yerimizi görmeleri için çaba harcayalım.
Çünkü; böylesi güzel alanlarımızın neden gelecek kuşaklara aktarılmasının kaçınılmaz olduğunu ancak farkındalık yaratarak anlatabiliriz…
Bu yazı toplam 861 defa okunmuştur.