Hızlı kentleşme, şehir yaşantısının zorlu şartları, gürültü, trafik, stres insanları bir süre sonra sakin ortamlara özlem duygusunu tetikliyor.
Şehirdeki yaşayanlar köylere, köylerde yaşayanlar ise şehir yaşantısına özlem duyuyor.
Bu özlem; beraberinde yeni beklentileri ve planlamaları getiriyor.
Bir anlamda; yaşamını toprağa adayan, tarımla uğraşan insanlar şehre göç ederek yeni bir iş bulma hedefine odaklanıyorlar.
Yani; köyden kente göç bu yönüyle şekillenmiş oluyor.
Bu durumda köylerdeki nüfus azalırken, bayramlarda ve özel günlerde yakınlarını görmek amacıyla gidenlerle birkaç günlüğüne kalabalıklaşabiliyor.
Burada bir tezatlık oluşurken, tarım ve hayvancılık güç kaybediyor.
Tarım ve hayvancılık sektöründe şartların ağır olması, maliyetlerin sürekli artması iş gücü kaybına neden oluyor…
Peki Büyükşehir Yasası ile birlikte özellikle kronikleşen sorunların çözümü noktasında hizmet almaya başlayan ilçelerdeki hareketlilik; köylerden kentlere göçü durdurabilecek mi?
Bildiğiniz üzere özellikle son 5 yılda köylerden kente çok ciddi biçimde göçlere tanık oluyoruz. Bu göç; kuraklık tehlikesi ve çiftçilerin artan maliyetleriyle birlikte daha da hızlandı.
Köylerden kente göç olgusu; ciddi biçimde üzerinde durulması gereken bir kavram.
.
Mahallelere dönüşen köylerde imar planlaması ayrı bir sorun.
İmar ve planlama bu anlamda köylerimizdeki dokuyu bozmadan geliştirilmeli.
Köylerde bu kadar verimli arazi varken, üretimin yavaşlaması, gençlerin tarım yerine bir devlet dairesinde veya özel sektörde düşük ücretle de olsa çalışma isteği gerçekten ciddi bir sorun.
Ve gelecek adına bir tehlike…
Sulama sorunu, içme suyu, elektrik, yol ve kanalizasyon sorunu da özellikle büyük mahallelerin sıkıntıları.
Mera alanlarının daralması, hayvancılığın teşvik edilememesi, çöp sorunu da benzer sıkıntılar arasında…
Bu olumsuz tablonun sancıları giderek artarken, özellikle köylerden şehirlere göç olgusunun durması noktasında somut projeler üretilmeli…
Bu yazı toplam 1437 defa okunmuştur.