Bugün 24 Kasım 2024 Pazar
  • Antalya16 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3005.985
    %0
  • Dolar
    34.5383
    %0
  • Euro
    35.9979
    %0
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Prof. Dr. Türkeş: “Çölleşme riski artıyor, su yönetimi şart”
25 Şubat 2022 Cuma 12:23

Prof. Dr. Türkeş: “Çölleşme riski artıyor, su yönetimi şart”

Antalya Tarım Konseyi (ATAK) ile Antalya Ticaret Borsası (ATB) işbirliğinde düzenlenen "Antalya Tarımında İklim Değişikliği, Kuraklık ve Su Sorunu Paneli"...

Antalya Tarım Konseyi (ATAK) ile Antalya Ticaret Borsası (ATB) işbirliğinde düzenlenen "Antalya Tarımında İklim Değişikliği, Kuraklık ve Su Sorunu Paneli" çevrimiçi yapıldı. ATAK Genel Sekreteri Gonca Ertok moderatörlüğünde yapılan panele, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, Su Politikaları Derneği ve Hidropolitik Akademi Başkanı Dursun Yıldız katıldı.

Türkiye'nin iklim değişiminin olabileceği bir kuşakta yer aldığını belirten Prof. Dr. Murat Türkeş, "Antalya da aşırı kurak olabilecek bir bölgede" dedi. Antalya'nın yıllık 900-1000 mm ortalama yağış aldığını, yağışların ise önemli değişkenlik gösterdiğini belirten Türkeş, "Antalya, kuraklığa eğilimli ve hassas, şiddetli yağışların da olabileceği oynak değişken bir yağış rejiminin bulunduğu bir bölgede. Yıllık ortalama buharlaşma ise çok yüksek. Bu tarım için olumsuz bir durum" dedi.

"Çölleşme uyarısı"

Murat Türkeş, çölleşme sürecinin dünyanın yüzde 49'una ulaştığını kaydederken, Türkiye arazisinin yüzde 60'ının kurak olduğunu, yüzde 65'inin ise çölleşme sürecine açık olduğunu söyledi. Türkeş, su politikalarının buna göre yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Türkeş, Antalya'nın Elmalı ilçesi gibi batı iç kesiminin çölleşme riskiyle karşı karşıya olduğunu bildirirken, iklim değişikliğinin yanı sıra yanlış arazi kullanımı gibi uygulamaların riski artırdığını belirtti.

"Su zengini değiliz"

Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını, yıllık su açığı bulunan bir ülke olduğunu vurgulayan Murat Türkeş, su kullanımının doğru yönetiminin önemine dikkat çekti. Türkiye'nin sıcaklık rejiminin giderek tropikleştiğini, Antalya'da ise yaz günlerinde tropikal günlerin arttığını söyleyen Türkeş, yüksek sıcaklıkla birlikte toprak neminin de azaldığına işaret etti. Türkeş, betonlaşma ve yeşil alanların azalmasının da etkisine dikkat çekerken, gece de devam eden buharlaşmanın tarım için risk oluşturduğunu ifade etti. Son dönemde yağışların artmasıyla meteorolojik kuralığın azaldığını ancak hidrolik ve tarımsal kuraklığın hala Antalya için tehdit olduğunu söyleyen Türkeş, "Son yağışlar önemli ama kuraklık bitti diye hareket etmek çok yanlış" dedi.

"Öneriler"

Tarımdan sonra en önemli su kullanıcısının kentler olduğunu söyleyen Türkeş, "Kuraklık tarımla birlikte en çok büyük kentleri vuruyor" diye konuştu. Türkeş, su tüketimi fazla olan bitki ürün deseninden kaçınılması, 10 binlerce yılın birikimi yeraltı suyunun hunharca kullanılmaması, iklim ve çevre dostu sürdürülebilir tarım, su kaynakları kullanımını politikalarının uygulanması, modern sulama yöntemlerinin teşvik edilmesini önerdi.

"Yağışlara karşı rehavet uyarısı"

Su Politikaları Derneği ve Hidropolitik Akademi Başkanı Dursun Yıldız, son 3 yıldır Türkiye'nin kuraklıkla "boğuştuğunu" söylerken, son dönemde ise karar vericileri rehavete sevk edebilecek yağış olduğunu söyledi. Barajlar bir miktar dolunca su sıkıntısı yokmuş gibi davranıldığını ifade eden Yıldız, "Türkiye'nin ciddi şekilde su sorunu var. Suyunu, enerjisini, gıdasını ve çevresini biyoçeşitliliğini planlaması, yönetmesi zorunluluğu var" şeklinde konuştu.

"Su yasası bekleniyor"

Kuraklıktan en çok tarım sektörünün etkileneceğini belirten Yıldız, ülkede sulama altyapısının eski ve ekonomik ömrünü doldurduğunu, kanalet hatlarının arızalı olduğunu, sulama altyapısının yeniden değerlendirilip daha verimli hale getirilmesi gerektiğini anlattı. Su yönetimi yasasının çıkmasını beklediklerini belirten Dursun Yıldız, su yönetiminin koordinasyon içerisinde yapılması gerektiğini vurguladı. Entegre havza yönetiminin önemine dikkat çeken Dursun Yıldız, ulusal su planındaki hedefler dikkate alınarak, birbirini tamamlayan uygulamalar, katılımcı, doğaya uyumlu, şeffaf, bir yönetim anlayışı ile daha fazla kaybetmeden yapılması gerektiğini ifade etti. Yıldız, "Zaman kaybetmeden Türkiye'de su yönetimi ele alınmalı. Bütün planlamalarımızı iklim değişikliğine göre organize etmeliyiz. Su yönetimi dinamik bir iştir. Planlaması ve uygulamasıyla dinamik olmayı gerektirir" diye konuştu.

"Büyükşehir belediyeleri hassas davranmalı"

Büyükşehirlerin, nüfusun yüzde 65'ine su ve atık su hizmeti sağladığını ve su yönetiminde büyük fonksiyona sahip olduğunu belirten Yıldız, belediyelerin ilgili birimlerinin su yönetimi konusunda daha hassas çalışması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin altın değerindeki yeraltı su kaynaklarının yüzde 85'ini tahsis ettiğini, bunun büyük bölümünün de kişisel tahsisler olduğuna dikkat çeken Yıldız, "Son 15 yılda 5 milyar metreküp su kişisel tahsis yapılmış durumda" ifadelerini kullandı.

Geçmişte sınırların petrol kaynaklarına göre belirlendiğini belirten Yıldız, bugün gerek savaşların çıkması gerekse savaşın duracağı yerin belirlenmesinde su kaynaklarının bulunduğu alanların etkili olduğunu vurguladı.

Antalya Son Haber

Bu haber toplam 1658 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim