Doğa olaylarındaki değişiklikler, farklılıklar; Yaz aylarında yağan şiddetli yağışlar; kuşkusuz ki doğanın dengesinin bozulduğunun bir göstergesi…
Mutlaka sizler de düşünüyorsunuz; Kış aylarında yağmayan yağmurlar Haziran ayının ortalarında bardaktan boşanırcasına yağıyor ve bu yağışlar sele dönüşerek bazı yerleşim birimlerimizde felakete neden oluyor.
İklimsel ve mevsime odaklı yağmayan yağmurlar; kuraklık endişesini çağrıştırırken, bu kez Yaz mevsiminde yağan şiddetli yağışlar ve soğuk hava, meyvelere, sebzelere, ekili alanlara doğal olarak zarar veriyor.
Yaz aylarındaki Kış aylarını anımsatan soğuk hava ve şiddetli yağışlar doğal dokunun bozulması, küresel iklim değişikliği ve ekolojik dengenin bozulmasıyla özdeş bir yansımanın sonucu…
Son yıllarda yeşil alanlarımızın giderek azalması bir doğasever olarak beni çok üzüyor.
Antalya deyince belleklere her tarafı yeşil yerler geliyor ama gerçekten öyle mi acaba?
Antalya’da özellikle son 30 yıldır eski yeşil alanlarından eser yok.
Yeşil alan tahribatının endişe verici duruma geldiği Antalya’da çevre dostu projeler geliştirilmesi gerek.
Bugün bir çok bölgemizde dağlar bile tahrip edilmiş durumda. Yatırımların elbette şehrimiz için önemi var. Ancak; doğal doku yok edilerek atılan adımlar geleceğimiz açısından büyük sıkıntılar doğurur. Çevreyle uyumlu, doğayla dost projelerin desteklenmesi gerek. Doğayı yok ettiğimiz sürece doğal afetler hep bir risk olarak karşımızda durur.
Doğal afetler yaşamamak için doğayla dost projeler start almalı.
Çevre dostu diyebileceğimiz ve yeşil odaklı projelerde vitrine çıkarabileceğimiz bir çalışma neden yok?
Tarım alanlarımızı koruma noktasında bile yetersiziz.
Antalya’ya tatile gelen yerli ve yabancı turistler her geldiklerinde bu şehrin biraz daha betona kaydığını söylüyorlar.
Ve endişelerini dile getiriyorlar.
İklim değişikliğinin temel nedenlerine inmediğimiz sürece ve çevre dostu projeler geliştiremediğimiz sürece mevsimleri mevsim tadında yaşamamız artık imkansız gibi!
Bu yazı toplam 372 defa okunmuştur.