Yerel seçimlerde hizmet kavramı net olmasına karşın, çoğu zaman hizmet odaklı çalışmalarla rutin belediyecilik anlayışını birbirinden ayırmak gerekir.
Siyasi çekincelerle seçmen olaya bakmadığı sürece objektif olarak hizmet belediyeciliği kavramı ile özdeş çalışmalarla günü kurtarmaya yönelik rutin belediyecilik anlayışı kendini hemen ‘’belli’’ eder.
Maalesef hizmet heyecanını kaybetmiş yerel belediyecilik anlayışı ile kararlı, mega projelere yoğunlaşan, çözüm odaklı ve mücavir alan kapsamındaki tüm yerleşim alanlarına eşit şekilde hizmet götüren yerel belediyeciliği ayrı tutmalıyız!
Eğer bu sentezi yapamazsak; boşa geçen 5 yıl için hepimizin katkısı ve rolü olur.
Böyle bir tabloyu yaşamak da, yaşamamak da seçmenin kendi elinde…
‘’Selfie belediyeciliği’’ ile ‘’hizmet belediyeciliğini’’ ayrı tutmak gerekiyor…
Hele hele Antalya gibi büyük hedefleri olan, her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapan bir şehirde yerel belediyecilik anlayışının çözüm odaklı ve hizmet odaklı olması kaçınılmaz…
Sıradan bir asfaltlamayı bile bir başarı öyküsü olarak gören bir anlayışa asla prim vermemek gerekiyor…
Yerel seçimlerde seçmen hangi kriterleri gözeterek oy veriyor?
İsme mi bakıyor? Yoksa sempati duyduğu partisini mi önceliyor?
Bu soruların yanıtları kamuoyu anketlerince de soruluyor ama ne kadar karşılık buluyor çok net değil.
Şurası bir gerçek ki; yerel belediyeciliğin hizmet için yapıldığı gerçeğini ortaya konan icraatlarla görmek istiyor seçmen.
Öncelikle bu temel gerçeğin altını çizmek gerekiyor.
Yerel belediyeciliğin temel ekseninde ise çözüme dayalı hizmet bütünlüğü geliyor.
Demokrasi kültürünü daha üst noktalara taşımak, uzlaşma kültürünü aşılamak ve hoşgörü temasını “kalıcı” kılmak da belediyeciliğin asli görevleri ve hedefleri arasında olmasına karşın bugün hangi noktada olduğumuzu sorgulamamız gerekiyor.
Antalya gibi büyük hedefleri olan bir şehrin geleceğe dönük büyük projeleri olmalı.
Öncelik; Antalya’ya daha iyi hizmeti sunacak bir realitenin ortaya konabilmesi olmalı.
Ulaşım sorununu çözememiş, kaldırım işgalleri, görüntü ve gürültü kirliliği, çarpık yapılaşma ve haşere sorununu çözememiş bir Antalya gerçeği ile karşı karşıyayız…
Bu yazı toplam 740 defa okunmuştur.