“Şiddete başvuranlar toplumdan dışlanmalı”
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçilemediğine dikkat çeken Sağlık-Sen Antalya Şube Başkanı Sinan Kuluöztürk, “Sağlık çalışanlarını şiddet belasından kurtarmak lazım. Yasalar şiddeti tam manasıyla ortadan kaldırmaz. Şiddete başvuran kişiler toplumdan da dışlanarak cezalandırılmalı. Başta kamu olmak üzere herkese bu hususta büyük sorumluluk ve görevler düşmekte” dedi.
Sağlık-Sen’in kamuoyuna yansıyan verilerden derlediği Eylül Ayı Sağlıkta Şiddet Raporu yayınlandı. 23 şiddet olayının yaşandığı belirtilen raporda; 191 saldırganın yer aldığı kaydedilerek, 69 sağlık çalışanının mağdur olduğuna dikkat çekildi. Raporu değerlendiren Sağlık-Sen Antalya Şube Başkanı Sinan Kuluöztürk, sağlık çalışanlarının kutsal bir görev yaptıklarının altını çizdi. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti, nereden geleceği belli olmadığı için kör şiddet olarak nitelendiren Kuluöztürk, yasaların şiddeti tam olarak ortadan kaldırmadığını, şiddete başvuranların toplumdan da dışlanarak cezalandırılması gerektiğini belirtti.
“KUTSAL GÖREVİ FEDAKARCA YAPIYORLAR”
Sağlık çalışanlarının kutsal bir görevi yerine getirdiklerine dikkat çeken Kuluöztürk, “İnsanların yaralarını sarmak, dertlerine derman olmak ve hayata tutunmalarını sağlamak meşakkatli bir iş olduğu kadar kutsal bir görevdir. Bu hizmeti en iyi şekilde ifa eden sağlık çalışanları, aynı zamanda insanların zor ve ıstıraplı anlarında yanlarında bulunarak en mahrem ve en hayati anlarına da tanıklık ederler. Sağlık çalışanları ordumuz bu bilinçle alın teri akıtarak insanımıza her zaman el uzatmakta. Bahse konu bu fedakârlık, salgın sürecinde zirve yapmış ve yapmaya da devam etmekte” dedi.
“KÖR ŞİDDET”
Gecesini gündüzüne katarak hastalara can suyu olmak için tüm gayret ve çabayı sarf eden isimsiz kahramanlar sağlık çalışanlarının, şiddetin kurbanı olmaktan kurtulamadıklarına dikkat çeken Kuluöztürk, “Maalesef şiddet sağlık birimlerinde kol geziyor ve önüne bir türlü geçilemiyor. Her türlü zorlukla ve sorunla mücadele ederek şifa dağıtan sağlık çalışanları, bir de kör şiddetle mücadele ediyorlar. Kör şiddet diyoruz zira çalışma esnasında şiddetin nereden geldiğini sağlık çalışanları kestiremiyor. Bazen canlarından oluyorlar, bazen de Çapa Tıp Fakültesi örneğinde olduğu gibi sakat kalabiliyorlar. Yaşanan acı ve travmalar da çabası” diye konuştu.
“SAĞLIKTA ŞİDDETİN ÖNÜNE GEÇİLEMİYOR”
Sağlık çalışanlarının yerine getirdikleri kutsal görevin yanı sıra göğüslemek zorunda kaldıkları şiddetle karşılaşıldığında veyahut tanık olunduğunda diğer tüm sorun alanlarını unutturduğu gibi muhatabını zaman zaman da mesleğinin gereğini yapamaz hale getirdiğini kaydeden Kuluöztürk, şunları ifade etti:
“Yapılan tüm uyarılara, caydırıcı cezai işlemlere ve kamuoyu baskısına rağmen ne yazık ki sağlık birimlerinde şiddetin önüne bir türlü geçilememekte. Öyle ki ülke genelinin sağlıkta şiddet tablosuna baktığımızda, her yeni ayın bir önceki ayı aratır düzeyde ilerlediğine tanık olmaktayız. O halde, bu hususta yapılması gerekenin sıfır tolerans temelli, çok yönlü, kapsamlı politika değişikliğine gitmek olduğu açıktır. Yürütülecek politikanın içinde eğitim kurumlarından medya organlarına, sivil toplum kuruluşlarından yargı mekanizmalarına varıncaya kadar her kuruma ve herkese çok büyük sorumluluk yüklenmelidir. Sağlık çalışanları öbür türlü şiddetin kara gölgesi altında çalışmaya mecbur kalacaklardır ki buna hiç kimsenin hakkı yoktur.”
“DERMAN BEKLEYENLERLE, ŞİDDET UYGULAYANLAR AYNI KİŞİLER”
Sağlık-Sen tarafından hazırlanan Eylül Ayı Sağlıkta Şiddet Raporu’na dikkat çeken Kuluöztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sağlık çalışanlarına her türlü hakareti, saldırıyı ve şiddeti reva görenlerin hasta veyahut hasta yakını olduğu gerçeğinde, Eylül ayında da değişen pek bir şey olmamıştır. Bir diğer ifadeyle, Eylül ayı verilerine baktığımızda derman bekleyenlerle şiddet uygulayanların aynı kişiler olduğunu görüyoruz. Bu trajik tabloda dikkat çeken önemli bir nokta da Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde olduğu gibi hasta yakınlarının kalabalık gruplar halinde hastaneyi basarak terör estirdiklerine şahit olunmasıdır. Bu durumdaki şiddet olaylarının neden olduğu korku ve zararın, bireysel saldırılardakilerden kat be kat önde olduğunu görüyoruz. Bu hakikat ışığında, Eylül ayına baktığımızda 23 şiddet olayının kamuoyuna yansıdığını görüyoruz. Bu olaylarda yer alan 191 saldırganın 69 sağlık çalışanını mağdur ettiği ortada. 23 olayın 6’sı fiili, 10’u hem sözlü hem fiili, 7’si ise sözlü olarak gerçekleşmiştir. Yaşanan 23 olayın 14’ünde hasta yakınları yer alırken, 9’unda ise bizzat hastalar dehşet saçmıştır. Saldırganlara karşı uygulanan adli işlemlere baktığımızda ise 40 saldırganın ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldıklarını görüyoruz. Buna karşın 20 saldırgan tutuklanırken, 131 kişi hakkında da hiçbir işlem yapılmamıştır.”
“ŞİDDET MEKAN AYIRT ETMİYOR”
Yaşanan olaylarda şiddetin mekan ayırt etmediğini söyleyen Kuluöztürk, “16 vaka hastanelerde, 4 vaka sahada, 3 vaka ise aile sağlığı merkezlerinde vuku bulmuştur. Olaylarda adres ayırt etmeyen şiddetin kimlik ayrımı yapmadığı gerçeğiyle Eylül ayında da karşılaşıyoruz. 11 hemşire, 8 doktor, 5 tane 112 çalışanı, 4 güvenlik görevlisi ve farklı branşlardaki 41 sağlık çalışanı yine şiddetin kurbanı olmuştur. Eylül ayındaki şiddet olaylarının en trajik olanı İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaşanmıştır. ‘Maske takın’ diye uyarılan saldırgan, sağlık çalışanı arkadaşımızın bir gözünü kaybetmesine neden olmuştur. Şiddet olayları esnasında 4 polis, 1 de sivil vatandaş çeşitli yerlerinden yaralanmışlardır” ifadelerini kullandı.
“ÇEŞİTLİ KARARLAR VERİLİYOR”
Şiddet olaylarıyla ilgili çeşitli kararlar verildiğine işaret eden Kuluöztürk, “Isparta’da bir diş hekimi, çalıştığı hastanede mobinge ve hakarete maruz kaldığı iddiasıyla Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurmuştur. Kurum, diş hekimine hakaret ettiği öne sürülen başhekim hakkında, Sağlık Bakanlığı’nın soruşturma açmasına karar vermiştir. Mahkeme, geçtiğimiz yıl İzmir’de doktoru jiletle yaralayan saldırgana, ‘Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye çalışma teşebbüsünden’ 20 yıl hapis cezasına çarptırmıştır. Trabzon’da geçtiğimiz Nisan ayında doktor ve sağlık çalışanlarını darp eden saldırgana, konutu terk etmeme cezası verilmişti. Eylül ayında görülen duruşmada, şahsın konutu terk etmeme cezası kaldırılarak adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır” açıklamasında bulundu.
“TOPLUMDAN DIŞLANARAK DA CEZALANDIRILMALILAR”
Son olarak sağlık çalışanlarının şiddet belasından kurtarılması gerektiğini vurgulayan Kuluöztürk, “Yasalar şiddeti tam manasıyla ortadan kaldırmaz. Şiddete başvuran kişiler toplumdan da dışlanarak cezalandırılmalı. Başta kamu olmak üzere herkese bu hususta büyük sorumluluk ve görevler düşmekte” ifadelerini kullandı. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim