Günümüzde yardımlaşmak, sosyal ve kültürel etkinlikleri her alana yaymak, üyeler arasındaki dayanışmayı üst düzeye çıkarmak olgusuyla açılan dernekler var.
Başlangıçta toplumun tüm kesimlerine ulaşmayı kendisine hedef edinen bu derneklerden bazılarının zaman içerisinde kuruluş amacından ve felsefesinden saparak siyasetle anılır hale geldiğine tanıklık ediyoruz.
Her şeyden önce ‘’Derneğimiz siyasi bir dernek değil ve toplumun tüm kesimlerin sesi olacak’’ şeklindeki açıklamalarına rağmen zaman içerisinde herhangi bir siyasi partinin sesi haline gelmesi yanlış.
Yardımlaşmayı kendisine ilke edinirken; tarafsız kalmayı başaramamak; derneği oluşturan tüm üyelerin bakış açısına karşı yapılan bir haksızlık.
Yine aynı şekilde STK’ların da bu hassas dengeyi iyi kurgulaması ve gözetmesi gerek.
Bir kurum ya da kuruluşun siyasetten olabildiğince uzak kalması gerek.
Günümüzde bu hassas dengeyi koruyabilmiş kurum ve kuruluşlarımız olduğu kadar, herhangi bir siyasi parti ile anılır hale gelen kuruluşların kuruluş felsefesinden uzaklaştığı için inandırıcılığı da kalmıyor ne yazık ki…
Siyasetin her zaman siyasi partilerin temsilcilerinin yer aldığı TBMM’de yapılması gerektiğini artık anlamamız gerekiyor.
Toplumun tüm kesimlerine hitap etmek; tarafsız olmakla mümkün.
24 Haziran’da yapılacak Cumhurbanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin yaklaştığı şu günlerde herkesin bu ince ayrıntıya dikkat etmesi gerekiyor.
Sosyal ve kültürel etkinlikleri arttırma, üyeler arasındaki ilişkileri geliştirme, maddi yönden kısıtlı ailelere, çocuklara ve yoksullara yardım amaçlı derneklerin kuruluş amacına yakışır biçimde faaliyetlerini sürdürmesi gerek.
Aksi durumlar; hiç inandırıcı ve etik olmuyor…
Bu yazı toplam 2023 defa okunmuştur.