Eleştirirken de, överken de “özeleştiri” yapamıyoruz ne yazık ki…
Ya tek taraflı övüyoruz, ya da eleştiriyoruz.
Ortasını bulamadık!.
Ülkemizin kronikleşmiş sorunları var. İşsizlik, terör, eğitim, sağlık, ve “belirleyici” bir unsur olan ekonomi…
Ekonomik gidişat; çok daha geniş kapsamlı olarak bugünün ve geleceğin siyasetinde belirleyici olmaya devam edecek.
Her zaman dile getirdiğim önemli bir ayrıntı var. İşsizlikle mücadele, ekonominin düzelmesi, iç ve dış politikadaki istikrar ile mümkün.
Turizmde, tarımda, sanayide, ticarette ve hatta sporda “kalıcı” başarılar elde etmek için üretimi teşvik edici bir anlayışa gereksinim var.
Tasarruf tedbirlerini sadece vatandaştan, dar gelirliden beklemek yerine, tüm kamu kurum ve kuruluşlarındaki gereksiz harcamalara, savurganlığa bir son verilmeli.
Üretimi teşvik etmek, sözle değil, icraatla olmalı.
Bunun adımlarını görmek istiyor artık vatandaş.
Turizmde, tarımda, ticarette dün olduğu gibi bugün de ciddi sorunlarımız var. Hatta, turizmde içinde bulunduğumuz durum ileriye dönük olarak daha geniş çaplı projelere imza atmamızı “kaçınılmaz” kılıyor.
Dar gelirli, gelir düzeyi düşük, emekli, işsiz ve hatta orta gelirli ailelerin geleceğe dönük bakışlarındaki karamsarlık havasını dağıtacak en önemli olgu üretimin teşvik edilirken yeni pazarlara yönelinmesi kuşkusuz.
Kronikleşmiş sorunlarla yüzleşmekten kaçınmadan, çözüm için daha çok proje ve alternatif üretilmeli.
Tüm sektörlerdeki durağan yapının aşılarak kişi başına düşen gelir oranının kademeli olarak arttırılması temenniden öteye geçmeli artık…
Bu yazı toplam 2061 defa okunmuştur.