Yaşamın her noktasında istikrar çok önemli bir kavram.. İstikrar; her şeyden önce planlı, proğramlı ve çok yönlü hareket etmenin ve projeler üretmenin anahtarı…
Hele hele üretim paydasında istikrarı sağlayabilmek ve sürdürülebilirliği sağlamak çok daha önem taşıyor.
Şurası bir gerçek ki; üretimi canlandırmak; sözde kalmayacak kadar özge bir kavram.
Zaman zaman yazılarımda ifade ettiğim üzere, bugünün ve geleceğin planlamasında üretim olgusu; tüm sektörler için vazgeçilmez bir faktör.
Üretim deyince sadece tarıma odaklanmamız yanlış olur.
Üretim; yaşamımızın her alanında olmalı ve bilimsel verilerle olgunlaşmalı.
Sanayide, endüstride, bilişim sektöründe, otomotivden dijital kalkınmaya dek geniş bir alanda üretimin sürdürülebilir olması ve Pazar bulması çok önemli bir kavram.
Tarım olgusuna bakacak olursak…
Gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin temel sorunu; tarım vizyonundan giderek uzaklaşması…
Hızlı betonlaşma; beraberinde sosyal ve kültürel sorunları tetiklediği kadar, tarım ve ticareti de olumsuz etkiliyor.
Buna turizmi de ciddi anlamda katmamız gerek.
Gerektiğinden çok daha fazla yeni konut alanları yaratmak ve konut üretmek; ekonomiyi canlandıracağı yerde çok fazla göçe neden olduğu için ekonomik istikrarsızlığı tetikliyor.
Tarım alanlarının hızla imara açılması; yeni konut alanları yaratmak planlı gelişmenin önünde ciddi bir engel.
Tarım alanlarının imara açılarak yerine yeni beton bloklar dikilmesi, narenciye bahçelerinin sökülerek konut alanına çevrilmesi; Antalya’nın bilinen acı bir gerçeği…
Bu gerçek bilinmesine rağmen önlem alınmıyor…
Çevreci kuruluşlar, meslek örgütleri, gönüllü çevre kuruluşları ve STK’lar bu konuda artık daha “bilinçli.” Bu bir teselli ve umut verici bir gelişme.
Ancak; rant olgusu Antalya’da maalesef ön planda olduğu için daha 3-5 yıl öncesinde tarım arazisi olan yerlerde bugün yeni konutlar yükseliyor…
Üretim olgusunu tüm yönleriyle hayata geçirmek istiyorsak, özellikle tarımsal karakterli alanları korumalıyız.
Ürerim çarkında tarım olgusu parlamazsa; ne turizmden söz edebiliriz, ne de sanayiden…
Bu yazı toplam 481 defa okunmuştur.