Her ne kadar Eylül ayında olsak da Antalya’da hava sıcaklıkları malum. Bu bakımdan olası orman yangınlarına karşı tedbiri elden bırakmamak lazım.
Geçtiğimiz ay Aksu’da, Manavgat’ta, Kepez Duraliler’de çıkan yangınlar yerinde müdahalelerle söndürüldü ve bu çalışmalara kısmen vatandaşlar da katıldı.
Hangi mevsimde olursak olalım orman yangınları için hazırlıklı olmamız lazım. Çünkü Antalya’da ormanlık alanları gelecek kuşaklara aktarmamız şehrin geleceği açısından çok mühim. Bu sebeple olası yangınların önlenmesi için her zamankinden daha dikkatli davranmak mecburiyetindeyiz.
Yanan ormanlık alanlar çocuklarımızın geleceği. O bakımdan orman yangınları ile mücadeleyi sadece Orman Müdürlüğü’ne bırakmamamız lazım.
Çünkü yanan orman alanlarında yıllardır emek vererek büyüyen, üzerine titrenen yeşil doku; çıra gibi yok oluyor.
Sıcak havalarda çok daha fazla gereksinim duyduğumuz, gölgesine sığındığımız, nefes aldığımız ve eşsiz görüntüsüyle stres attığımız o güzelim yeşil alanların yanması çok üzücü.
Evet… Bazen ormanlık alanlarda tabelalarda okuduğumuz Ellerimizle yaktığımız ateşi; gözyaşlarımızla söndüremiyoruz.
Her orman yangını benim kafamda soru işareti bırakır… İhmal, sorumsuzluk, duyarsızlık, sabotaj ve kasıtlı çıkarılan yangınlar gelir aklıma.
Her zamankinden çok daha duyarlı, tedbirli ve donanımlı olmamız gerekiyor. Çünkü; başlangıçta küçük gibi görünen yangın rüzgarın etkisiyle öyle bir yayılıyor ki; alev topuna dönüşüyor…
Bu bakımdan ormanlık alanlarda yaktığımız piknik ateşini tamamen söndürmemiz lazım.
Dahası ormanlık alanları çöp yığınına döndürmememiz lazım.
Yangın söndürme çalışmalarında görevlilere yardım etmemiz lazım.
Hepimize büyük sorumluluk düşüyor…
Bu yazı toplam 1159 defa okunmuştur.