Bugün 23 Kasım 2024 Cumartesi
  • Antalya21 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3005.805
    %1.82
  • Dolar
    34.5348
    %0.14
  • Euro
    36.0249
    %-0.48
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Üroloji Uzmanı Uyardı: “İ̇ktidarsızlığın Sebebi Stres Kaynaklı Olabilir”
09 Ağustos 2021 Pazartesi 18:28

Üroloji Uzmanı Uyardı: “İ̇ktidarsızlığın Sebebi Stres Kaynaklı Olabilir”

Medicana International Ankara Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Serkan Altınova, cinsel sağlığın önemi konusunda uyarılarda bulunarak, "İktidarsızlığın...

Medicana International Ankara Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Serkan Altınova, cinsel sağlığın önemi konusunda uyarılarda bulunarak, "İktidarsızlığın sebebi stres kaynaklı olabilir" dedi.

Medicana International Ankara Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Serkan Altınova "İktidarsızlık başarılı cinsel teması sağlayabilecek sertlik düzeyine ulaşamama veya bu sertlik düzeyini yeterince sürdürememe hali olarak tanımlanır. Bu durum tüm erkeklerin yüzde 10 kadarında görülür. Bu kişilerin genellikle karşı cinse olan seksüel arzularında azalma olmaz, orgazm veya boşalma sorunları bulunmaz. Ruhsal olarak önemli bir stres kaynağıdır. Erken boşalma ve kısırlık bazen beraber gözükse de tamamen farklı konulardır. Organik veya psikolojik nedenlere bağlı olabilir. İktidarsızlığın sebebi stres kaynaklı olabilir" ifadelerini kullandı.

Sertleşme probleminin psikolojik sebepleri

Prof. Dr. Serkan Altınova stresin, kaygının ve endişenin bu sıkıntının nedenleri arasında ilk sıralarda olduğunu vurguladı. Altınova, cinsel olarak aktif bir erkeğin işten kovulduktan sonra aniden başlayan sertleşme sorunu yaşayabileceğini de örnek verdi. Stres ve endişe durumunda penil mekanizmaların normal olduğunu fakat beynin penise gönderdiği sinyallerin engellenebildiğini açıkladı. Başarısızlık korkusunun sertleşme sorununun bir başka önemli nedeni olduğunu belirten Altınova, cinsel teması başarabilme kabiliyeti hakkında endişe duyan bir hastanın başarılı cinsel temas sağlayamazsa endişesinin daha da arttığını ifade etti. Depresyon gibi psikiyatrik hastalıkların da sertleşme sorununa yol açabildiğinin altını çizdi.

Sertleşme probleminin organik nedenleri

"Damar hastalıkları, sertleşme sorununun en sık görülen fiziksel nedeni damarlarla ilgili hastalıklardır" diyen Üroloji Uzmanı Altınova, damar hastalıklarının penise ulaşan ve sertleşme sağlayan kan miktarını etkilediğini, aynı zamanda kanın penis içinde kalması ve dolayısıyla sertleşmenin sürdürülmesinin de etkilenebildiğini vurguladı. Damarların sertleşmesi ve damar sistemini etkileyen herhangi bir hastalığın sertleşme sorunu açısından risk faktörü olduğunu açıklayan Altınova, sözlerine şöyle devam etti:

"Damar sertliği (ateroskleroz) özellikle elli yaş üstü erkekler için ciddi bir sorun oluşturur. Atar damarların daralmasına neden olur ve penise giden kan akımı azalır. Sigara kullanımı, yüksek tansiyon, diyabet (şeker hastalığı), kalp hastalığı ve kan yağlarının yüksek olması diğer önemli risk faktörlerindendir. Ereksiyon bozukluğu bazen kalp hastalığının erken belirtisi dahi olabilir. Sonuçta her iki hastalıkta bir damar hastalığıdır."

İktidarsızlığın tanı ve tedavisi

Prof. Dr. Serkan Altınova, sertleşme probleminin tanısı için ilk önce ayrıntılı olarak hastanın hikayesinin alındığının ve bazı kan analizleri ile bazen de renkli doppler ultrasonografi gerektiğini açıkladı. Hastayı tedavi etmek için ilk basamağın ilaç (Ağızdan alınan ilaçlar, penise uygulanan iğne tedavileri, bitkisel ilaçlar) tedavileridir. Ortalama yüzde 60-80 başarılı olduğunu söyleyen Altınova, cerrahi bir tedavi yöntemi olan penil protezin (mutluluk çubuğu) son basamak ama en başarılı tedavi yöntemi olduğunu özellikle vurguladı.

Son yılarda en popüler tedavi olan ESWT'nin (düşük enerjili şok dalga tedavisi) hafif ve orta yetmezlikte daha başarılı olduğunu, bu tedavide amacın odaklanmış ses dalgaları ile peniste yeni damar oluşumunu destekleyerek, bu yolla vasküler kaynaklı sertleşme bozukluklarının kalıcı olarak tedavi edildiği ifadelerinde bulunan Prof. Dr. Serkan Altınova, "Her biri yaklaşık olarak 20 dakika süren toplam 6-12 seanstan oluşan bu tedavi herhangi bir anestezi veya ağrı kesiciye ihtiyaç duyulmadan ayaktan gerçekleştirilebilmektedir" şeklinde sözlerini noktaladı.

Antalya Son Haber

Bu haber toplam 2029 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim