Yardımlaşmak, darda olanı gözetmek, yoksullara kol kanat germek ve bencilliği bir tarafa atarak sorunların çözümüne katkı koymak çok özge bir davranış biçimi.
Onbir Ayın Sultanı mübarek Ramazan ayının ilk günlerini yaşadığımız bugünlerde reklam kokmayan yardımlaşma; olması gereken en doğru yaklaşım.
Manevi duygularımızın arttığı böylesi günlerde ihtiyaç sahibi, öksüz, yetim, hasta ve dar gelirli ailelere yardımda bulunmak ve bu yardımı yaparken gizliliği ön planda tutmak; yardımseverliğin özüne yakışan, karşımızdaki insanı rencide etmeyen, aksine mutlu eden yüce bir yaklaşım olmaz mı?
Yardım yapıyorum diye karşıdakini yoksulluğuyla rencide etmek, kendi egolarını ön plana çıkarmak çok yanlış ve yanlış olduğu kadar düşündürücü bir olgu.
Zaman zaman dile getirdiğim gibi; yardımlaşma çok önemli bir konu ve bu konunun olabildiğince abartısız olması gerekiyor.
Yardım yaparken, yardım ettiğimiz kişiyi rencide etmek kadar kahredici bir yanlışa düşmemek için sessiz sedasız yapılan yardımlaşma en doğru bütünleşmedir.
Hani yardıma muhtaç birisine yardım ederken resim karelerinde yardımda bulunurken poz vermeyi seven insanlar vardır…
Artık bu Ramazan ayında benzer görüntüler yaşamayalım.
Ramazan ayı boyunca yiyecek ve giyecek yardımından tutun da, geniş yelpazede yapılan hayır amaçlı yardımların özünde yardım ettiğimiz kişileri rencide etmeyecek bir yol izlenmesi gerekiyor.
Oysaki; geçmiş yıllardaki acı tecrübelerimiz; yardım olgusunun bile suiistimal edildiğini anımsatıyor bana.
Geçmiş yıllarda kamu kurum ve kuruluş temsilcilerinin, varlıklı kişilerin ve meslek kuruluşlarının üyelerinin birbirleriyle iftar davetlerinde bulunmalarından ziyade, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızla bir araya gelmeleri çok daha güzel ve anlamlı bana göre.
Yardımlaşma ve darda olan kişilere yardım sadaca Ramazan ayında olmamalı.
Yardımlaşmanın, ihtiyaç sahiplerini sevindirmenin yeri ve zamanı yok…
Bu yazı toplam 1054 defa okunmuştur.