Bugün 30 Nisan 2025 Çarşamba
  • Antalya20 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    4057.584
    %-1.12
  • Dolar
    38.4764
    %-0.19
  • Euro
    43.9195
    %-0.85

Eşref Ural / Journal - Konuk Yazar

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Eşref Ural / Journal - Konuk Yazar

YENİ TREND; SEKÜLER MİLLİYETÇİLİK

30 Nisan 2025 Çarşamba 10:36

Bu yazıyı 19 Mart protesto gösterilerinde ortaya çıkan bazı görüntüler üzerine yazmaya karar vermiştim, ancak işlerimin yoğunluğu nedeniyle şimdi fırsat bulabildim. Peki o gösterilerde ne görmüştüm ki böyle bir yazı kaleme almaya ihtiyaç duydum? Yazının başlığından da anlaşıldığı üzere, iki “şey gördüm o meydanlarda; “milliyetçilik” ve “sekülarizm”.

 

Evvela bu iki kavram üzerine kısaca bir şeyler söyleyerek başlayalım, efendim sekülerizm yahut sekülerlik, laiklik kavramından biraz farklı. Elbette bu iki kavram birbirine çok uzak değil ama bazı noktalarda ayrılıyor. Türk Dil Kurumu bu kavrama karşılık “dünyacılık” yahut “dünyevilik” kavramlarını öneriyor, ama yaygın kullanımı bu şekilde.  Sekülerizm sosyoloji ve siyaset terminolojisinde şöyle tanımlanıyor; “toplumda ahiretten ve dinî, ruhanî meselelerden ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki hareket”. Elbette bu kadar basit değil ama en kısa ve açık ifadesi bu.

 

Milliyetçilik’e gelince; yabancı olduğumuz bir kavram değil elbette, ama Fransız İhtilalinden sonra siyasi bir kavram olarak gündeme geldi ve o gün bu gündür sosyal/siyasal hayatın çok güçlü bir argümanı konumunda. Elbette her şey ve her kavram gibi bu da çağın gelişimine bağlı olarak değişim gösterdi. Farklı coğrafyalarda farklı uygulamalar söz konusu oldu. Avrupa’da farklı, Rusya’da farklı, Ortadoğu’da farklı, Afrika’da farklı, Asya-Pasifik’te farklı bir milliyetçilik yaşandı, yaşanıyor. Nasıl ki her coğrafyaya özgü bir “emperyalizmler” kavramından söz edebiliyorsak, nasıl ki her coğrafyaya özgü “sosyalizmler” kavramından bahsedebiliyorsak, her topluma, her ülkeye ve her millete özgü bir “milliyetçilikler” kavramından da pekâlâ söz edebiliriz.

 

Peki bizim ülkemizde genç kuşaklar milliyetçiliği nasıl algılıyorlar? Bu hususta yapılmış bazı saha çalışmalarına, yapılan yorumlara ve şahsi gözlemlerime dayanarak şu kadarını söyleyebilirim ki, bu yeni kuşaklar, milliyetçilik kavramına 68 Kuşağı’nın baktığı yerden bakmıyorlar! Türkiye’nin 68 kuşağı milliyetçilik kavramına bir hayli “kavmî” bir noktadan bakıyordu. O kuşağın solcuları “Türk Solu” ve “Kürt Solu” şeklinde ayrım yapardı meselâ, kavmî bir ayraç koyarlardı araya. Sağcılar da böyleydi. “Türk milleti” dediklerinde ağırlıklı olarak Türk kavminden gelen, Turan bağı olan bir milliyetçilik üzerinden yazıp konuşurlar ve böyle siyaset yaparlardı.  

 

Oysa şimdiki nesillerin böylesi “kırmızı çizgileri” yok. Evet, kendilerine sorulduğunda kendilerini ağırlıklı olarak “Atatürk milliyetçisi, Atatürkçü, milliyetçi” olarak tanımlıyorlar, ama bu kavmi değil rasyonel ve toplumsal bir milliyetçilik. (Aslında modern bir milliyetçilik de diyebilirdim). Yani “köklere” bağlı bir milliyetçilik değil, vatana duyulan sevgi ve saygı içerikli bir milliyetçilik. Benim gördüğüm ve anladığım budur. Bu milliyetçilik anlayışı nedeniyledir ki, aynı gösteride bir grup genç “bozkurt” işareti yaparken, hemen yanındaki bir başka grup “zafer” işareti yapabildiler. Ve bu fotoğraftan bir kavga ya da tartışma çıkmadı, sadece birbirlerine gülümsediler. Oysa aynı fotoğraf karesi 60’lı, 70’li yıllarda olsaydı, muhtemelen ortalık birbirine girer, gençler birbirinin kafasını gözünü kırmak için kavgaya tutuşurlardı.

 

Peki niçin seküler bir nesil ortaya çıkıyor? Çıkıyor, çıktı çünkü Türkiye tarihinde dini kavramlar hiçbir dönemde, son yıllarda olduğu kadar siyasetin ve kamu yönetiminin merkezine oturtulmadı. Dolayısıyla, bu ülkede yaşanan her türlü olumsuzluk, haksızlık, hukuksuzluk, yoksulluk, çirkinlik... dini kavramların yeni kuşağın gözünde itibar kaybetmesine sebep oldu. Bu tabloya bir de çağın, tarihin, teknolojinin geldiği yüksek seviyeyi ekleyin, genç nesiller için sekülerliğin şemsiyesi altında toplanmaktan başka bir yol kalmamış oluyor.

 

Ve şimdilerde genç kuşaklar bu iki kavramdan (sekülerizm ve modern milliyetçilik) güç alarak yeni bir yolculuğa çıkıyorlar. Bendeniz Türkiye’nin bu genç kuşağının çıktığı bu yolculuğun ülkemizin hayrına olduğuna bütün kalbimle inanıyorum. Türkiye’nin bundan sonra kaderini bu gençler çizecekler. Ettiğim bütün dualarım onlar içindir; yolları, şansları, bahtları açık olsun. 

Bu yazı toplam 161 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim