Gerçekten zor günler geçiriyoruz… Bir taraftan devam eden ve vaka sayılarının sürekli arttığı pandemi süreci, diğer taraftan sel felaketleri, depremler ve son olarak da bir türlü söndürülemeyen orman yangınları…
Orman yangınlarında hayatını kaybeden, hayvanları telef olan, evlerini kaybeden vatandaşlarımızın acısı yüreğimize akmışken, farklı illerdeki sel felaketlerinde yaşanan dramatik görüntüler de hafızalarımızda yer etmeye devam ediyor maalesef!
Orman yangınlarının biri söndürülürken, farklı bir şehirde veya ilçelerde çıkan ve hızla büyüyen her yangın haberi moralimizi bozmaya yetip de artıyor.
Yılların birikiminin dakikalar içerisinde yanıp kül oluşunu gözyaşları içerisinde izlerken evlerini terk etmek zorunda kalan, son bir gayretle hayatta kalan bir hayvanını kurtarabilmek için alevlerin arasında ölümle hayat arasında gidip gelen insanlarımızın görüntüleri gerçekten çok acı.
İnsanların çaresizce yanan ağaçları izlerken, canını dişine takan yangın söndürme ekipleriyle verdikleri olağanüstü mücadele az da olsa tesellimiz oluyor.
Ve bu olaylar yaşanırken, dayanışmamızın en güzel örneklerini sergilememiz ise az da olsa nefeslendiriyor hepimizi!
Diğer taraftan hayatının baharında pırıl pırıl bir genç kızımızın, bir üniversite öğrencisi genç kızın vahşice öldürülmesi haberi yüreğimizi yakıp da geçiyor!
Sözcüklerin yetersiz kaldığı, boğazımızın düğüm düğüm düğümlendiği anları yaşıyoruz!
Gerçekten bazen tüm bu yaşadıklarımız bir rüya olsa diye geçiriyorum içimden.
Orman yangınlarıyla mücadelemiz tüm hızıyla devam ederken, birkaç gündür kayıp olan ve kendisinden haber alınamayan üniversite öğrencisi genç kızımızın vahşice öldürülmesi kuşkusuz hepimizin moralini bozdu.
Öfkemizin bir tanımı yok!
Güzel bir haber beklerken, Antalya’da yaşanan bu olay gerçekten artık kadın cinayetlerinde gelinen noktanın açıklanamaz bir boyutu…
Vahşice cinayete kurban giden genç kızımızın ailesinin acısı hepimizin acısı ve feryadı oldu…
Ve öfkesi oldu.
Tarifsiz bir üzüntü yaşıyorum.
Artık bu acı, vahşice kadın cinayetlerinin ve düşündürücü olayların bir son bulması gerekmiyor mu?
Bu yazı toplam 682 defa okunmuştur.