Siyasetin temel ilkesinde hizmet kavramı öncelikli bir kulvarı barındırır…
Yerel ve genel seçimlerde bu olgu ‘’fazlasıyla’’ kendini hissettirmeli.
Yerel seçime bir parantez açmak gerekirse, belediye başkanları oturduğu koltuğun vatandaşa hizmet etmek için var olduğunu yaklaşan seçimler öncesinde değil, görev süresinin ‘’tamamında’’ farkında olmalı.
Ve bu temel gerçek ekseninde hizmet üretilmeli.
Yerel seçimlerde seçmen hangi kriterleri gözeterek oy veriyor?
İsme mi bakıyor? Yoksa sempati duyduğu partisini mi önceliyor?
Bu soruların yanıtları kamuoyu anketlerince de soruluyor ama ne kadar karşılık buluyor çok net değil.
Şurası bir gerçek ki; siyasetin hizmet için yapıldığı gerçeğini ortaya konan icraatlarla görmek istiyor seçmen.
Öncelikle bu temel gerçeğin altını çizmek gerekiyor.
Siyasetin temel ekseninde ise çözüme dayalı hizmet bütünlüğü geliyor.
Demokrasi kültürünü daha üst noktalara taşımak, uzlaşma kültürünü aşılamak ve hoşgörü temasını “kalıcı” kılmak da siyasetin asli görevleri ve hedefleri arasında olmasına karşın bugün hangi noktada olduğumuzu sorgulamamız gerekiyor.
Siyaset; tüm kulvarlarda çözüm üreterek sokaktaki vatandaşa moral aşılamalı.
Demokrasimizin gelişmesi, geleceğe dönük yatırımların hızlanması, işsizliğin azalması, terörün kökünün kazılması, düşünce özgürlüğünün kalıcı hale getirilmesi, iç ve dış politikadaki tıkanık damarların açılması, eğitim seviyemizin arttırılması, kısacası refah seviyemizin arttırılması için “uzlaşmacı” bir yaklaşımla gerilim siyasetinden uzaklaşılması gerekiyor.
Yerel seçim olgusuna değinecek olursak; mevcut belediye başkanları için de görev sürelerindeki zaman dilimi hızla azalıyor.
Mega projeler bekleyen seçmenin stabil hizmet anlayışını gördükçe yaşadığı şaşkınlığı ve hayal kırıklığını özetlemeye sözcükler yetmez.
Rutin belediyecilik anlayışı ile geçen zaman aslında koskoca bir kayıptır!
Sık sık selfie çektirerek vatandaşa ‘’Ben içinizden birisiyim’’ mesajı vererek temel sorunlar ve kronik hale gelen sıkıntılar çözümlenemez!
Bu yazı toplam 416 defa okunmuştur.