İstanbul’dan ya da İzmir’den Antalya’ya gelen herhangi birisi Antalya’nın trafiğini çok problemli bulmayabilir!
Zaman zaman bu tespitlere de tanıklık ediyorum. ‘’Antalya’nın trafiği nedir ki; siz asıl İstanbul’un, İzmir’in ya da Ankara’nın trafiğini görün.’’ Diye yüzeysel bir analiz yapabilirler.
Kendilerince haklı olsalar da, Antalya’nın nüfusu ile İstanbul’un, Ankara’nın ve İzmir’in nüfusuna bir bakmak gerek.
Gerçek olan şu ki; Antalya ulaşım ile ilgili projelerini hayata geçirmekte çok geç kaldı!
Halen de bu geç kalmışlık devam ediyor.
Aynı hatalarda devam ediliyor.
Ulaşımdaki her geçen gün artan sorunları çözmenin en etkin yolu metro sistemi…
Ancak; maliyet gerekçe gösterilerek, toprak yapısı gerekçe gösterilerek bu proje hep ertelendi ve deyim yerindeyse hiç gündeme dahi getirilmedi.
Metro; yerel belediyecilikte seçim konusunda çok ‘’riskli’’ projedir. Zahmetlidir, uzun sürelidir, eziyetlidir. Ve elbette maliyetlidir. Dolayısıyla belediye başkanları daha çok küçük çaplı projelerle ve köprülü kavşaklarla ulaşım sorununu çözmeyi tercih ediyor.
Antalya gibi sürekli nüfusu artan bir turizm şehrinde ise ulaşım ve trafik en önemli sorun olmaya ise maalesef devam ediyor!
Toplu ulaşım şoförleriyle yolcuların karşı karşıya gelmesi, güzergah konusunda tartışmaları neredeyse olağan görüntüler haline geldi.
Toplu ulaşım şoförleri yorucu ve stresli bir iş ortamında durakta uzun süre bekleyen vatandaşla iyi bir diyalog kurmaya çalışsa da gerginlikler bitmiyor.
Yolcular ise dakikalarca durakta beklemenin sonrasında haklı olarak tepki gösteriyorlar.
Antalya’nın ulaşım sorununu sanıyorum daha çok konuşacağız ve değerlendireceğiz…
Bu yazı toplam 537 defa okunmuştur.