“Kılıçdaroğlu’na saldırının kınanmamasına üzüldük”

CHP Grup Sözcüsü Eren Kurt, Kepez Belediye Meclisi toplantısında AK Parti ve MHP gruplarının Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı kınamamalarına üzüldüklerini belirtti. Başkan Hakan Tütüncü ise, siyasette hiçbir şart altında şiddete başvurulmasının doğru olmadığını söyledi.

Kepez Belediyesi’nin Cuma günü gerçekleştirilen Mayıs ayı olağan meclis toplantısında gündem dışı söz alan CHP Grup Sözcüsü Eren Kurt, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2 hafta önce katıldığı bir şehit cenazesi töreninde uğradığı saldırıyı hatırlattı. Mecliste grubu bulunan siyasi partiler tarafından Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırının kınanmamasına tepki gösteren Kurt, “15 Temmuz’da ülkenin birliği ve bütünlüğü için bütün partiler birleşerek nasıl aynı şeyi savunduysak, bu olayda da aynı şeyin savunulmasını istiyor, talep ediyoruz. Yapılmadığı için üzüldük” derken, Meclisi yöneten Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü ise, “Siyasette hiçbir şart altında şiddete başvurulmasının doğru olmadığını birçok kez ifade ettim. Zikredilen menfur saldırının sonrasında da ifade ettim” diye konuştu.

“TÜRK DEMOKRASİ TARİHİNE YAPILAN BİR SALDIRI”

Kepez Belediye Meclisi’nde grubu bulunan AK Parti ve MHP’ye Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı kınamadıkları için tepki gösteren CHP Grup Sözcüsü Eren Kurt, şunları söyledi:

“Diğer parti gruplarımızın temsilcilerinin en azından bir iki cümleyle geçenlerde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı kınamalarını temenni ediyorduk. Çünkü, bu saldırı Türk demokrasi tarihine yapılan bir saldırıdır. Türk siyasetine bir kara leke olarak geçecektir. Akabinde yaşanan süreçlerde aynı şekilde. Atatürk’ün bu ülkeye kattığı manevi değerlerden, ulusumuzun ve ülkemizin kurtarılmasında, bugünlere gelmemizdeki miraslarından bahsettik. Atatürk’ün bu ülkeye kattığı değerlerden, bıraktığı miraslarından birisi de hiç şüphesiz ki CHP’dir. Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğunda oturan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı Kepez Meclisi’nden de kınamak isterdik ve CHP Grubu olarak biz kınıyoruz. Biz ülkede siyaset yapan tüm liderlerin rahatlıkla her yere girip çıkabilmesini savunan bir partiyiz. Siyasilerin iyi ve kötü günde rahatlıkla sokakta, halkın içerisinde, vatandaşıyla buluşabileceği sağlıklı bir zeminin hazırlanmasını savunuyoruz. 15 Temmuz’da ülkenin birliği ve bütünlüğü için bütün partiler birleşerek nasıl aynı şeyi savunduysak, bu olayda da aynı şeyin savunulmasını istiyor, talep ediyoruz. Yapılmadığı için üzüldük.”

“AYNI ALANDAN YER VERİLMESİNİ ÖNERİYORUZ”

Kılıçdaroğlu’na saldırıyla ilgili düşüncelerinden sonra İlçe ile ilgili bazı konulara da değinerek Gülveren Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm alanında kalan 7 kişinin hak mahrumiyeti yaşadığını belirten Kurt, “Belediyemiz vatandaşlardan evrak toplama girişiminde bulunmuş. Evraklar toplanmış ve belediyemiz bu vatandaşlarımıza başka bir alandan yer önerisinde bulunuyor. Bu vatandaşlara mevcut bölgeden belediyemizin sunduğu şartlarda yer verilmesini öneriyoruz. Bununla ilgili idareyi rahatlatacak her türlü karara imza atacağımızı beyan ediyoruz” diye konuştu.

“BÖYLE BİR ZORUNLULUK VARSA VAZGEÇİN”

Belediye tarafından, ilçede inşa edilen binanın önündeki kaldırımı müteahhit yapacak şeklinde şart konulduğu yönünde müteahhitlerden şikayet aldıklarını da belirten Kurt, bölgede tek tip kaldırım düzeninin olabilmesi için böyle bir uygulama zorunluluğu varsa vazgeçilmesi talebinde bulundu.

“İNŞAAT HAFRİYATLARI BOŞ ARAZİLERE DÖKÜLÜYOR”

Bölgede yapılan inşaat hafriyatlarının ilçedeki boş arazilere döküldüğüne de dikkat çeken Kurt, “Yeni gelişen bölgelerde o hafriyatların kalması hem cazibeyi kötü anlamda engelliyor hem de bölgedeki vatandaşı rahatsız ediyor” diyerek Şafak Mahallesi’ndeki boş alana dökülen hafriyatları örnek gösterdi.

“KONUŞAN TÜRKİYE’DEN KORKMAMALIYIZ”  

Kurt’un değindiği bütün konulara tek tek cevap veren Başkan Hakan Tütüncü ise, “Siyasette hiçbir şart altında şiddete başvurulmasının doğru olmadığını birçok kez ifade ettim. Zikredilen menfur saldırının sonrasında da ifade ettim. Herkes kendi düşüncelerini demokratik yollarla ifade etme hürriyetine sahiptir. Konuşan Türkiye’den korkmamalıyız. Demokrasilerin en önemli ülküsü konuşan bireylerden örülü bir toplum meydana getirmektir. Demokratik toplum, toplumsal taleplerin kamusal alana çıkmasını ve oralarda siyasallaşmasını sağlayan bir anlayışı hakim kılmalıdır. Toplumumuzun yapısını güçlendirecek en önemli şeyin sevgi olduğunu düşünüyorum” dedi.

“ONLARIN KENTSEL DÖNÜŞÜM ALANINDA DEĞERLENDİRİLMELERİ MÜMKÜN DEĞİL”

Gülveren Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm yapılan bölgede bulunan 7 gecekondunun ASAT hizmet alanı içerisinde kaldığını daha önceden de defalarca açıkladığını hatırlatan Tütüncü, şunları dile getirdi:

“Gülveren kentsel dönüşüm alanının sınırları belli. Buradaki gecekonducu hemşehrilerimiz kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde kentsel dönüşüm yasalarından da faydalanılarak belediyemiz tarafından konut edindirilmekte. 7 tane gecekondunun olduğu bölge hukuki anlamda Kepez Belediyesi’yle ilişkilendirilemeyecek bir durum. Orası ASAT hizmet alanının üzerinde kalan gecekondular. Her hukuki işlemin bir dayanağı olması lazım. Dayanaktan yoksunsa o hukuki işlem öteki gün her açıdan netice doğurur. Biz başka devlet kurumuna ait olan bir mülkiyet problemini çözme konusunda yetkili olmamamıza rağmen bu problemi ortadan kaldıralım diye meclisimizden karar aldık ve tapulama yapıyoruz. Biz bu iyiliği yaparken bizden ‘Bizde kentsel dönüşümün içerisine girelim’ talebi beklenmekte. Bizim kentsel dönüşümün içesinde o hemşehrilerimizi değerlendirebilme imkanımız bulunmamakta. Onların kentsel dönüşüm alanı içerisinde değerlendirilmeleri hukuken mümkün değil. Keşke o bölgede belediyemize ait bir alan olsaydı da oralardan tapulama yapılsaydı. Aynı uygulamayı Ünsal Mahallesi’nde de yaptık. Dolayısıyla orada yapılabilecek olanın en iyisi yapıldı. Evraklarda tapulama işlemlerini neticelendirmek için isteniyor.”

“BÖYLE BİR DURUM ASLA SÖZ KONUSU DEĞİL”

Müteahhitlere kaldırımları kendin yap diye bir durumun asla söz konusu olmadığını söyleyen Tütüncü, “Diyelim ki bir yerde 20 binanın 18’i tamamlanmış, 19 ve 20’ncisi inşa halinde. Oraya kaldırım yapılması gerekiyor. 2 bina yapılmadı diye oraya kaldırımı sokmayalım mı? Kaldırım oraya giriyor ve inşaat bittikten sonra ruhsatını alırken burayı tamamla diyoruz. Bu da gayet normal. Bunun dışında ayrıca bir durum varsa o müteahhitlerin bizimle irtibat kurmalarını sağlayın” ifadelerini kullandı. 

“HER BOŞ ALANDA 24 SAAT NÖBET TUTAMAYIZ”

Şafak Mahallesi’ndeki moloz dökülen boş arazinin de mülkiyet problemi çözülemeyen okul alanı olduğunu bildiren Tütüncü, “O alan bizim uzun süredir molozdan dertli olduğumuz bir bölge. 7-8 kez temizlediğimizi hatırlıyorum. Her boş alana 24 saat nöbet tutturabileceğimiz bir sistem yok. Bunlar tespit edildiğinde ceza bedelleri de oldukça düşük. Tahsil kabiliyetinin de çok fazla olmadığını hepimiz biliyoruz. Asıl olan molozların moloz döküm alanlarına dökülmesi ama bu hassasiyeti göstermeyenler var. Bizim yapmamız gereken belli aralıklarla orayı temizlemek. Hemşehrilerimiz kirletecek biz temizleyeceğiz. Girişleri ve çıkışları engellemeye çalışıyoruz. Sıfırlayamadık ama belli bir mesafe kat ettiğimizi söyleyebilirim” diye konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ