İçinde bulunduğumuz Kış ayında en çok dikkat edilmesi gereken konular arasında soğuk algınlığı geliyor kuşkusuz.
Mevsim geçişlerinde diğer şehirler gibi Antalya’da da gripal rahatsızlıklar bir hayli artıyor.
Diyeceğim bu aylarda kendimize her zamankinden daha fazla dikkat etmemiz lazım. Çünkü hastanelere daha çok soğuk algınlığı ile alakalı şikayetlerle geliyor hastalar.
Soğuk algınlığı hakkında siz okurlarımızı bilgilendirmek istedim bu yazımda.
Soğuk algınlığı burun akıntısı, boğazda kaşınma hissi ve burun akıntısı ile başlayan belki de en sık bilinen virüslerin sebep olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle hafif belirtilerle 1- 2 hafta içinde kendiliğinden düzelmesine rağmen, özellikle çocuklarda okullarından geri kalmaya erişkinlerde ise iş gücü kaybına sebep olmaktadır. Çocuklarda yılda 6-10 defa, erişkinlerde 2-4 defa görülür.
Çocuklarda sık olmasının nedeni, kreşlerde, okullarda diğer çocuklarla sık temas halinde olmasından kaynaklanır. Çocuklar böyle toplu yerlerde sürekli virüsü birbirlerine bulaştırırlar. Soğuk algınlığına neden olan 200'ün üzerinde virüs saptanmıştır. Bunların içinde en sık görülen rhinovirüs (rhino=burun) adı verilen virüstür. Bu tip virüsler yılın soğuk ve kuru dönemlerinde daha kolay ürer.
Soğuk havadaki nem oranının düşük olması burnun kurumasına ve kendi savunma mekanizmasının bozulmasına yol açar. Böylece virüs kolayca buruna yerleşerek soğuk algınlığına yol açar. 110 dan fazla rhinovirüs çeşidi mevcuttur. Bu virüs dışında influenza, RSV, coronavirüs gibi birçok virüs çeşidi soğuk algınlığına yol açar. Havanın kuru ve soğuk olmasının yanı sıra bireysel faktörlerde soğuk algınlığı şansını artırmaktadır. Bunların başında yetersiz beslenme, sigara kullanılması, bademcik ve geniz eti problemleri, stress, burundaki kemik eğriliği gelmektedir.
Bu havalarda iyi giyinmek, kapalı ortamlarda fazla bulunmamak, hijyen kurallarına riayet etmek, vücut direncini arttırıcı yiyecekler tüketmek, odalarımızı havalandırmak gerekiyor.
Sağlıcakla kalın.
Bu yazı toplam 1047 defa okunmuştur.