Zaman zaman dile getirdiğim gibi; gelişmiş şehir imajında yeşil doku ile barışık projelerin çok büyük bir konumu vardır.
Başka bir ifadeyle kişi başına düşen yeşil alan miktarının fazlalığı veya azlığı yerleşim alanlarının gelişmişliği ile ilgilidir.
Şurası bir gerçek ki, doğa dostu projelere her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var.
Küresel iklim değişikliği ve bir taraftan da doğa tahribatı çağımızın önemli sorunlarının başında geliyor.
Antalya deyince zihinlere her yeri yeşil yerler geliyor.
Ama gerçekten öyle mi acaba?
Bence her yıl Antalya; bir önceki yılı arar hale geldi.
Diyebilirim ki son 30 yıldır eski yeşil alanlarından ve yeşil doku ile barışık projelerden eser yok.
Yeşil alan tahribatının endişe verici duruma geldiği Antalya’da çevre dostu projeler geliştirilmesi gerekiyor artık.
Zaman zaman ilçelere toplantı amaçlı ya da gezi amaçlı gittiğimde ilk dikkatimi çeken ayrıntı dağların tahrip edilmesi…
Çevreye duyarlı vatandaşların bu konuda şikayetleri her geçen gün artıyor.
Dikkatimi çeken bir diğer ayrıntı ise yine dağlarımızın giderek çorak bir görünüme bürünmesi.
Yeşil dokudan hızla uzaklaşıyoruz.
Bu; ciddi bir sorun…
Öte yandan Korkuteli, Elmalı, Akseki, Gündoğmuş, İbradı, Kaş, Manavgat, Alanya ve Kumluca gibi ilçelerde doğal doku tahribatının önlenmesi gerektiğini söyleyen Antalyalılar, çevre dostu projeler oluşturulmasını istiyor.
Yatırımların elbette şehrimiz için önemi var. Ancak; doğal doku yok edilerek atılan adımlar geleceğimiz açısından büyük sıkıntılar doğurur. Çevreyle uyumlu, doğayla dost projelerin desteklenmesi gerek. Doğayı yok ettiğimiz sürece doğal afetler hep bir risk olarak karşımızda durur.
Doğal afetler yaşamamak için doğayla dost projeler geliştirmeliyiz…
Hem de acilen…
Bu yazı toplam 504 defa okunmuştur.