Bugün 04 Ocak 2025 Cumartesi
  • Antalya11 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3016.913
    %0
  • Dolar
    35.3654
    %0
  • Euro
    36.3831
    %0

Eşref Ural / Journal - Konuk Yazar

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Eşref Ural / Journal - Konuk Yazar

CHP’NİN 31 MART YORUMU VE SONUÇLARI

01 Ocak 2025 Çarşamba 16:53

Haftalık hutbemize başlamadan evvel şu hususu bilhassa vurgulayalım; mevcut iktidarın politikalarından memnun olmayan ve hatta endişe duyan pek çok insanın ister istemez mercek tuttuğu bir siyasi partidir CHP. Nihayetinde milli mücadeleyi örgütleyen ve Cumhuriyet rejimini kuran bir kadrodan söz ediyoruz burada. Cumhuriyeti kuran kadroların tamamı İttihat ve Terakki içinde yetişmiş bir kuşaktır ve İttihatçılık 1919’dan sonra Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde bir başka noktaya, Kuva-yı Milliyecilik üzerinden Cumhuriyetçi bir çizgiye evrilmiştir. Bu günkü CHP ne derecede kurucu kadronun mirasına sahip çıkabiliyor bu ayrı bir tartışma konusudur, lakin, mevcut reelpolitik fotoğrafta muhalif halk kesimlerinin “mecburen” takip ettikleri, merak ettikleri bir parti var karşımızda. 

 

31 Mart 2024 günü yapılan mahalli seçimler hiç kimsenin beklemediği bir sonuç doğurdu ve CHP hem muhafazakar seçmenin güçlü olduğu pek çok şehirde belediyeleri aldı hem de Türkiye’nin birinci partisi oldu! Ve bu tablo, bilhassa muhalif toplum kesimlerinde büyük bir iyimserlik rüzgarı esmesine sebep oldu. Evet, nihayet Ak Parti dönemi bitmiş, millet bizzat Tayyip Erdoğan’a; “”seninle işim bitti, benden bu kadar, iktidarı bırak” demişti!

 

Amma ve lakin, CHP merkez-i umumisi, (genel merkezi) milletin bu tavrını bu şekilde okumak yerine, “seçmen yumuşama talimatı verdi” diye yorumlamayı tercih etti. Ve bu yoruma bağlı olarak da, seçim akşamı büyük bir itibar kaybı yaşayan ve şaşkınlık geçiren iktidara, kelimenin tam anlamıyla “can simidi” fırlattı! Elbette bir siyaset cambazı olan Tayyip Erdoğan-Devlet Bahçeli ikilisi bu simidi kaptığı gibi kıyıya çıktı. Seçimden hemen sonra CHP Genel Başkanını Ak Parti Genel merkezinde misafir etti. Ve önce psikolojik üstünlüğünü, ardından da siyasi üstünlüğünü yeniden tesis ederek, sanki 31 Mart günü hiçbir şey olmamış gibi ve süreç içerisinde daha da güçlenerek, yoluna devam etti. Bu günkü siyasi tabloya baktığımızda çok açık görülmektedir ki mevcut iktidar, hem ülke içinde hem de Ortadoğu coğrafyasında ciddi bir oyun kurucu rolündedir. Kendisine küsmüş seçmeni yeniden geri kazanma sinyalleri vermektedir. Gündemi sadece iktidar belirlemekte, muhalefet bloku adeta oynanan oyunu seyretmekle yetinmektedir.

 

Peki neden böyle oldu? CHP neden ayağına gelen bu muazzam pası gole çevirmek yerine sahanın dışına atmayı tercih etti? Bu konuda hemen herkesin kendince bir yorumu var, ama işin aslı hâlâ tam olarak bilinmiyor. CHP Genel Başkanı Eczacı Özgür Özel, “seçmen bizden yumuşama istedi, biz bu şekilde Ak Parti oylarını alacağız” diye beyanatlar vermiş olsa da, bunlar pek de anlamlı ve ikna edici cümleler değildi. Ve bana göre işin aslı-astarı şuydu: Özgür Özel ve ekibi, pek de beklemedikleri bir anda parti içi iktidarı ele geçirdiler. Ve ele geçirdikleri bu partinin pek çok şehirde belediyesi vardı. Şu durumda yeni bir erken seçim talebi ve kazara erken seçime gidilmesi halinde, -Allah muhafaza- bir CHP’li Cumhurbaşkanı olarak seçilebilirdi. Seçilecek bu cumhurbaşkanının da kimler olacağı büyük olasılıkla belliydi; Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş. İkisinden birisi. Peki Cumhurbaşkanının CHP’li birisinin olduğu bir siyasi tabloda CHP genel başkanını kim takar? Soru budur. Ve bu soru, yani bu ihtimal, Özgür Özel ve ekibi tarafından esaslı bir şekilde ele alınmış, bütün yönleriyle değerlendirilmiş ve “bu şartlarda erken seçim talebi bizim lehimize olmaz” kararı alınmıştır. Dikkat buyurunuz; “partimizin lehine” yahut “ülkemizin lehine” değil, “bizim lehimize olmaz” diye düşündüler.

 

Benim tahminim ve “siyasi okumam” bu yöndedir. Yanıldığımı sanmıyorum, çünkü dünya tarihinde bir muhalefet partisinin yapılan bir yerel seçimden birinci çıktıktan sonra, hemen genel seçim istemek yerine, “seçmen bizden yumuşama istedi” dediği görülmemiştir.

 

Hülâsâ, bu ülkenin geleceği için endişe duyan toplum kesimlerinin 31 Mart akşamı yeşeren umutları, birkaç hafta içerisinde, CHP Genel Başkanı ve etrafındaki sığ kadronun şahsi heveslerine kurban edilmiştir, hepsi bu kadar.

Bu yazı toplam 358 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim