Üretim ve tüketim kavramı birbiriyle ilişkilidir...
Üretim başlı başına küresel bir gereklilik, yaşam döngüsü için vazgeçilmez bir kulvardır. Tüketim ise üretimin doğal bir sonucudur.
Neden ve sonuç ilişkisi de sürebiliriz buna.
Son yıllarda üretimde beklenen atılımı yaptığımız söylenemez. Diğer alternatif sektörlerde yani tarım dışında turizm, ticaret ve bilişim sektöründe sıkıntıların artması, pandemi ve küresel ekonomik sorunlar satın alma gücümüzü olumsuz etkiledi. Tarımda kendi kendine yeten bir ülke konumundayken, bugün temel tüketim ürünlerimizi dışarıdan ithal eden bir ülke konuma gelmemizi enine boyuna tartışmalıyız.
Tartışmanın da ötesinde artık bu temel eksikliği giderme anlamında ‘’somut’’ adımlar atmamız gerekiyor.
Zaman zaman bu konu ile ilgili yazılarımla üretimi mutlak surette canlandırmamız gerektiğine dikkat çekiyorum.
Tarımda yıllardan beri eksik olan, yanlış giden birçok olumsuzluklar var.
Öyle ki; üretici sürekli kazanamadığından ve özellikle de yeni neslin tarım işiyle uğraşmak istemediğinden yakınıyor!
Maalesef turizm ve tarımın merkezi olarak kabul edilen Antalya’da tarım sektörü her geçen gün biraz daha kötüye gidiyor.
Tarım alanlarının daralması, ilaç, mazot ve gübre fiyatlarındaki astronomik artışa paralel olarak mevsimlik işçi sorunlarının baş gösterdiği Antalya’daki tarım alanlarında çalışan üreticiler oldukça dertli.
Üreticiler, özellikle mazot fiyatlarının aşırı derecede yüksek olduğunu, ilaç ve gübre fiyatlarındaki son zamlarla birlikte ürünlerinin tarlada kalma tehlikesini her geçen gün biraz daha derinden yaşıyorlar.
Mazot, gübre ve ilaç fiyatları o kadar yüksek ki bu işi yapıp yapmama konusunda üretici şu an yol gerçekten zor durumda.
Ekonomideki olumsuz tablonun en çok kendilerini etkilediğini söyleyen çiftçilerin bu sesine artık kulak vermek gerekiyor.
Mazotun fiyatı 16 liraya dayanmış durumda.
İlaç ve gübre fiyatlarındaki anormal artış işin bir başka boyutu…
Ürünlerin tarlada kalma tehlikesi çok yüksek.
Mevsimlik işçi çalıştırarak maliyet karşılanamıyor.
Yeni nesil kuşak tarımla uğraşmak istemiyor ve zaten tarım alanları da her geçen gün daralıyor.
Köyden kente göç öyle bir noktaya geldi ki tarımla, üretimle bir yol haritası çizmek isteyen çiftçi sayısı hızla azalıyor.
Üretim ve tüketimde dengeler ciddi anlamda değişirken, bu durum sıkıntılı bir tablo ortaya çıkarıyor...
Bu yazı toplam 767 defa okunmuştur.