Bugün 26 Kasım 2024 Salı
  • Antalya10 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2924.471
    %-2.60
  • Dolar
    34.5992
    %0.26
  • Euro
    36.2611
    %0.26
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“24 Ocak sıradan bir tarih değil”
26 Ocak 2019 Cumartesi 00:41

“24 Ocak sıradan bir tarih değil”

Usta Gazeteci Uğur Mumcu, katledilişinin 26’ncı yılında sivil toplum kuruluşları tarafından saygıyla anıldı.

  “SIRADAN BİR TERÖR SALDIRISI DEĞİL”

Usta gazetecinin ölüm yıl dönümü ile ilgili açıklama yapan Eğitim İş Antalya Şube Başkanı Fatin Iltar, Mumcu’nun ilkeli ve dürüst bir gazeteci olduğunun altını çizdi.  24 Ocak 1993 yılında karanlık ve hain odaklar tarafından katledildiğini söyleyen Iltar, “Cumhuriyet ve demokrasi mücadelesiyle ucunu sivrilttiği keskin kalemi, 24 Ocak 1993’te uğradığı suikastta kırıldı Uğur Mumcu’nun. Bu yiğit kalemi aramızdan ayrılışının 26. yıldönümünde saygıyla anıyoruz. İlkeli ve cesur gazeteciliğin, tam bağımsız Türkiye’nin, gericiliğe karşı mücadelenin simge isimlerinden Uğur Mumcu, mafya ve siyaset ilişkisine, teröre, yolsuzluğa, kökten dinci akımlara karşı, somut belgelere dayalı çalışmaları ve yayınladığı eserleriyle hayatını derin yapıların ortaya çıkarılmasına adamış, bu yapıların ortaya çıkmasından endişelenenler tarafından katledilmiştir. 12 Mart faşizminin ''Sakıncalı Piyadesi'' Uğur Mumcu’nun özelleştirmeler ile ekonomik kaynaklarımızın peşkeş çekilmeye başlandığı, etnik ve dinsel kimliklerin ''demokratikleşme'' adı altında ortaya atıldığı bir süreçte katledilmesi sıradan bir terör saldırısı olamaz” diye konuştu.

“HER TÜRLÜ TERÖRÜN KARŞISINDAYIZ”

Birleşik Kamu İş Genel Başkanı Mehmet Balık da, dinsel, etnik başta olmak üzere her türlü terörün karşısında olduklarını dile getirdi.  Mumcu’nun katledilmesinin arkasındaki sır perdesinin hala aralanamadığına dikkat Birleşik Kamu İş Genel Başkanı Mehmet Balık; “Artık şu çok iyi anlaşılmıştır ki,  ister dinsel, ister etnik olsun her türlü terörün arkasında emperyalizm ve işbirlikçileri vardır. Bugün hala Uğur Mumcu'nun katledilmesinin üzerindeki sis perdesinin bilinçli olarak aralanmamasını bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Bugün Türkiye’de 26 yıl öncesine göre değişen hiçbir şey yoktur. Bu bağlamda geçmişte Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Muammer Aksoy gibi aydınlarımız cinayetlerle susturulurken; bugün laik eğitimden, cumhuriyet devrimlerinden yana olan örgütlere, gazetecilere, aydınlara karşı yapılmakta, hukuksuz yargılamalar ve faşizan baskılarla karşı karşıya bırakılmaktadır” diyen Eğitim İş Antalya Şube Başkanı Fatin Iltar, açıklamasını Mumcu’nun sözleriyle tamamladı: “Mumcu’nun da dediği gibi “Bir kalem susar, yerini bir başkası alır. Bu kalemler tükenmez. Ne kelepçeler, ne demir kapılar, ne iddianameler ve ne de beş yıldan yirmi yıla uzanan hapis cezaları, bu kalemleri korkutamadı, bundan sonra da korkutamaz” diye konuştu.

“24 OCAK SIRADAN BİR TARİH DEĞİL”

Usta Gazeteci Uğur Mumcu’nun katledilişi ile ilgili Cumhuriyet Kadınları Derneği Konyaaltı Şube Başkanı Hikmet Özkaya da açıklamalarda bulundu.  Türkiye tarihinde 24 Ocak’ın ayrı bir yeri olduğunu söyleyen Özkaya, bu tarihin sıradan bir tarih olmadığına dikkat çekti.  24 Ocak 1980’de Türk ekonomisinin kapitalleşme yolunda adım attığını, böylelikle Cumhuriyet ekonomisinin darbe söyleyen Özkaya,  “4 Ocak kararları 24 Ocak 1980 tarihinde alınmıştır. Bu kararlar, Türkiye ekonomisinin kırılma noktasıdır. Cumhuriyet tarihinin en radikal ekonomik hamlesi,24 Ocak kararlarıyla yapılmıştır. Türkiye’nin kapitalistleşme ve liberal ekonomiye geçiş sürecinde çok önemli bir yer tutmaktadır.1980 yılı başında bir azınlık hükümeti kuran Süleyman Demirel, Turgut Özal'ı tam yetkiyle donatarak, ekonominin başına getirmiş, Özal da kurduğu ekiple 24 Ocak kararları paketini hazırlamıştır.24 Ocak kararlarının alınmasıyla birlikte ekonomi, serbest anlayışla kapitalist dünyaya bütünleşmiş edilmeye çalışılırken, rekabetçi ekonomi anlayışı dizayn edildi. Bu kararlarla, devletin ekonomideki payının küçültülmesi amaçlanarak, süregelen Devletçilik politikası sınırlandırılmış, yabancı sermaye girişi kolaylaştırılmıştır. Ekonomiden devlet elini çekmek durumunda kalmıştır. Emperyalizmin dünya ekonomisiyle bütünleşme programı olan bu program, Türkiye Cumhuriyet'inin kuruluş ilkelerine ters bir program olduğu için toplum bu programa direnmiştir. Siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve yurtsever aydınlarımız direnmiştir” dedi.

“AYDINLARIMIZ KATLEDİLDİ”

24 Ocak kararlarına karşı çıkan Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Uğur Mumcu, A. Taner Kışlalı, Ali Gaffar Okkan, Necip Hablemitoğlu gibi yurtsever aydınların unutulmadığını anlatan Hikmet Özkaya, şöyle devam etti: “12 Eylül 80 darbesiyle askerin de desteğini arkasına alarak, programı uygulamaya zorladılar. Fakat Cumhuriyetimizin yetiştirdiği, devrim ilkelerinin yılmaz savunucuları olan yurtsever devrimci antiemperyalist aydınlarımız gazete köşelerinden, yazarak, konferanslar paneller düzenleyerek, bu programın ülke ekonomisini baltalayacak, bizi dışa bağımlı hale getirecek bir program olduğunu yazdılar söylediler. Özelleştirme programına karşı çıktılar. İşte bu Dünya ekonomisine yamanma programına karşı çıkan bu aydınların susturulması ve bertaraf edilmesi gerekiyordu. Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Uğur Mumcu, A. Taner Kışlalı, Ali Gaffar Okkan, Necip Hablemitoğlu gibi yurtsever aydınlarımıza, bu programa karşı çıkmanın bedelini ödettiler. Aydınlarımız, ülkenin tüm varlıklarının satışını öngören bu özelleştirme programı olan 24 Ocak kararlarının alındığı tarihlere rast getirilerek, vahşice katledildiler. Bu bir mesajdı. Ülkeyi dize getirme programı olan bu kararlar illaki uygulamaya konulacaktı. Görüldüğü gibi 80 yılında darbeyle kabul ettiremedikleri bu karanlık programı,10 yıl boyunca karşı çıkan aydınlarımızı katlederek kabul ettirmeye çalıştılar”

“YOLU BİZLERE IŞIK OLSUN”

Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Uğur Mumcu, A. Taner Kışlalı, Ali Gaffar Okkan, Necip Hablemitoğlu gibi aydınların katledildikleri yere dikkat çeken Özkaya, sözlerini  “Muammer Aksoy: 31 Ocak 1990 ANKARA, Bahriye Üçok:6 Ekim 1990 Ankara, Turan Dursun: 4 Eylül 1990 İstanbul, Uğur Mumcu:24 Ocak 1993 Ankara, A.Taner Kışlalı:21 Ekim 1999 Ankara, A.Gaffar Okkan: 24 Ocak 2001 Diyarbakır, Necip Hablemitoğlu:18 Aralık 2002 Ankara, Öldürüldükleri yer de çok dikkat çekicidir Hepsi Başkentimiz olan Cumhuriyetimizin kurulduğu yerde, Ankara’mızda hedefe konmuşlardır. Asıl hedefleri Ankara da kurulan Cumhuriyetimizi yıkmak olunca cinayetlerini de burada planlamışlardır. Mücadeleleri bizlere ışık olsun” ifadeleriyle tamamladı.   (Haber: Eyüp Koçak)

 

Bu haber toplam 4432 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim