“Günübirlik çözümlerle bir yere gidemiyoruz”

Et ve süt sektöründe yıllardır aynı sorunlarla birlikte kısır bir döngü yaşandığına dikkat çeken ATB Meclis Üyesi Hüseyin Simav, “Böyle giderse bu sıkıntılar geçmez. Bugün sütün düşük, etin yüksek fiyatını konuşuruz. Gelecek yıl da tam tersine etin düşük, sütün yüksek fiyatını konuşuruz. Köklü bir tedbir alınmadığı müddetçe böyle devam ederiz. Günübirlik çözümlerle hiçbir yere gidemeyeceğimiz ortada” dedi. İthalatın çözüm olmadığının da altını çizen Simav, sektörün kendi işleyişine bırakılması gerektiğini belirtti. ATB Meclis Başkan Yardımcısı Abdullah İnan ise, üretimin tabana yayılması gerektiğini vurguladı.

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Meclis Başkan Yardımcısı, Aromatik Bitkisel Ürünler ile Reçel ve Pekmezciler Meslek Komitesi Üyesi Abdullah İnan, kırsal alanda yaşanan sorunların çözümünün kırsalda yaşamayı kolaylaştırmak olduğunu söyledi. Üretim olmadığı sürece sıkıntıların her zaman daha da büyüyeceğine dikkat çeken İnan, üretimde tekelleşmeye yer verilmemesi gerektiğine de işaret etti. İnan, “Biz kırsalda üretimi tabana yaymadığımız, üretimi dev çiftliklere bıraktığımız sürece sıkıntılardan kurtulamayız. Bizim üretimi tabana, köylüye, küçük üreticiye yaymamız lazım” şeklinde konuştu. Et ve süt sektöründe yaşanan sıkıntıların yıllardır dile getirildiğini ve çözülemediğini belirten ATB Meclis Üyesi ve Belirli Bir Mala Tahsis Edilmiş Gıdaların Ticaretini Yapanlar Meslek Komitesi Üyesi Hüseyin Simav ise, süte yeterli değer verilmediği sürece etteki sıkıntının da devam edeceğine işaret etti.

“ET PARA EDERSE SAĞMAL İNEKLER KESİME GİDER”

Et fiyatlarının aşırı yükselmesinin, süt ineklerinin kesime gitmesine sebep olacağını belirten Simav, “Danada karkas fiyatı 500 lira ederse gözden çıkarılacak sağmal inekler de kesime gider. Çünkü, bu iyi bir para. Üretici bu fırsatı değerlendirir” dedi.

“SÜTE YETERLİ ÖNEM VERİLMİYOR”

Hayvancılıkta et ve süt konusunda yıllardır hep aynı şeylerin dile getirildiğine dikkat çeken Simav, “Yıllardır aynı döngüde devam ediyoruz. Bugün ette sıkıntı varsa, bu sıkıntı süte yeterli önemin verilmemesinden kaynaklanıyor. Sütün zamanında değerinde satılmamasından kaynaklanıyor. 3-4 aydır sütte talep yok, bir iştahsızlık var. Üretici veya üretici örgütleri, alıcıya ‘Sütümü alın’ diye neredeyse yalvarıyor. Ulusal Süt Konseyi tarafından 17 lira 15 kuruş olarak belirlenmiş bir süt fiyatı var ama sahada uygulaması yok. Güney Marmara bölgesinde birkaç il haricinde 17 lira 15 kuruş alan üretici neredeyse yok. 13-14 liraya kadar süt satılıyor. Böyle olunca, önümüzdeki günlerde etin fiyatının da iyi gitmesiyle üretici elindeki sağmal hayvanları bir çırpıda çıkartır. Bu kez gelecek yıl süte talep olur ama sanayici süt bulamaz. Sanayici ‘Süt bulamıyorum’ diye kıvranmaya başlar. Bizde Bakanlık olarak ‘Sütümüz kalmadı’ diyerek yurt dışından damızlık hayvan ithal etmeye gideriz. Bu böyle dönüp gidiyor” açıklamasında bulundu.

“AYNI ŞEYLERİ SÖYLEYE SÖYLEYE DİLİMİZDE TÜĞ BİTTİ, ETE DE SÜTE DE MÜDAHALE EDİLMESİN”

Yapılması gerekenin et ve süte müdahale edilmemesi olduğunun altını çizen Simav, “İkisini de bırakacaksınız kendi halinde gidecek. İthal et, kes olmuyor. 20 yıldır bu sektörün içerisindeyim. Hep aynı şeyleri söyleye söyleye herkesin dilinde tüğ bitti. Aynı sıkıntılar devam ediyor. Böyle giderse bu sıkıntılar geçmez. Bugün sütün düşük, etin yüksek fiyatını konuşuruz. Gelecek yıl da tam tersine etin düşük, sütün yüksek fiyatını konuşuruz. Köklü bir tedbir alınmadığı müddetçe böyle devam ederiz. Günübirlik çözümlerle hiçbir yere gidemeyeceğimiz ortada” ifadelerini kullandı.

“ÜRETİMİ TABANA YAYMAMIZ LAZIM”

Kırsalda hep aynı sıkıntıların yaşandığını söyleyen ATB Meclis Başkan Yardımcısı, Aromatik Bitkisel Ürünler ile Reçel ve Pekmezciler Meslek Komitesi Üyesi Abdullah İnan ise, “Kırsalda hepimiz aynı sıkıntıları yaşıyoruz. Kekik toplayan köylü, inek yetiştiriyor, davar güdüyor, et ve süt üretiyor. Zamanla bu üreticilerin üretimden çekildiklerini, yerlerini dev çiftliklerin aldığını görüyoruz. Biz kırsalda üretimi tabana yaymadığımız, üretimi dev çiftliklere bıraktığımız sürece sıkıntılardan kurtulamayız. Bizim üretimi tabana, köylüye, küçük üreticiye yaymamız lazım. Mesela ben kekik yapıyorum, kekik benim tekelimde olmamalı. İnsanın geninde var, ‘Tek ben olayım’ ama yapılması gereken üretimi tabana yaymak” şeklinde konuştu.

“KIRSALDA YAŞAMI KOLAYLAŞTIRMALIYIZ”

Kırsal mahallelerde ve köylerde yaşayanlar azaldıkça, yabani hayvanların da şehir merkezlerine doğru yöneldiğine dikkat çeken İnan, “Fethi’ye Dalaman tarafında şehir merkezlerine domuzlar iniyor. Kırsal mahallelerde, köylerde yaşayan olmayınca oralar domuzlara kalıyor. Daha sonra oralarda domuzlar da aç kalıyor. Bu kez şehre iniyor. Şuanda oralar alarm veriyor. Eğer kırsal boşalmaya devam ederse bunları buralarda da göreceğiz. Biz kırsalı yaşanabilir hale getirmediğimiz, yerinde eğitim vermediğimiz sürece daha kötüye gideceğiz. Bizim şehirde yaşamı zorlaştırmamız, kırsalda yaşamı kolaylaştırmamız lazım. Çünkü, kekiğin de, etin ve sütün de kaynağı üretim. Üretim olmadığı sürece sıkıntıları yaşamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. HABER: YUSUF KATRAĞ