Antalya Barosu’nu hep birlikte yöneteceğiz!
“TARİHSEL GELENEĞE UYGUN SEÇİM”
Antalya Barosu seçimlerinin tarihsel geleneğe uygun bir biçimde yapıldığını söyleyen Başkan Polat Balkan, “Gerek seçim öncesi süreç, gerekse hafta sonu yapılan genel kurul seçimlerimiz, Antalya Barosu’nun ağırlığına, geleneğine ve tarihsel birikimine uygun bir biçimde yapıldı. Hafta sonu demokrasi şöleni yaşandı. Bu da Antalya Barosu’nun ne kadar dostluk ve dayanışma duygularıyla yoğrulduğunun göstergelerinden biri. Bütün adaylar, kendi çizgileri doğrultusunda çalıştılar, kendilerini anlattılar. Hiçbirimiz olumsuz bir tutum içinde olmadık. Ama sonuçta seçim bu! Antalya Barosu’nun karar organı olan genel kurulumuzda, takdirini ortaya koydu. Seçimler bitti, geride kaldı. Bundan sonra seçim öncesinde olduğu gibi, yeniden hep birlikte dostluk ve dayanışma içerisinde, hukuk devleti, insan hakları, mesleğimizin onu ve mücadelesini yükseltmek olacak” diye konuştu.
“YÖNETİMİMİZİN PROJESİYONU BELLİ”
Yeni yönetim kurulu olarak projeksiyonlarının belli olduğunu aktaran Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan, seçim öncesi söylenilen ve dikkat çekilen her husus ile yakından ilgilenileceği mesajını verdi. Balkan, “Başkan ve yönetim kurulu olarak projeksiyonumuz belli. Seçim öncesi söylediklerimiz ortada. Bütün meslektaşlarımızın ortak paydası, avukatlık kanunun bize verdiği, hukukun üstünlüğü ve insan hakları mücadelesinde tarafız. Mesleğimizin günlük ve güncel sorunları için elimizden gelen çabayı sergiliyoruz. Antalya Barosu’nun bundan sonra izleyeceği çizgi anlamında, kurul seçimlerimiz resmi olarak bir bitsin, mazbatalarımızı alalım, geleneğimiz gereği seçilmiş bütün kurullarımız bir araya gelip, bir değerlendirme toplantısı yapacağız” ifadelerini kullandı.
“BAŞKANDAN BİRLİK BERABERLİK VURGUSU”
Antalya Barosu Başkan adayları ile de uyum ve birlik içinde çalışma sözünü veren Balkan, birlik beraberlik mesajları vermeyi unutmadı. “Biz, başkan adayı olsun olmasın, herhangi bir kurula üye olsun olmasın, zaten hep iç içe sürekli iletişim halinde olan insanlarız. Antalya Barosu, hepimizin evi. Herkes burada eşit söz hakkı sahibidir. Herkesin herhangi bir konu ile ilgili eleştirisi ya da önerisi olduğunda, çok kolaylıkla bir araya geliyoruz, bunu tartışıyoruz kendi içimizde, olgunlaştırıp hayata geçiriyoruz. Elbette şunu özellikle vurgulamakta yarar var. Seçimler bitti, seçimlerden sonra bütün aday olan arkadaşlar ister başkanlığa, ister yönetime, ister disipline, ister denetlemeye, isterse barolar birliğine adat olan arkadaşlarla bir ve beraber olacağız. Katılımcı ve çoğulcu bir esasla, ortak akıl ile geçmişte olduğu Antalya Barosu’nu yöneteceğiz” diye konuştu.
“ÇOK BÜYÜK SORUMLULUK ALDIK”
“Türkiye’nin geleceğini yakından ilgilendiren konularda basın açıklamaları, imza kampanyaları, milletvekilleri ile görüşme gibi her türlü avukatların sorununun çözümü açısından farkındalık yaratmak, çözüme katkı koymak açısından tavrımızı olduğu gibi koruyacağız. Basınla halkla iç içe, sorunlarımızın çözümü için yapılacak her şeyi yapacağız” diyen Balkan, şöyle devam etti: “15 Temmuz alçak ve kanlı darbe kalkışmasının hemen ertesinde, olağanüstü hal günlerinde, hukukun kanun hükmünde kararnamelerle katledildiği günlerde, siz dirençli ve onurlu avukatları selamlamış ve genel kurulumuzun takdiriyle göreve başlamıştık. Cumhuriyet tarihimizin belki de en ağır ve sancılı süreçlerinden olan bu iki yıl, olağanüstü hukuksuzlukların kanun hükmüne bağlandığı, KHK’ların Anayasa Mahkemesi’nin yetkisizlik kararından sonra anayasa hükmü gibi değerlendirildiği, olağanüstü hal uygulamalarının kalıcı hale getirildiği, hukuk güvenliğinin ortadan kalktığı, iki yılda bir yapılan baro seçimlerinin arasına, biri rejim değişikliğine ilişkin anayasa referandumu, biri de erken seçim olmak üzere, iki seçimin girdiği, devletin silah kullanma tekelini sivillerle paylaştığı, hukuk devletinin dayandığı güçlerden olan yargı bağımsızlığının yerini bağımlı ve taraflı yargıya bıraktığı, özgür baroların da tasfiye edilmek istendiği, en temel ve yaşamsal haklardan olan adil yargılanma ve savunma hakkının neredeyse kullanılamaz hale getirildiği, soruşturmalar, kovuşturmalar ve tutuklamalarla savunmanın etkisizleştirilmeye ve kriminalize edilmeye çalışıldığı, Avukatların, başta ekonomik sorunlar olmak üzere, artık katlanılamaz ve taşınamaz bir boyuta gelen meslek sorunlarına, bırakın çözüm üretilmesini, mesleğimizin değer ve niteliğinin, bilerek ve isteyerek aşındırıldığı, yargı denetimsiz iktidar, savunmasız yargı hayallerinin kurulduğu, sözün özü, adaletin kırıntısının arandığı, hukukun cılkının, mantığın çivisinin çıktığı yıllardı. Bizler bu koşullarda görev ve sorumluluk aldık”
“SORUMLULUKLARIMIZI YERİNE GETİRECEĞİZ”
“Bu dev hukukçunun sözlerine kulak verilseydi eğer, hukukun üstünlüğü endeksinde 113 ülke arasında 101. sıraya gerilemez, basın özgürlüğü endeksinde İran, Suudi Arabistan ve Suriye’yle birlikte anılmaz, Avrupa Konseyi’nin 47 ülkesi içinde ifade özgürlüğünü en fazla ihlal eden ülke olmaz ve özgür olmayan ülkeler arasına düşmezdik! Üstelik bu uluslararası veriler açıklandığında bakın neler yaşanmamıştı. Daha bir ay kadar önce, yaklaşık bir yıl tutuklu kaldıktan sonra mahkeme önüne çıkabilen bazı meslektaşlarımız, 5 gün süren duruşma sonunda, savcılığın tutukluluğun sürmesi yönündeki mütalaasına karşın, suçun vasıf ve mahiyetinin değişme olasılığına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin uzun tutukluluk sürelerine ilişkin kararlarına ve avukat olmalarına da vurgu yapılarak tahliye edilmişler; ancak, aradan 24 saat bile geçmeden, aynı mahkemece, hukukta ve mevzuatta olmayan bir kavramla yeniden tutuklanmışlardır. Bir başka söyleyişle bir Mahkeme, kendi kararının arkasında 24 saat bile duramamıştır” diyen Balkan, Antalya Barosu’nun bundan önce olduğu gibi bundan sonra da tüm görev ve yükümlülükleri yerine getireceğini söyledi. (Haber: Eyüp KOÇAK)
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim