ATB’den muz uyarısı
Antalya Ticaret Borsası meclis toplantısında, geçmişte yapılan nar hatası hatırlatılarak son yıllarda üretimi artan muz için uyarı yapıldı. Geçmişte nar için yaptıkları uyarıların sonuçsuz kaldığını vurgulayan ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, “Muzda da aynı sorunları yaşamayalım” dedi. Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci ise, kaos yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) Ağustos ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında ATB toplantı salonunda dün gerçekleştirildi. Meclis üyelerinin yönetimin bir aylık çalışması hakkında bilgilendirildiği toplantıda, ATB Başkanı Ali Çandır konuşma yaptı. Tarımın zor zamanların dayanıklı sektörü olduğunu ancak 2016 yılından bugüne ciddi anlamda yıprandığını kaydeden Çandır, nar hatırlatması yaparak son yıllarda üretimi artan muz konusunda uyardı. 2-3 yıl sonra, fazla üretimden dolayı zarar edilir hale gelinebileceği uyarısında bulunan Çandır, çeşit ve standart uyarısında bulundu. Aşırı şekilde muz serası yapımının olduğuna dikkat çeken ATB Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci ise, “Muz üreticiliği seracılığa dönecek. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor” diye seslendi.
“AŞIRI ŞEKİLDE MUZ SERASI YAPILIYOR”
Türkiye’deki muz ihtiyacının yaklaşık yüzde 75’lik kısmının ülkedeki üretimden karşılanabildiğini vurgulayan ATB Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci, “1-2 yıl içinde komple yerli üretime geçilmesi bekleniyor ama aşırı şekilde muz serası yapımı var. Böyle giderse normal seracılığa dönecek. Muz için çok fazla yatırım yapılırsa kaos olabileceği düşünülüyor. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor” dedi.
“MUZ ÜRETİMİ CİDDİ OLARAK HIZLANDI”
Seralarda muz üretiminin ciddi anlamda hız kazandığını vurgulayan ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır ise, şunları dile getirdi:
“Sektörümüzün son beş yıllık dönemde yatırım iştahı en yüksek alanlarından olan muz üretimi, kentimiz için özel bir konuma sahip. Özellikle örtü altı muz üretiminde 2007-2013 dönemi için düşük hızda seyreden büyüme, 2014 yılından itibaren yerini hızlı ve istikrarlı bir büyümeye bıraktı. 2018 yılında ülkemiz muz üretiminin yüzde 33’ünü gerçekleştiren kentimizde 160 bin tonun üzerinde bir üretim yapıldı. Bu rakamın yüzde 48’i yani 78 bin tonu örtü altında üretildi. Üretim artışıyla birlikte ülkemiz muz ithalatı da hızla azalmıştır. 2018 yılı itibariyle muz ithalatımız 67 milyon dolara ve 100 bin ton seviyesine indi. Muz ithalatımız Manavgat başta olmak üzere yapılan yeni örtü altı alanların üretime geçmesiyle daha da azalacak. Son yıllarda artan maliyetler nedeniyle meyveciliğe yönelen doğu ilçelerimizdeki bu gelişimi memnuniyetle izlemekteyiz.”
NAR ÖRNEĞİ
Geçmişte para kazandırdığı için bütün her yerde nar bahçeleri oluşturulduğunu, daha sonra da zarar edildiği için bu bahçelerin söküldüğünü hatırlatan Çandır, “Muz üretimi konusunda, gerek üretim gerek çeşit seçimi konusunda bazı problemler olduğunu ve geçmişte tecrübe ettiğimiz nar örneğine benzeyen bir yolda ilerlendiğini görmekteyiz. Nar için defalarca uyarılarda bulunmamıza rağmen bu uyarılarımız sonuçsuz kalmıştı. 800 bin ton civarında olan muz tüketimimizin mevcut durumda 500 bin tonunu yerli üretimle karşılamaktayız. Son 5 yıldaki büyüme hızımızı düşünürsek biz 2-3 yıl gibi kısa bir süre içerisinde tüketimin büyük bir bölümünü yerli üretimle karşılayabileceğiz. Ancak ondan sonra rekabetle birbirimizi kırmaya başlayacağız. Üretim kârlı olmaktan çıkacak ve zarar edeceğiz” dedi.
“ÇEŞİT VE STANDART KONUSUNDA BAŞI BOŞLUK VAR”
Muz üretimi çeşidi ve standardı konusunda bir başıboşluk olduğunu da vurgulayan Çandır, “Tarımda planlamanın ötesinde bir standart getirmenin yolunu bulmalıyız. Herkes her istediği muzu istediği gibi üretip satar halde olmamalı. 3 yıl sonra ne olacak muz fiyatları? dememek için şimdiden bunun önleminin alınmasında fayda var. Narda olduğu gibi Muzda da aynı sorunları yaşamak istemiyorsak, öncelikle tanımlanmış standartlarda üretim konusunda bilinçlenmeliyiz. Eğer muzdaki stratejimiz yurtiçi tüketimi karşılayacak bir yerli üretimse arz kapasitemizi buna göre belirlemeliyiz. Stratejimiz küresel rekabete uyumlu yani ihracat potansiyeline sahip bir üretimse o takdirde arz kapasitemizi bu projeksiyona göre belirlemeliyiz” diye konuştu.
“MUZUN GELECEĞİ STANDARTLAR VE REKABET GÜCÜNE BAĞLI”
Muzun geleceğinin standartlar ve rekabet gücüne bağlı olduğunu vurgulayan Çandır, “Üretim kalite ve çeşit standartları ile maliyet performansı, iç tüketim ve ihracat potansiyelimizi ortaya çıkaracak. Yüksek gümrük duvarlarıyla korunmakta olan muzun geleceği ise standartlar ve rekabet gücüne bağlı olacak” ifadelerini kullandı.
“ZOR ZAMANLARIN DAYANIKLI SEKTÖRÜYÜZ”
Tarım sektörüyle ilgili genel değerlendirmelerde de bulunan Çandır, şunları dile getirdi:
“Her ne kadar zor zamanların dayanıklı sektörü olarak görülsek de 2016 yılından bugüne ciddi yıpranmalara uğradığımızı unutmuyoruz. Toplumumuzun ve karar vericilerimizin de tarımın sadece bir ekonomik faaliyet olmadığı gerçeğini unutmamasını bekliyoruz. Çünkü tarım; sadece medeniyetler tarihiyle eşdeğer ve üretimden ibaret değildir. Aynı zamanda sosyal, kültürel ve politik bir faaliyettir. Yıllardır stratejik bir sektör olarak tanımlanan sektörümüz için bu tanımlamanın gerektirdiği uygulamalar daha fazla gecikmeksizin hayata geçirilmeli. Aksi halde sektörümüzün yıllardır uğradığı toprak ve insan kaynağı kaybı ile sahip olduğumuz dayanıklılığı tümden kaybedeceğiz.”
“DESTEKLERDE MEMNUNİYETSİZLİK HAKİM”
Ciddi meblağlara ulaşan tarımsal destek ve teşvik ödemelerinin sektörün dayanıklılık kaybına engel olma özelliğinin giderek azalmakta olduğunu kaydeden Çandır, geçtiğimiz günlerde yayınlanan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yapmış olduğu sektörel destek ödemelerine ilişkin anket çalışmasına dikkat çekti. Bakanlığın anketine göre üreticilerin yaygın olarak faydalandığı mazot-gübre desteğinde yüzde 82, fark/prim desteğinde yüzde 71, iyi tarım uygulamaları desteğinde yüzde 55, sertifikalı tohum desteğinde yüzde 62 ve süt prim desteğinde ise yüzde 77 düzeyinde memnuniyetsizlik hakim olduğuna işaret eden Çandır, “Diğer taraftan İktisadi Kalkınma Vakfı’nca yayınlanan Türkiye ve AB Tarım Sektöründeki Güncel Gelişmeler raporunda da benzer sonuçlar ortaya konmaktadır. Raporda bu bağlamda öne çıkan konu, yapılan düzenlemelerin ve desteklemelerin ekonomik etki analizlerinin yapılmadığı, destekler ve teşviklerin çok yüksek bütçelere sahip olmasına rağmen beklenen sonuçları vermediğidir” dedi.
“TARIM ŞURASI’NDAN UMUTLUYUZ”
Yıllardır gündeme getirdikleri konuların bakanlık ve diğer kurumlar tarafından fark edilmesinin, bu türden sorunların çözüme kavuşturulması için doğru bir adım olduğunu vurgulayan Çandır, önümüzdeki aylarda düzenlenecek olan 3. Tarım ve Orman Şurası ile 11. Kalkınma Planı’ndaki tarım bölümünün kendilerini umutlandırdığını söyledi. Şuranın taraftan katılımcı bir anlayışla sorunlara çözüm önerileri üretirken diğer taraftan da önümüzdeki dönemde küresel rekabete uyumlu bir sektör rotası belirlemesini dileyen Çandır, “Tarım sayımından arazilerinin korunmasına, sözleşmeli üretimin özendirilmesinden üretimin artırılmasına, hayvancılığın geliştirilmesinden soğuk zincir lojistik alt yapısının iyileştirilmesine, coğrafi işaretlerin desteklenmesinden üretici örgütlerinin geliştirilmesine kadar birçok hedefin yer aldığı 11. Kalkınma Planı kentimiz tarımını doğrudan ilgilendirmekte. Bu başlıkların plandaki hedeflere uyumlu icraatlarla desteklenmesi en büyük beklentimizdir” diye konuştu.
YÖREX’E DAVET
Her yıl Türkiye’nin dört bir köşesinden değerleri Antalya’da buluşturan Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX’in 10’ncusunun bu yıl 23-27 Ekim tarihlerinde ANFAŞ’ta gerçekleştireceğini hatırlatan Çandır, “10 yıllık deneyimle biriktirdiğimiz ve bu yıla özgü faaliyetlerimizle birlikte çok daha gelişmiş ve yayılmış 5 günü hep birlikte yaşayacağız. 81 ilimizin fuarda yer alması ve daha fazla ürünün tüketicilerle buluşturulması için yoğun çaba sarf ediyoruz. Üreticilerimizi, ticaret erbabımızı ve kurumlarımızı yörelerine ait ürünleri tanıtmaları, ticaretlerini artırmaları ve yeni müşteriler kazanmaları, coğrafi işaretli ürünler piyasasını yerinde görmeleri, yeni fikirler edinmeleri ve profesyonellerle yüz yüze görüşmelerde bulunmaları için fuarımıza katılmaya davet ediyorum” dedi.
DUYARLILIK ÇAĞRISI
Kent ve ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Çandır, son yapılan araştırmalara göre Batı Akdeniz bölgesinde ciddi orman kayıpları söz konusu olduğunu söyledi. Antalya’nın bu kayıplarda başı çektiğine işaret ederek “Yurdumuzun batı bölgelerinde uzun süreli yaşanan orman yangınları hepimizi üzerken Kaz Dağları örneğinde olup bitenler ise hepimizin nefretini uyandırmakta” diyen Çandır, çevre konusunda duyarlılık istedi. 17 Ağustos 1999 Marmara depremini hatırlatan Çandır, “Kentimiz deprem bakımından son 30 yıl içerisinde üçüncü dereceden birinci dereceye çıkmış durumda. Bildiğiniz gibi tarihte kentimizde yaşanan depremler medeniyet batıran depremler olarak anılmakta. Kent bilincimizi geliştirirken bu özelliğimizi de dikkate almamız, gelecek kuşaklarımızın esenliği bakımından önem taşımakta” ifadelerini kullandı.
ÇOCUK VE KADIN KATLİAMLARINA KINAMA
Tüm Türkiye’de kanları donduran Emine Bulut cinayetini hatırlatan Çandır, “İnsanlık tarihinin en rezil olaylarından olan çocuk ve kadın katliamı, toplum olarak bizlerde şok etkisi yaratmakta. İnsanlığımızdan utandığımız anları oluşturmakta. Emine Bulut’un nezdinde katliama uğrayan bütün kadınlarımızı rahmetle anıyorum. Bu katliamı yapan canileri de en şiddetli şekilde kınıyorum” dedi.
“ANTALYASPOR, GURURLANDIRDI”
Antalya’nın güzide kulüpleri Antalyaspor ile Alanyaspor’un Süper Lig’deki başarısının gururlandırdığını dile getiren Çandır, Antalyaspor’un Denizlispor karşılaşmasındaki bilet gelirlerini Emine Bulut’un kızının geleceği için bağışlamasının da ayrıca gurur kaynağı olduğunu söyledi. Çandır, 30 Ağustos zaferini kutlayarak ve şehitlere rahmet dileyerek sözlerini tamamladı. HABER: YUSUF KATRAĞ
- Erbaş, Hacı Bayram Veli Camii’nde teravih namazı kıldırdı
- Otomobilin yan yattığı kaza anı kameraya yansıdı
- Samsun'da trafik kazası: 3 yaralı
- ABD'de düzenlenen yarışmada dünya 2.'si oldu
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- Tipide kocasıyla birlikte kaybolan yaşlı kadın, 2 kuzusu ve tavuğuna sarılmış halde bulundu
- SANAYİ ÇARŞISI; İÇLER ACISI!
- Antalya’da iniş sırasında motoru yanan yolcu uçağına rekor sürede müdahale
- Bisikletiyle yaptığı mitinglerle tanınan bağımsız adayın ağır yaralandığı feci kaza kamerada
- Isparta’da 20 yaşındaki genç evinde ölü bulundu
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim