“Coğrafi işaret üretici ve tüketiciyi koruyor”
Yöresel ürünler ve coğrafi işaret konusunda bilgiler aktaran Antalya Ticaret Borsası (ATB) Coğrafi İşaret Danışmanı Dr. Rana Demirer, coğrafi işaret tescilindeki amacın üretici ve tüketiciyi korumak olduğunu söyledi. “Coğrafi işaret, tarımsal üretimde çeşitliliği artırıyor. Öz varlığı koruyarak yerel kalkınmayı destekliyor. Çiftçi gelirlerini yükseltiyor. Özgün ürünleri geliştiriyor. Tüketicileri ürünün kökeni ile ilgili bilgilendiriyor. Kırsal nüfusu yerinde tutmayı sağlıyor” diyen Demirer, Türkiye’deki coğrafi işaretli ürün potansiyelinin Avrupa Birliği’nin 27 ülkesinden fazla olduğunu bildirdi. Coğrafi işaretler konusunda Türkiye’de ciddi bir farkındalık oluştuğunu da kaydeden Demirer, “Artık herkes coğrafi işaretin altında yatan tanımları, ne işe yaradığını çok iyi biliyor” diye konuştu. Dünyada bir yöresel ürünler piyasasının var olduğuna da işaret eden Demirer, sağlıklı beslenme arzusunun insanları yöresel ürünlere yönelttiğini kaydetti.
“YÖRESEL ÜRÜNÜN İKİ KRİTERİ VAR”
Bir ürünün yöresel olabilmesi için iki tane kritere sahip olması gerektiğini belirten Demirer, “Ait olduğu bölgedeki beşeri kaynak dediğimiz insanlardan kaynaklanan üretim metodunun olması gerekiyor. Bununla beraber oradaki doğal sermayenin birleşmesiyle de tüketicinin bilincinde tarihten bu yana gelen bir kalite bilinci oluşuyor. Bizim yöresel ürünlerimiz bu iki özelliğin birleşmesiyle oluşan ürünlerdir” dedi.
“SAĞLIKLI BESLENME, YÖRESEL ÜRÜNLERE YÖNELTİYOR”
Yöresel ürünlerin geleneksel üretim yöntemleriyle üretildiğine işaret ederek neden tercih edildiğine dikkat çeken Demirer, şunları dile getirdi:
“Sanayi devrimiyle, endüstriyel üretimle beraber ürünlerin raf ömrünü uzatmak, verimliliği artırmak adına birçok kimyasal girdi hayatımıza. Son 25 yıldır bu kimyasalların insan sağlığı açısından tehlikeleri ortaya çıktı. Artık insanlar sağlıklarına önem veriyor, uzun yaşamak istiyorlar. Uzun yaşamak istedikleri için de ucuz gıdaya yönelmiyorlar. Satın alma gücü arttıkça en önemli payı gıdaya ayırıyorlar. Organik tüketimin artmasının nedenlerinden birisi bu. Dünya genelinde tüketicilerin yöresel ürünlere meyil göstermesinin temelinde yatan temel faktör sağlıklı beslenme. Bir diğer tercih nedeni kökene bağlılık. Ülke sevgisi de yöresel ürünü tercih etme nedenlerinden birisi.”
“YAŞANAN SIKINTILARDAN BİRİSİ HİJYEN”
Türkiye’de yöresel ürünlerin üretiminde yaşanan en büyük sıkıntılardan birinin hijyen konusu olduğunu belirten Demirer, “Üretimdeki hijyen koşulları birçok ürünümüzün pazara ulaşmasında engel oluşturuyor. Bununla ilgili önlemlerin alınması lazım” diye konuştu.
“DÜNYADA ARTIK YÖRESEL ÜRÜNLER PİYASASI VAR”
Yöresel ürünlerin artık dünya ticaretinde piyasasının bulunduğunu belirten Demirer, “Bu piyasayı oluşturan faktörlerden birisi üretim yönetimini yapan üreticiler ve bunları kullanan tüketiciler. Artık dünyada yöresel ürünler piyasasından bahsediliyor. Bu piyasanın dünya genelinde ne kadar bir ticaret hacmine sahip olduğu verileri ortalıkta dolaşıyor. Avrupa Birliği’nin 2010 verilerine göre 54.3 milyar EURO coğrafi işaretli yöresel ürünlerden elde edilen ticaret hacmi var” ifadelerini kullandı.
“PİYASAYI DÜZENLEYEN COĞRAFİ İŞARET”
Yöresel ürünler piyasasını düzenleyici mekanizmanın coğrafi işaretler sistemi olduğunu kaydeden Demirer, “Biz coğrafi işareti sistem, yönetişim mekanizması ve yönetim aracı olarak görüyoruz. Bu araç bize tüketicileri ve üreticileri korumayı sağlıyor, sahtekarları da piyasadan dışlıyor. Değer zincirinde yer alan aktörlerin bütününü biraraya getirip her bir aşamada denetleme oluşturuyor. Türkiye’deki en büyük sıkıntılardan birisi denetim. Öyle sıkıntılar yaşıyoruz ki ürünün tescilini almak en kolay aşama haline geliyor ama tescili aldıktan sonra katma değeri yaratmak, o ürünün bölgeye ekonomik katkısını sağlamak denetimden geçiyor” açıklamasında bulundu.
“AMAÇ ÜRETİCİ VE TÜKETİCİYİ KORUMAK”
Coğrafi işaret tescilinin amacının üreticiyi haksız rekabete, tüketiciyi ise sahte ürünlere karşı korumak olduğunu kaydeden Demirer, “Tarımsal üretimde çeşitliliği artırıyor. Öz varlığı koruyarak yerel kalkınmayı destekliyor, yerel ekonomiye katkıda bulunuyor. Çiftçi gelirlerini yükseltiyor. Yöresel ürünler emek yoğun olduğu için ürüne katma değer çiftçi elinde olursa o zaman çiftçi kazanıyor. Eğer ürününüzün kalitesini bozmaz, güzel paketlerseniz, hijyen koşullarına uyarsanız o ürünü talebi doğrultusunda miktarı artırmadan 10 katı fiyata satabilme şansınız var. Özgün ürünleri geliştiriyor. Tüketicileri ürünün kökeni ile ilgili bilgilendiriyor. Kırsal nüfusu yerinde tutmayı sağlıyor” ifadelerini kullandı.
“ENVANTERE ULAŞMAK ÇOK ZOR”
Piyasadan sahtekarların, sahte ürünlerin dışlanabilmesi için öncelikle üretilen ürünün envanterinin çıkarılması gerektiğini kaydeden Demirer, sözlerine şöyle devam etti:
“Maalesef envantere ulaşmak çok zor. Bursa’da Gemlik Zeytini için uzaktan algılama sistemiyle bölgedeki ağaç varlığının tek tek sayısını çıkardılar. Bu sayıyı çıkarmak her yıl ne kadar ürünü hasat edeceğinizi veriyor size. Ne kadar ürün alınacağı, üretici sayısı, her üreticinin üretici kapasitesi gibi sayılar tescil sahibinin elinde olursa o zaman ürünün denetimini gerçekleştirebilirsiniz. Tescili almadan önce yapılması gereken en önemli eylemlerden birisi ürünün niteliğine göre envanteri çıkarabilmek.”
ÜRETİCİ BİRLİĞİNE DİKKAT ÇEKTİ
Günlük kazançlar uğruna yapılan hataların ürünün ününe ve kalitesine zarar verdiğini dile getiren Demirer, “Bir günde kazanılan şey belki ürünün 1 yıllık tüketicisini kaybettiriyor. O yüzden ürünün üretiminde yer alan aktörlere bunun çok iyi izah edilmesi gerekiyor. Bunu izah edebilmenin yollarından biri üretici birliği. Ürününü üretici birliğinde pazarlayan üreticiye tescil etiketi verilmesi lazım. Ürüne karşı hatası olan üretici o üretici birliğinden çıkarılmalı. Üretici birliği konusunda çalışılması lazım. Birlik olursanız pazara çok daha rahat ulaşırsınız” diye konuştu.
“BİZİM ÜLKEMİZDEKİ ÜRÜN SAYISI AB’DEKİ 27 ÜLKEDEN FAZLA”
Türk Patent ve Marka Kurumu’nun az sayıdaki uzmanlarıyla tüm Türkiye’ye yetmeye çalıştığını kaydeden Demirer, “Coğrafi İşaretler Daire Başkanlığı kuruldu ama yine yeterli değil. Bizim ülkemizdeki coğrafi işaret potansiyeline sahip ürün sayısı Avrupa Birliği’ndeki 27 ülkenin hepsine değer. Fazla bile. Bu kadar ürünün ekonomiye kazandırılabilmesi için de çok daha fazla insanın bu konu üzerinde çalışması lazım. Biz yavaş ilerliyoruz ama en azından yol kat ediyoruz” dedi. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim