“Domates fiyatları yükselecek”

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Haziran ayı olağan meclis toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Yaş meyve sebze sektöründen Cüneyt Doğan; “Bu yıl Arap yarımadasına, İsrail'e ihracat olduğu için üreticide domates 2 liranın altına düşmez. Pazarda ise 5-6 liraya kadar yükselebilir" dedi.

ATB’nin Haziran ayı olağan toplantısında ATB Başkanı Ali Çandır meslek komitelerinde konuşulan; artan maliyetlerin fiyatlara yansımaması, hal dışı depolardaki rekabet bozucu ticaret, et fiyatlarının maliyete göre düşük kalması, kırdan kente özellikle genç göçünün giderek artması, başta domates olmak üzere sebze fiyatlarındaki dalgalanmanın tek taraflı ele alınması ve devlet destekli tarımsal kredilerdeki yüzde 100 faiz artışı gibi sorunları gündeme getirdi.

“SEÇİM GÜNDEMİNDEN GEÇİM GÜNDEMİNE ODAKLANMALIYIZ”

Toplantını açılışında konuşan ATB başkanı Ali Çandır, 20019’un ilk yarısını seçim olarak tanımladığını söyleyerek seçim gündeminden geçim gündemine odaklanılması gerektiğini belirtti. Çandır; “Artık seçim faslını geride bırakmalıyız, şimdi seçim gündeminden geçim gündemine odaklanma zamanı. Önümüzdeki 4 yılı, toplumsal ve ekonomik ilişkilerin rehabilitasyonu için değerlendirmeliyiz. Ülkemizin kaybedecek bir saniyesi bile yok, kalkınmaya odaklanma zamanı” diye konuştu.

“GİRDİ FİYATLARI YÜZDE 50 ARTTI”

2017 yılından günümüze yaşanılan yüksek enflasyonun lokomotifi olarak ticaret sektörünün gösterildiğini söyleyen Çandır; “Sektörümüzün yaşadığı zorlukları ve bu tanımlamayı hak etmediğini defalarca rakamlarla anlatmaya çalıştım. Özellikle vurgulamak isterim ki; sektörümüzdeki girdi fiyatları geçen yıla göre ortalama yüzde 50’nin üzerinde arttı. Yani en az 20 puanlık maliyet yükü hala üretici ve ticaret erbabının sırtında” diye konuştu.

“TİCARET SEKTÖRÜ KULLANDIĞI KREDİYİ BÜYÜMEYE YANSITTI”

“Stratejik olduğunu kararlılıkla vurguladığım tarım sektörü yaşadığı zorluklara rağmen sanayi, inşaat ve hizmet sektörlerine göre son 10 yılda daha düşük, fakat istikrarlı olarak büyüdü. Bu 10 yıldaki birinci çeyrek büyümelerini dört ana sektör bakımından değerlendirdiğimizde tarım, yüzde 2 buçuk ile ortalama büyümesine en yakın sektör oldu. Diğer sektörler ise bu dönemde ortalamalarından uzaklaşarak küçüldüler. Sektörümüz kullandığı krediyi büyümeye yansıtmasıyla da diğer sektörlerin önünde yer aldı. Bu yılın ilk çeyreğinde toplam nakdi kredi yaklaşık yüzde 5 buçuk artarken ülkemiz ekonomisi yaklaşık yüzde eksi 2 buçuk küçüldü” ifadelerini kullanan Çandır; buna karşılık tarımsal kredilerdeki yüzde 3 artışla ticaret sektörünün yüzde 2 buçuk büyüdüğünü, ticaret sektörünün kullandığı krediyi büyümeye yansıttığını belirtti.

“EN ÖNEMLİ HEDEF, TARIMIN BÜYÜMESİNİ SAĞLAMAK”

Ali Çandır, gelecek dönemde en önemli hedeflerinden birinin tarım sektörünün düşük seyreden büyümesini hızlandırmak ve istikrarlı yapısını korumak olduğunu belirterek; “Bizler zorlu dönemlerde bile istikrarlı kalmayı başarabilen bir sektörüz. Son zamanlarda ülkemiz gündeminden düşmeyen tarımsal sorunların çözümü için önümüzdeki dönemi bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. Aksi halde tüm direncine ve istikrarına rağmen sektörümüz, ciddi hasarlar görme riskiyle karşı karşıya kalacak. Eğer tarımdaki bu nispi istikrar da bozulursa bunu düzeltmek, diğer sektörlere göre çok daha zor olur ve uzun bir süre ister” ifadelerini kullandı.

“ENFLASYON TEK HANEYE DÜŞÜRÜLMELİ”

Enflasyonun sektörlerine getirdiği yük hakkında da değerlendirmede bulunan Çandır; “Enflasyon oranı yükseldikçe bizler, daha fazla kredi kullanmak durumunda kalır ve daha az büyürüz. Çünkü yüksek enflasyon ortamında kullanılan kredilerin büyümeye etkisi de giderek azalır. Buna karşılık krediye bağımlılık ise gittikçe artar” diyerek Türkiye’nin hedeflerine uygun büyüme moduna girebilmesi için enflasyonun kalıcı bir şekilde tek haneye düşürülmesi gerektiğini söyledi. 

Meslek komitelerinde konuşulan bazı sorunları da gündeme getiren Çandır sektörün sorunlarını şöyle sıraladı:

“Artan maliyetlerin fiyatlara yansımaması, hal dışı depolardaki rekabet bozucu ticaret, et fiyatlarının maliyete göre düşük kalması, kırdan kente özellikle genç göçünün giderek artması, başta domates olmak üzere sebze fiyatlarındaki dalgalanmanın tek taraflı ele alınması ve devlet destekli tarımsal kredilerdeki yüzde 100 faiz artışı”

“SAHİL BÖLGESİNDE VERİM HER SENE AZALIYOR”

Hububat sektöründen Nuri Büyükselçuk, başta buğday olmak üzere hububat sektöründe sahil bölgesindeki hasadın tamamlandığını belirterek; “Buğday hasadı şu an Trakya bölgesinde devam ediyor. Bu sene sahil bölgesindeki verimde ciddi şekilde düşüş yaşandı. Bu son 10-15 yılın en düşük miktarı. Dönümde 700 kilodan yaklaşık üçte bir oranında azalmayla 250-300 kiloya düştü. Ancak Türkiye genelindeki yıllık 19-20 milyon tonluk üretimde azalma beklenmiyor. Sahil bölgesinde verim her sene azalıyor. Yağışların hasat dönemi olan Mayıs ve Haziran aylarına kayması etkili oldu" şeklinde konuştu.

“DOMATES PAZARDA 5-6 LİRAYA YÜKSELEBİLİR”

Yaş meyve sebze sektöründen Cüneyt Doğan; “Son iki ayın zam şampiyonu limon olacak. Çünkü depolarda çürüme var. Domates üretiminde sahil sera üretimi bitmek üzere” dedi. Doğan, Bu yıl en çok konuşulan domates fiyatlarıyla ilgili arz-talep meselesi olduğunu yani kış döneminde ürün az olduğu için fiyatların yükseldiğini yazın da düştüğünü söyledi. Doğan son olarak; “10-15 gün sonra sahil sera domatesi biter, 15 Temmuz'dan itibaren de yayla domatesi çıkmaya başlar. Bu yıl Arap yarımadasına, İsrail'e ihracat olduğu için üreticide domates 2 liranın altına düşmez. Pazarda ise 5-6 liraya kadar yükselebilir" ifadelerini kullandı.

“SOĞAN, SARIMSAK VE LİMON PAHALI OLACAK”

Polatlı’da bu yıl soğan üretiminde hastalık olduğunu söyleyen yaş meyve sebze sektöründen Muzaffer Aydoğan; “Kışın soğan yine para edecek. Soğan üretimi sel olaylarından da etkiledi. Bu yüzden fiyat yüksek oldu. Bu kış döneminde özellikle soğan, sarımsak ve limon pahalı olacak” dedi.

“ETTE SATIŞLAR YÜZDE 50 AZALDI”

Et sektöründen Ata Sönmez; “Üç senedir karkas kilo fiyatı 28-30 Lira, ette köylü zarar ediyor. Devlet 29 Liradan ithal ederek 21 Liradan sattı ve zarar etti. Kasaplarda fiyatlar yüksek gibi görünüyor ama kar payı 3-4 lira, dükkan masraflarını kurtarmıyor. Vatandaşın alım gücü de yok, satışlar yüzde 50 azaldı. İthalat bağımlısı oluyoruz ve bana göre ithalat daha da büyüyecek" diyerek süt sektöründe ise tahsilat sorunu yaşandığını belirtti. AYSEL ÖNER’İN HABERİ