“Ekonomide güven temel koşul”
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin, “Sorunlara doğru teşhis konulması ekonomide güven sağlanmasının temel koşuludur. Döviz mevduatlarındaki artış ekonomide halen bir güven sorunu olduğunu göstermektedir. Eylül ayından bu yana şahıs ve şirketlerin döviz mevduatı 17 milyar dolar artmıştır. Son bir ayda Türk Lirasından dövize geçiş 6 milyar dolardır” dedi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nda faaliyet gösteren Antalya Avrupa Birliği Merkezi 2019 yılı bölgesel etkinlikleri kapsamında Akra Barut Otel’de, Türkiye ve Avrupa Birliği’nde Ekonomik Görünüm toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda Dr. Mahfi Eğilmez Avrupa Birliği ve Türkiye Ekonomisini değerlendirdi.
“DİJİTAL DÖNÜŞÜM ŞART”
Toplantıda konuşan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin, dünya ekonomisinin yavaşlamaya başladığını ve ülke olarak büyüme ve enflasyonu birlikte yaşadığımız zor bir dönemde olduğumuzu belirtti. Çetin, “Avrupa Birliği bizim ihracatta bağımlı olduğumuz bir bölge, orada da Alman ekonomisi yavaşlama sinyali veriyor. Avrupa Birliği Türkiye için 2000’li yıllarda bir çıpa rolü oynamıştı. 2004-2008 döneminde AB üyeliği çıpası ile reformlar yaptık ve ekonomide sıçrama kaydettik. Fakat daha sonra 2009 krizini yaşadık, AB ile ilişkiler bozuldu. Türkiye siyasetinde sorunlar başladı ve ekonomik reformlar ikinci planda kaldı. Batı dünyası sorunlu, Çin ekonomisi yavaşlıyor. Dünya ekonomisindeki bu yavaşlama olmasına rağmen dijital devrim hızla gelişmeye devam başladı. Dünyada 5G teknolojisi ile ilgili hakimiyet kurma kavgası şu anda başlamış durumda. Türkiye sağlıklı bir ekonomik büyüme ve ihracat performansı için dijital dönüşümü gerçekleştirmesi gerekiyor. Biz Antalya 4.0 projemizle Antalya’da bu süreci çok büyük katkı koymaya çalışıyoruz. Herkesin çalışanların özellikle gençlerimizin dijital yetkinliği kazanması hayati bir konu haline gelmiş durumda. Türkiye sağlıklı bir ekonomik büyüme için ihracat performansı için dijital dönüşümü muhakkak gerçekleştirmesi gerekiyor. Biz Antalya 4.0 projemizle Antalya’da bu süreci katkı koymaya da çalışıyoruz. Ülke olarak da dijital dönüşümü eğitimle yapılan reformlarla bir an önce hayata geçirmeliyiz. Biz bunlarla uğraşacağımıza domates patlıcan fiyatında takılı kaldık” ifadelerini kullandı.
“DÖVİZ VE NAKİTE İHTİYAÇ VAR”
Enflasyonda yaş sebze meyvenin etkisi yüzde 3 diyen” Çetin, üreticinin maliyetini düşünmeden fiyat artışlarından üreticilerin sorumlu tutulduğuna dikkat çekti. Fiyat çok düşünce üreticinin zarar ettiği dillendirmeyip fiyat artınca üreticinin sorumlu tutulmasının doğru olmadığını da belirtti. “Sorunlara doğru teşhis konulması ekonomide güven sağlanmasının temel koşuludur. Döviz mevduatlarındaki artış ekonomide halen bir güven sorunu olduğunu göstermektedir. Eylül ayından bu yana şahıs ve şirketlerin döviz mevduatı 17 milyar dolar artmıştır. Son bir ayda Türk Lirasından dövize geçiş 6 milyar dolardır. Ekonominin canlanması için hem döviz hem de daha fazla nakite ihtiyacımız var. Demokrasi hukuk ve eğitim reformlarıyla bir sıçrama gerçekleştirmeliyiz. Kriz yılında tarım ihracatıyla Türkiye ekonomisine çok büyük katkı yapıyoruz. Antalya turizm de 2019 da çok ciddi ümitle giriyor. Antalya ekonomisinin geleceği turizm ve tarımdan ibaret kalmayacak. Antalya 4.0 projesiyle inovasyon merkezimiz ve e ticaret projelerimizle dijital dönüşümle teknolojiyi geliştirmeye projelerimizle çok ciddi çaba harcıyoruz” ifadelerini kullandı.
“851 MİLYARLIK ÜRETİMİ TÜRKİYE YAPIYOR”
Çetin’den sonra sunum gerçekleştiren Dr.Mahfi Eğilmez, “Türkiye yüzde 1,07 üretim yapıyor. Bu 851 milyar dolara tekabül ediyor. Demek ki 80 trilyon dolarlık dünyada 851 milyarlık üretim yaptığına göre 1.07 üretimi Türkiye yapıyor. 2018 de Türkiye’de kurdaki değişimle Türk Lirası’nın değer kaybetmesi nedeniyle GSYH’de 100 milyar dolar düşüş var. Türkiye GSYH sıralamasında dünyada 17’nci sırada yer alıyor. Dolayısıyla 100 milyar dolarlık düşüşle 18. sıraya geriliyoruz” dedi.
“SIFIR ENFLASYON VE SIFIR FAİZ FACİA”
Kişi başına gelirde Türkiye 2000’lerde 65’inci sırada günümüzde 64’üncü sırada yer aldığını belirten Eğilmez, 18 yıllık süreçte değişim olmadığını ifade etti. Eğilmez, “Sıfır enflasyon ve sıfır faizin olduğu dönem faciadır. Japonya’nın ekonomisi yıllardır sıfır enflasyon ve sıfır faiz var. Bunun olduğu yerde insanlar harcamayı bırakır. Japonya bunu kıramıyor ideal olan enflasyon yüzde 2-3’tür. Türkiye’de 2001 krizinden önce yabancı paranın toplam para içindeki değeri yüzde 57 civarındaydı. 2001 krizinden sonra Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye yatırımı girdi. Dolayısıyla bütün bunlar Türk Lirası’na olan güveni arttırdı. İnsanlar Türk Lirasına dönmeye başladılar. Zamanla yabancı paranın toplam mevduat içindeki payı yüzde 25’lere kadar düştü. 2010’dan itibaren yavaş yavaş eskiye dönüldü. Dolar yükselmeye başlayınca insanların TL’ye olan güveni yeniden azalmaya başladı. Yabancı para mevduatının toplam mevduat içindeki payı artmaya devam ediyor. Bu da para ikamesi (Dolarizasyon) olgusunun artarak sürdüğünü gösteriyor” şeklinde konuştu. HABER: AYSEL ÖNER
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim