Emekli olunca unutuluyorlar

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapan Subay, Astsubay ve Uzman Personel “etle tırnak” gibi ayrılmaz bir bütün olarak değerlendirildiğinde TSK’nin ağır yükünü omuzlayan Astsubayların emekli olduktan sonra yaşam kalitesinin düştüğü, kaderlerine terk edildikleri görülüyor. Meslek mensupları arasında statü farklılığından kaynaklanan gelir eşitsizliği olduğunu söyleyen Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Antalya İl Başkanı Mustafa Değirmenci, aynı görevi yapanların aynı ücreti alması gerektiğinin altını çizerek gelir düzeyinde eşitliğin sağlanmasını istedi.

Onlar Türk Ordusunun gözbebekleri. Bu topraklar üzerinde yaşayanların güvenlikleri ve özgürlükleri için yeri geldiğinde gözlerini kırpmadan canlarını veren, üzerimizdeki haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz kahramanların kimileri Vatan uğruna gazi, kimileri şehit olur. Sevdikleri için kendi hayatlarından vazgeçerler. Düşmanlara, hainlere geçit vermezler ki vatan var olsun, millet sağ olsun. Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Antalya İl Başkanı Mustafa Değirmenci ile sizler için şanlı ordumuzu ve ordumuzda görev alan Astsubayları konuştuk. 15 Temmuz ve sonrasında Türk Ordusunun gücünü defaten ispatladığının altını çizen Değirmenci, Türkiye’nin Suriye’de güvenlik koridoru oluşturmasının en doğal hakkı olduğunu kaydetti. Dernekleri, çalışmaları ve üyelerinin sorunlarıyla ilgili de bilgiler veren Değirmenci, statü farklılığından kaynaklanan özlük haklarıyla ilgili sorunlar olduğunu belirtti. Gelin isterseniz hep birlikte Değirmenci ile yaptığımız samimi sohbete bir göz atalım.

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?

1963 Ankara doğumluyum. İlk ve orta tahsilimi Ankara’da tamamladıktan sonra Askeri okula girerek Gülhane Sağlık Astsubay Hazırlama ve Sınıf Okulu’ndan 1981 yılında mezun oldum. Gülhane Hastanesi’nde katıldığım anestezi kursu sonrası İşletme Fakültesi eğitimini tamamladım. Ülkemizin değişik coğrafyasındaki Askeri Hastanelerdeki görevimin ardından 2005 yılında Bursa Askeri Hastanesi’nden emekli oldum.

Emekli olduktan sonra aidiyet duygusuyla derneğimizle tanışarak en kısa sürede üye oldum. Derneğimizde; 10 yıldır değişik kademelerde ve son 3 dönem başkanlık olmak üzere yönetimde görev alan değerli ekibimizle birlikte hizmete devam ediyoruz. Biz göreve başladığımızda derneğimizin en önemli ihtiyacı olan mülkiyet sorununun çözülmesine dair bir söz verdik ve şu anda hizmet verdiğimiz 350 metrekarelik yönetimler, aile salonu ve lokalden oluşan mevcut binamızı satın alarak revize ettik. 2014 yılında TEMADEVİ konseptinde üyelerimizin hizmetine sunduk. Hızla artan üye sayısına paralel olarak akabinde ilave mülkiyete ihtiyaç duyulması ile birlikte ek tesis edinimi çalışmalarımız da devam etmektedir.

DERNEĞİNİZİDEN DE BASEDER MİSİNİZ?

2847 ve 2908 Sayılı Dernekler Kanunu Mevzuatına uygun olarak 1984 yılında kurulan Derneğimiz, “Kamu Yararına Çalışan Dernek Statüsünde” olup kurulduğu günden bu yana hızla gelişen derneğimiz Türkiye genelinde 99 şubede kayıtlı 70 bin civarında üyenin ve toplamda 127 bin emekli meslek mensubunun tek yasal temsilcisidir. 1991 yılında kurulan Antalya İl Başkanlığı 2 bin 500 kayıtlı üye sayısı ile Manavgat ve Alanya şubeleriyle birlikte 3 bine ulaşmıştır. Antalya’da toplam 9 bin civarında meslek mensubumuzun olduğu bilgisi ile derneğimiz üyeliğine kabulleri için çalışmalarımız hızla devam etmektedir.

NE GİBİ ÇALIŞMALARINIZ OLUYOR?

Aktif bir dernek olarak üstün bir gayretle yüksek düzeyde faaliyetlerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Mekan olarak TEMADEVİ salonlarımızda çok amaçlı grup organizasyonlarına imkan sağlıyoruz. 100-120 kişi kapasiteli 2 ayrı salonumuzda kına, nişan, yemek, hanımlar çayı, kokteyl, konferans, toplantı vb. organizasyonlara hizmet veriyoruz. Üyelerimizi sosyal ve kültürel etkinliklerde bir araya getiriyor ve onlarla iletişim sağlıyoruz. Organizasyonlar düzenliyor, şehir içi ve şehir dışı kültür turları yapıyoruz. Üyelerimiz 50 yaş grubu üzeri olduğu için sağlığı çok önemsiyoruz. İl genelindeki özel hastaneler, ağız ve diş sağlığı merkezleriyle indirimli anlaşmalarımız olup, aynı zamanda koordineli sağlık konferansları düzenliyoruz. Üyelerimize şifa amaçlı termal otellerden faydalanma imkanı sunuyoruz. Üyelerimizin çocuklarının eğitimi için özel okullarla anlaşmalar yapıyoruz. Bazı işletmeler ve doğal gaz şirketleriyle protokollerimiz var. Kamu yararına çalışan benzer kuruluşlarla ortak çalışmalar yapıyoruz. Sosyal ve kültürel içerikli projeler geliştirerek toplumsal faydayı ön planda tutan çalışmalar gerçekleştiriyoruz.

2013 yılından bu güne üyelerimiz ve meslektaşlarımızın yakınları öncelikli olmak kaydıyla karşılıksız 13 öğrencimize eğitim bursu veriyoruz. Bugüne kadar özel tasarım dediğimiz yüksek maliyetli pediatrik çocuk tasarım araçları da dahil 20 civarında akülü engelli arabası temin ederek ihtiyaç sahiplerine verdik. Kadın kollarımız vasıtasıyla yurt çıkışlı ihtiyaç sahibi kız çocuklarını tespit ederek ihtiyaçları konusunda yardım yapıyor ve onlara sahip çıkıyoruz. Her yıl tüm şehitlerimizin aziz hatırasını yaşatmak için Mevlid-şerif okutuyor, ikramlar yapıyoruz. Sanat alanında çoğunluğu üyelerimiz eş ve çocuklarından oluşan TEMAD Türk Sanat Müziği Korusu’nu kurduk. Yine meslektaşlarımızdan oluşan sosyal ve kültürel çalışma grubu kapsamında Mehteran takımı ve bandomuz mevcut olup bu kültürü repertuar ve aksesuarlarıyla, tarihimize uygun şekilde yaşatıyoruz. Geleneksel hale gelen bu ve buna benzer tüm faaliyetleri her yıl özen göstererek devam ettirmekteyiz.

ÜYELERİNİZİN NE GİBİ SORUNLARI VAR?

Elbette ki meslektaşlarımızın sorunlarına ilişkin çözüm önerileri getirmek en önemli görevlerimizden birisi. Çalışan ve emekli meslektaşlarımızın uzun yıllardır süregelen mesleki sorunlarının da getirdiği ekonomik, hukuki, sosyal ve statü kaynaklı sorunları var. Yakın zaman içerisinde yapılan hukuki düzenlemelerle bir takım olumlu değişiklikler olmakla birlikte henüz istenilen düzeyde olmadığı kanaatindeyiz. Meslektaşlarımız eskiden dışarıdaki emsaline göre isterse 2’nci üniversiteyi bitirsin 1’nci derecenin 3’ncü kademesine kadar ilerleyebiliyordu. 4’ncü kademeye geçemiyordu. TEMAD’ın gayretleriyle 2012 yılında yeni bir düzenleme yapılarak bu gelişme sağlandı ancak göstergenin daha da iyileştirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Ayrıca emeklilere geç de olsa seyyanen verilen 100 liranın arttırılmasını ve bir işte çalışılması durumunda kesinti yapılmamasını arzu ediyoruz.

2003 yılında kurulan MYO sonrasında intibak geçişlerinin sağlanması konusundaki çalışmalarımız neticesinde intibaklar geç de olsa 2016 yılında teslim edildi. Böylece meslektaşlarımızın 1 derece ile 3 yıl ileriye taşınarak meslek yüksekokulu mezunu sayılması sağlandı. Fakat başlangıç derecesi ve tazminatlar konusunda sözler verilmesine rağmen henüz gelişme sağlanamadı. Emsal 2 yıllık bir mezunun göreve başlama derecesi 9’un 2’si ama biz 9’un 1’inden başlıyoruz. Kamuda görevli diğer bir kişiye oranla (1) yıl kaybımız oluyor. 2 yıl süreli Meslek Yüksek Okulları 4 yıllık fakülte statüsüne çıkartılmalı, akademik statülü bir meslek grubu seviyesine ulaşılmalıdır. 

TSK’lerinde yarbay rütbesine kadar verilen 7 çeşit tazminat var. Bu tazminatların hiçbiri Astsubaylara verilmiyor. ‘Bu tazminatlar hakkınız’ denilmekle birlikte bu konuda maalesef yol alınamamıştır. Subay emekli olduğunda o günkü maaşının yüzde 85’i eline geçerken bu oran Astsubaylar emekli olduğunda yüzde 55’lere kadar düşmektedir. Emekli Astsubaylar olarak biz fazladan hiçbir şey istemiyoruz. Gelir düzeyindeki adaletin sağlanmasını istiyoruz. Bu sorunların çalışırken giderilmesinin emekliliği rahatlatacak geçişler sağlayacağı kanaatindeyiz. Aynı işi yapanlardan birisi emekli olduğunda torunuyla uğraşırken, diğeri sorunuyla uğraşmasın istiyoruz. Adaletli gelir düzeyini veya statü düzeyini günün şartlarına uyarlarsanız, motivasyonu da artırmış olursunuz.

Sosyal çevrede veya bürokraside “Şehit ve gazilerimizin hakkı ödenmez, sizler için ne yapsak azdır”  tevazuunu sürekli duymakla birlikte kahramanların hakkı ölmeden önce, çalışırken verilmeli ki söylem çelişkisi yaşanmasın. Sonuç olarak bizler; bütün taleplerimizi ilgili ve yetkili makamlara her fırsatta iletmeye devam ediyor, olmazsa olmazımız olan taleplerimizin karşılanması konusunda ısrarcı olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.

ANLADIĞIMIZ KADARIYLA SORUNLARINIZ SAYMAKLA BİTMEYECEK AMA ÜLKE OLARAK BİRDE SURİYE SORUNUMUZ VAR. EMEKLİ BİR ASKER OLARAK SİZİN BU KONUYA BAKIŞ AÇINIZ NASIL?

         Bu ülke bu ordu hepimizin. 15 Temmuz gibi demokrasi dışı bir hadise yaşadık. FETÖ yapılanmasının darbe girişimine hepimiz şahit olduk. Buna rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri yeniden yapılanarak kısa sürede daha etkin bir güce kavuşmuştur. 15 Temmuz’dan kısa bir süre sonra Fırat Kalkanı Harekatıyla El Bab’a, akabinde Zeytin Dalı Harekatıyla Afrin’e girildi. Suriye’de bir güvenlik koridoru oluşturmak en büyük gereksinimdi ve bu başarıldı. Dünyadaki tarihi en eski, en büyük ve en güçlü ordu olduğumuzdan kimse şüphe etmesin.  Bu vesile ile ülkemizin bekası için mücadelede şehit olan kahraman askerlerimize ve emniyet mensuplarımıza Allah’tan rahmet diler, gazilerimize de şükranlarımı sunarım.

SON OLARAK PROFESYONEL ORDUYA GEÇİŞİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

Bu ülkede alnına kınalar sürülerek vatan savunmasına gönüllü olarak giden kınalı kuzularımızın vatan ve askerlik sevgisi her zaman ve her yerde eksilmeden devam edecek olmakla birlikte profesyonel orduya geçmek çağın değişen jeostratejik ve jeopolitik konseptleri çerçevesinde kaçınılmazdır. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” anlayışı çerçevesinde bizler yakın geçmişte barış şartlarında görev yaptık. İç güvenlik harekatı dışında çok fazla savaş durumunda olmadık. Son zamanlarda ülke bütünlüğüne gölge düşürecek tehditlere karşı tedbir almak ön plana çıktı. Böyle bir durumda zorunlu askerlik hizmeti yapan mehmetçiklerin cephede görevlendirilmesi halinde tecrübesizlik ortaya çıkar. Dolayısıyla profesyonel orduya geçiş çok önceden olması gereken, hatta geç kalınan bir durumdur. RÖPORTAJ: YUSUF KATRAĞ