“Fiyatlar azaltılarak sahtenin önüne geçilebilir”

Tarımda sahte ilaç ve gübrenin ortaya çıkmasında fiyatlardaki aşırı yükselişin etkili olduğuna dikkat çeken ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, “Devletin bir şekilde tarımsal girdilerin fiyatlarının azaltılması için çaba sarf etmesi lazım. Eğer insanlar kaliteli ürünü ucuz fiyata alabilirlerse sahtenin önüne bir anlamda geçilmiş olur” dedi.

Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamayla il ve ilçe müdürlükleri tarafından yürütülen piyasa denetim ve kontrol çalışmaları sırasında yaklaşık 14 ton sahte gübre ve zirai ilaç ele geçirildiğini bildirdi. Çiftçilerden fırsatçılara meydan vermemek için ihtiyaç duydukları gübre ve ilaçları satın alırken dikkatli olmalarını istedi. Konuyla ilgili düşüncelerini aldığımız Antalya Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, “Her şeyin sahtesi o sektöre zarar verir. Sahte ilacın, gübrenin ortaya çıkmasının temel sebebi de fiyatlardaki aşırı yükseliş. Devletin bir şekilde tarımsal girdilerin fiyatlarının azaltılması için çaba sarf etmesi lazım. Eğer insanlar kaliteli ürünü ucuz fiyata alabilirlerse sahtenin önüne bir anlamda geçilmiş olur” dedi. Çiftçilere de kontrollü ilaç ve gübre kullanımı uyarısında bulunan Çandır, tarımla ilgili yaptığı değerlendirmelerde önemli noktalara değindi.

“HER ŞEYİN SAHTESİ O SEKTÖRE ZARAR VERİR”

Her şeyin sahtesinin sektörüne zarar verdiğini vurgulayan Çandır, “Sahte ilacın, gübrenin ortaya çıkmasının temel sebebi de fiyatlardaki aşırı yükseliş. Devletin bir şekilde tarımsal girdilerin fiyatlarının azaltılması için çaba sarf etmesi lazım. Eğer insanlar kaliteli ürünü ucuz fiyata alabilirlerse sahtenin önüne bir anlamda geçilmiş olur. Burada çiftçiler olarak da bizim, ilaç ve gübre kullanımında mümkün olduğunca hem ürünümüzü hem de topraklarımızı korumak için danışmanlar nezdinde kontrollü ilaçlama ve gübreleme yapmamız gerekiyor. Böyle yapmalıyız ki hem maliyetimiz azalsın hem tarımsal topraklarımız zarar görmesin hem de ürünümüzdeki kimyasal kalıntı minimuma düşsün” dedi.

“YAYLALARDA HASADIN DAHA İYİ OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ”

Tarım sektörüyle ilgili diğer konularda da değerlendirmelerde bulunarak buğday rekoltesindeki düşüşün yayla hasadıyla azalacağının öngörüldüğünü belirten Çandır, “Özellikle Antalya’nın sahil kesimlerinde aşırı yağmurdan ve kapalı gün sayısından kaynaklı buğday rekoltesinin düşmesi, iklimsel sebeplerle doğru orantılı. Yayla kesimlerindeki hasat yeni başlayacak. Oralardaki hasadın daha sağlıklı olacağını düşünüyoruz. Sektördeki arkadaşlarımızın oralardaki kaybın daha az olacağı yönünde bir öngörüsü var” diye konuştu.

“İHRACAT DEVAM EDERSE FİYATLARDA GERİLEME OLMAZ”

Avrupa ülkelerine ihracattan dolayı domates fiyatının yüksek olduğuna işaret eden Çandır, “Domates fiyatının yükselmesinde geçmiş dönemlerde yaşamadığımız bir etki var. Avrupa ülkelerine ihracatta bir açılım görüyoruz. Fiyatın yükselmesinin sebebi biraz bundan kaynaklı. Bu ihracat devam ederse fiyatlarda bir gerileme olmaz diye düşünüyoruz” açıklamasında bulundu.

“İNŞALLAH İHRACATÇI ZARAR GÖRMEZ”

İhracat konusunda Suudi Arabistan ile yaşanan sıkıntının çözümünün de uluslararası ilişkilerle mümkün olabileceğine işaret eden Çandır, “Malum, konsolosluktaki cinayetten dolayı iki ülke arasında bir sıkıntı var. Yoldaki ürünlerin kapılarda bekletilmesi diplomatik bir hamle. Karşılıklı temasa geçip biran önce sorunları ele almak için inşallah iki devlet biran önce görüşür. Oradaki ihracatçı da zarar görmez. İnşallah bu sıkıntı kısa sürede giderilir ve ticaretimiz devam eder” şeklinde konuştu.

İKİ PENCERELİ DEĞERLENDİRME

2013 - 2019 yılları arasındaki 7 yıllık dönemde tarımsal kredilerin Antalya’da yüzde 183 artarken Türkiye’de yüzde 147 arttığını hatırlattığımız Çandır, bunun sebebinin teknolojik sera yatırımları ve pahalı üretim olduğunu belirtti. Bunu ekonomistlerin iki türlü değerlendirdiğini kaydeden Çandır, “Birincisi kredibilitesi olduğu için yatırım yapıyor veya para alabiliyor, ikincisi sektör bu kadar çalışmasına rağmen hâlâ öz kaynağı yetersiz olduğu için krediye ihtiyacı var diye iki pencereden de değerlendirilebilir” dedi.

“DEVLETİN ÖNLEM ALMASINI BEKLİYORUZ”

Tarımda çalıştırılan Suriyeli işçileri de hatırlattığımız Çandır, şunları söyledi:

“Oradaki esas temel sorun devletin ön görücü, ön alıcı, yön verici tavır almasıydı. Biz nasıl kırsaldan şehre göçü planlayamadık, ona nasıl bir format çizemediysek Suriyelilerin gelmesi ve şehirlere dağılmasında da ön alıcı olamadık. Kontrolsüz bir dağılım oldu. Elbette bunun getirdiği ciddi sıkıntılar var. Tarım sektöründe de iş buldular. Bununla ilgili devletin önlem almasını bekliyoruz. Devlet bir şekilde planlama dahilinde bunu bir forma sokmalı.”

“SOSYAL YARDIMLAR ÇALIŞMAYI ÖZENDİRMELİ”

Sosyal devlet gereği yapılan sosyal yardımların da insanları çalışmaktan uzaklaştırdığına işaret eden Çandır, sözlerine şöyle devam etti:

“Sosyal devlet gereği ülkemizde ciddi oranda yardımlar yapılmakta. Bu sosyal yardımlar insanları çalışmaktan öte tembelliğe motive etmekte. Biz her platformda dile getiriyoruz. Sosyal yardımların tembelliği değil çalışmayı özendirmesi gerektiğini vurguluyoruz. Mesela tarım sektöründe çalışacakların sosyal güvenlik primlerini sosyal yardımla vererek insanları üretir hale getirecek modellerin geliştirilmesi lazım.”

“TARIM ŞURASI’NI BEKLİYORUZ”

Tarımla ilgili yılların getirdiği sorunlar olduğuna dikkat çeken Çandır, “Bunları aşmak için bir takım çalışmalar var. Bunlar günlük ve sağlıklı sonuçlanmayan müdahaleler oldu bugüne kadar. Geçtiğimiz günlerde Tarım Şurası için ön toplantı yaptık. Sanıyorum Eylül ayında Tarım Şurası toplanacak. Oradan çıkacak sonuçların sektöre hayırlı olmasını bekliyoruz” dedi. YUSUF KATRAĞ’IN HABERİ