Her şey dahil sisteminden çıkmalıyız

 BMM’DE YAPTIĞINIZ KONUŞMA İLE HEM SMA HASTALARINA UMUT OLDUNUZ HEM DE TÜRKİYE’DE SES GETİRDİNİZ. BU KONUDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

Önce SMA hastaları ile başlamak istiyorum. Biliyorsunuz 4 tip olarak belirlenen SMA hastalarımızda yalnızca TİP 1 hastaların ilaçları geri ödeme kapsamında idi. Bu birçok çocuğumuzu, ailemizi mağdur ediyordu. Antalya’da da birçok hastamız ilaçlarını alamıyordu. Hastalar ve hasta yakınlarının birkaç ay önce başlattıkları mücadele ve bizlerinde yaptığı çalışmalar ile Sağlık Bakanlığı bu yanlıştan geri döndü.

REKLAM: İCRADAN SATILIK DAİRE:

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM YASASI HAKKINDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

Sağlıkta dönüşüm yasası ise gerçekten anayasaya, insan haklarına aykırı düzenlemeler içeriyordu. Bir doktor hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı yoksa görevini yapmanın önüne geçmek, yeni mezun bir doktorun 60 gün boyunca güvenlik soruşturması bekleyecek olması kabul edilemez. Biz gerçekten suçu olanların cezalarını sonuna kadar çekmelerini istiyoruz. FETÖ’nün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde araştırılmasını istiyoruz. Bunun için verdiğimiz soru önergesini reddedildi. FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması istenmedi.

KHK İLE İHRAÇ EDİLEN DOKTORLAR VE SAĞLIKTA ŞİDDET HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

KHK ile ihraç edilen tabiplerin haklarında iddialara, geçirdikleri sürece bakılmaksızın meslekleri ellerinden alınmak istendi. Biz gelin bu konuyu kanunlara göre konuşalım dedik. Büyük çoğunluğu doktorlardan oluşan komisyonun toplantısı konuşulan konu hakkında fikri olmayan kişiler tarafından adeta basıldı. Torba yasada sağlık çalışanlarına şiddet ile ilgili maddeler de vardı. Orada yaşadıklarımız ülkemizde doktorların maruz kaldığı şiddeti bir kez daha gözler önüne serdi. Hele bir de komisyon başkanının açıklamaları her şeyin üzerine tuz biber oldu. Sağlık çalışanlarına şiddet hala ülkemizin en önemli sorunu. Bu sorunu çözmek için toplanan komisyonda yaşananlar ve komisyon başkanın açıklamaları bile yaşanan şiddeti gösteriyor”

SİZ DE TURİZMCİ BİR AİLEDEN GELİYORSUNUZ.  ANTALYA’DA TURİZMİN, TURİZMCİNİN DURUMU NASIL?

Ülkenin durumu neyse turizmin durumu da o. Borç içindeyiz. Ben öyle diğer siyasetçiler gibi duyduklarımla, bana anlatılanlarla konuşmuyorum. Ben turizmciyim. Ailem turizmciydi. Bu nedenle turizmin sadece otellerden ibaret olmadığını, ülkeye gelen turist sayısı ile ölçülemeyeceğini çok iyi biliyorum. Televizyonları dinlerseniz turizmde bayram havası var. Neden; turist sayısı artmış. Yahu sayı arttı ama turist kalitesi düştü. Alman gelmiyor. Ülkemizin bozulan imajı özellikle üst gelir seviyesindeki turistleri etkiliyor. Bu turistler o yüzden de buraya gelmek istemiyor. Kaliteli turist Fransa’ya gidiyor. İtalya’ya gidiyor. İspanya’ya gidiyor. İspanya bu sene bağıra bağıra ben turist istemiyorum dedi. Hem de bunu yarım pansiyon sistemi ile dedi.

BU KONUDA BİZİ BEKLEYEN TEHLİKE NEDİR?

 Ülkemize gelenler ise yaşadıkları ülkelerde daha çok sosyoekonomik düzeyi çok düşük olanlar. Bu durum ne yazık ki bizi hızla ucuz turist pazarı haline getiriyor. Uluslararası acenteler bize ucuz pazar muamelesi yapıyor. Oda fiyatlarını düşürdükçe düşürüyor, üstelik bir de ödemeleri geciktiriyorlar. Ucuz turist geldikçe para harcayacak turistler bizden kaçıyor. Bu kısır döngü her geçen yıl artarak devam edecek. Antalya turizmini çok büyük bir tehlike bekliyor. Hızla ucuz turizm pazarı haline geliyoruz. Uluslararası turizm acenteleri Türkiye’ye bu gözle bakmaya başladı. Önümüzdeki her yıl fiyatlar daha da düşecek”

SİZCE ÇÖZÜM NEDİR?

Bir an önce her şey dâhil sisteminden çıkmalıyız. Dünya üzerinde yıllık 10 milyon turistin ziyaret ettiği ancak 9 milyon 900 bin tanesinin şehir merkezine uğramadan döndüğü kaç turizm merkezi vardır? Ben söyleyeyim sadece Antalya. Şuan bu sistem sayıya katkı sağlıyor olabilir. Sayı artıyor ama turistler otelden burnunu bile çıkarmıyor. Bir şişe su almak bile istemiyor. Her şey dâhil her şeyi tüketiyor. Turist para harcamıyor. Cebinde inanın 50 Euro ile gelen turistleri gördü Antalya turizmcisi... Bu sistemden çıkmazsak birkaç yıl sonra çok daha farklı sorunları ile yüzleşiriz. Bundan 3 yıl önce Alman turisti daha pahalıya getiriyorduk. Şu anda 15 Dolara her şey dâhil hizmet veriyorsun. Ne kadar kalitesiz turist varsa hepsi turizm bölgemizde dolaşıyor.

TURİZM ESNAFI NASIL ETKİLENİYOR BU DURUMDAN?

Turizminin yolunda olması, turist sayısı ile ölçülemez. Her şey dâhil sistemi nedeni ile ziyaretçi sayısındaki artış esnafa aynı oran yansımıyor. Dolar ve Euro’daki yaşanan dalgalanmalar, tamamen dışa bağımlı bir ülke haline getirildiğimiz için hayatın her alanını olumsuz etkiledi. Bundan maalesef esnafımız da payını aldı. Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar turizm esnafının nerede ise tamamı kiralarını dövizle ödüyor. Kısaca herkes bu işten zarar ediyor. Bunun nedeni ise doğru strateji olmaması... Maalesef şu anki iktidarın da turizm deyince aklına sadece otel geliyor. Diğer değerleri de görmüyor. Turizm esnafını bilmiyor, sorunlarını dinlemiyor.  Bu tip turist geliyor her şey dâhilin gece çorbasına kadar içiyor. Kafasını otelden bir kere bile dışarı çıkarmıyor. Alışveriş yapmıyor.

TURİZM NASIL AYAĞA KALKAR?

Turizm, turizmi bilen insanların  hazırlayacağı gerçek bir strateji ile ayağa kalkar. Bakanlıkların koordinasyonu ile ayağa kalkar. Turizm bizim ana damarlarımızdan biri o damar tıkanırsa yaşam koşulları değişir.

ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ.

Bizlere çalışmalarımızı anlatma fırsatını verdiğiniz için ben de size teşekkür ederim. (Röportaj: Eyüp KOÇAK)