Bugün 26 Kasım 2024 Salı
  • Antalya7 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3002.717
    %-0.11
  • Dolar
    34.5123
    %-0.08
  • Euro
    36.1711
    %0.46
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“İnsanların ormana girmesini yasaklamayın”
31 Mayıs 2019 Cuma 17:23

“İnsanların ormana girmesini yasaklamayın”

80 yıllık istatistiklere göre her yıl ortalama 1000 yangında 10 bin hektar ormanlık alanın yandığını bildiren Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi Başkanı Ekolog Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, Yaz aylarında uygulanan yasakların orman yangınlarını önl

80 yıllık istatistiklere göre her yıl ortalama 1000 yangında 10 bin hektar ormanlık alanın yandığını bildiren Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi Başkanı Ekolog Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, Yaz aylarında uygulanan yasakların orman yangınlarını önlemede etkili olmadığına dikkat çekti. Ormanlarla ilişkileri artan insanların daha korumacı olacağına işaret eden Neyişçi, Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü’ne “Ormanlara girmeyi yasaklamayın” diye seslendi.

 

Antalya Kent Konseyi ve Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi tarafından orman yangınlarıyla ilgili ortak açıklama yapıldı. Dün sabah Kent Konseyi toplantı salonunda gerçekleştirilen toplantıda konuşan Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi Başkanı Ekolog Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, orman yangınlarıyla mücadelede yapılan yanlışlara dikkat çekti. Orman yangınlarında önleyici tedbirlerin, mücadele ve söndürme çalışmalarından daha önemli olduğunu vurgulayan Neyişçi, bu kapsamda insanların ormanlara daha fazla girmesinin sağlanması gerektiğini söyledi. Ormanlara girerek fayda sağlayan insanların daha çok korumacı olduğunun altını çizen Neyişçi, Yaz aylarında uygulamaya konulan ormanlık alanlara giriş yasaklarının yanlış olduğunu vurgulayarak, yasakların yangınları önlemede çözüm olmadığına dikkat çekti.

sam_8311.jpg

“SİVİL TOPLUMLA BİRLİKTE ORTAK ÇALIŞILMALI”

Orman yangınlarının herkesi üzen önemli bir konu olduğunu söyleyen Neyişçi, yüzde 95’inin insan kaynaklı olduğunu hatırlattı. Gerek bireysel ve gerekse sivil toplum örgütü olarak herkese önemli görevler düştüğünün altını çizen Neyişçi, orman yangınlarının tek başına Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü’nün başa çıkabileceği bir konu olmadığını söyledi. Orman yangınlarını önleme konusunda Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü’nün, sivil toplum örgütlerini mutlaka yanına alması gerektiğini vurgulayan Neyişçi, bugüne kadar bunun yapılmadığını kaydetti. “Eğer orman yangınlarının yüzde 95’i insanlar tarafından çıkarılıyorsa o zaman bizim de bu işin içinde olmamız lazım” diyen Neyişçi, orman yangınlarıyla ilgili yapılan toplantıya ilgili STK temsilcilerinin çağrılmamasına tepki gösterdi ve “Niye çağrılmıyoruz?” diye sordu. Neyişçi, aktif görev almak istediklerini de bildirdi.

 

“ÖNLEYİCİ TEDBİRLER ÇOK DAHA ÖNEMLİ”

İnsanların orman yangınları üzerindeki etkisini en aza indirebilecek kaynaklara, etkinliklere, eğitimlere, projelere, ilgili bakanlıklar veya kuruluşlar tarafından yeteri kadar bütçe ayrılmadığını belirten Neyişçi, şunları dile getirdi:

“Bir orman yangınında her 4 saatte açığa çıkan enerji miktarı Hiroşima’ya atılan atom bombasına eşdeğerdir. O nedenle önleyici tedbirler, mücadele ve söndürme çalışmalarından çok daha önemlidir. Biz kamuoyu olarak orman yangınlarının genellikle helikopterle söndürüleceğini düşünüyoruz. Halbuki helikopterlerin bu konudaki etkileri son derece sınırlı ve çok daha pahalıdır. Bir helikopterin 1 yıllık kiralama bedeliyle insanların ormanlar üzerindeki olumsuz etkisini veya ormanların insanlar üzerindeki olumlu etkisini maksimuma çıkarmak mümkün. Çok ufak bütçelerle, insanların orman yangınları konusundaki algılamaları, fedakarlıkları, katılımcılıkları rahatlıkla değiştirilebilir. Orman Bakanlığı, yangınların söndürülmesine ayırdığı bütçe kadar bir bütçe veya önemi, insanların orman yangınları konusunda daha duyarlı ve sorumlu olması konusunda da ayırmalıdır.”

 

“ORMAN BAKANLIĞI STRATEJİSİNİ DEĞİŞTİRMELİ”

“Orman Bakanlığı’nın temel stratejisi, insanların ormanlar üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek üzerine. Olumsuz etkiyi en aza indirmeyi strateji alıyor. Halbuki iş tam tersi. Orman Bakanlığı öyle düşünmeli ve öyle uygulamalar geliştirmeli ki insanların ormanlar üzerindeki olumlu etkileri en yüksek seviyeye çıkmalı. Yani insanlar ormanlara aşık, sevdalı olmalılar. Böyle olursa insanlar, sadece orman yangınlarına karşı değil her türlü tahribata karşı sorumluluk alırlar. Ormanlara sahip çıkarlar. Orman Bakanlığı kendine tanımladığı misyonu ve buna bağlı olarak vizyonunu değiştirmek zorunda. Yasaklayıcı vizyon ve stratejilerden kucaklayıcı, sevgiyi sorumluluk almayı ön plana çıkarak stratejileri gündeme getirmeli. Bu son derece önemli” dedi.

sam_8321.jpg

“İNSANLARIN ORMANA GİRMESİ YASAKLANMAK YERİNE TEŞVİK EDİLMELİ”

Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü tarafından Yaz aylarında ormanlara girişlerin yasaklanmasından ziyade teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan Neyişçi, şunları dile getirdi:

“Haziran ayı itibariyle orman yangınları haftasına giriyoruz. Geçen senelerde olduğu gibi ormanlara girmek yasaktır, yangın kuşağındaki teknik elamanların izinleri kaldırılmıştır, anız yakmak yasaktır gibi şeyler denilecek. Yasaklar üzerinden bir kamuoyu oluşturuluyor. Bunun dışında pek fazla değişik bir yaklaşım görmedim. İster ormanlara girmeyi ister anız yakmayı yasaklayın, yasaklar ormanlarla insanlar arasındaki ilişkiyi olumsuza dönüştürür. Ormanlarla aranızdaki sevgiyi önemli ölçüde düşürür. Ormanlara kaçak olarak girdiğinizde tehdit olarak gördüğünüz en ufak şeyde hemen terk ediyorsunuz. Yaktığınız ateşi söndürmeden, çöpünüzü toplamadan çekip gidiyorsunuz. Halbuki izin verilse, insanların Yaz aylarında da ormanlardan yeteri kadar faydalanması sağlansa, insanların davranışları değişir. Ormanlara girmeyi yasaklamak değil, teşvik etmek için ormanla bitişik bütün kentlerde piknik alanları yapmak mümkün. Siz ormana yasal olarak girip, fayda elde ettiğinizde bu sizin ormanla aranızdaki ilişkiyi olumluya, sevgiye çevirir. Bir helikopterin 1 yıllık kirasına siz, ormanla insan arasındaki olumsuz ilişkiyi olumluya çevirebilirsiniz. Düşmanlığı sevgiye dönüştürebilirsiniz. Sorunun büyük bölümünü çözmüş olursunuz. Biz ormanlarımıza sevgi bağıyla bağlanır, kendimizi ev sahibi gibi hissedersek o zaman bu orman benim der kirletmeyiz. Sevdiğiniz ormana çöp atmazsınız. Daha fazla korumaya çalışırız.” Taş ve maden ocaklarının da ormanlar için tehlike yarattığına dikkat çeken Neyişçi, Yaz aylarında ormanlık alanlara insanların girişleri yasaklanıyorsa, taş ve maden ocakları faaliyetlerinin de durdurulması gerektiğinin altını çizdi.

 

“MADEN OCAĞINDAN KAZANDIĞINIZ KADAR ORMANDAN KAZANABİLİRSİNİZ”

Taş ve maden ocaklarından kazanılan kadar faydanın ormanlık alanlardan da elde edilebileceğine dikkat çeken Neyişçi, “Makilik alanlar da orman alanıdır. İster makilik alan ister 200 yıllık orman üzerinde maden ocağı yapılsın, o ormanı tahrip ederek çıkaracağınız maden neyse orman olarak koruduğunuzda onun tamamına yakın bir kısmını siz orman üzerinden kazanırsınız. Bütün ekolojik ve ekonomik değerleri biraraya getirdiğiniz zaman. Açık alanlarda da bir sürü taş ve maden ocağı olabilecek yerler var ama siz ormanlar üzerinde taş ocağı açtığınızda olmuyor” dedi.  

 

“TÜRKİYE’DE HER YIL 10 HEKTAR ORMANLIK ALAN YANIYOR”

Her yıl Türkiye’de 10 hektar ormanlık alanın yandığını belirten Neyişçi, “Orman Bakanlığı veya Orman Genel Müdürlüğü, yangın sezonundan önce bu sene ‘Türkiye’de 1000 yangında 10 bin hektar alan yanacaktır’ demeli. Bunu 80 yıldır tutulmuş olan istatistiklere dayanarak söylemeli. Orman Bakanlığı’nın 80 yıllık istatistiklerine baktığınız zaman her sene 1000 yangın çıkıyor, 10 bin hektar alan yanıyor” diye konuştu.

semanur-kurt.jpg

“ORMANLARIN KORUNMASINDAN YANAYIZ”

Ormanlar konusunda bütün herkesin sorumluluk alması gerektiğini vurgulayan Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt ise, bilinçli olarak ormanlık alanları ele geçirmek isteyenlerin olduğuna ve kasti yangınların çıkarıldığına dikkat çekti. “Orman Bakanlığı bizden destek istese de istemese de biz ormanların korunmasından yanayız” diyen Kurt, “Bizler vatandaş olarak ne kadar çok bilinçlenir, ihbar edersek, gördüklerimizi doğru ve sağlıklı şekilde iletirsek, doğru öneriler sunarsak etkili olabileceğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullandı. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 3582 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim