“Kaleiçi’nin nasıl kullanılacağına karar verilmeli”

Kaleiçi gibi eski yerleşim yerlerinde estetik sorun yaratan en temel unsurun tanımlanma yapılmaması olduğuna dikkat çeken Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, “Kaleiçi’ne baktığımızda burası eğlence merkezi mi? konaklama mı? ticari turizm alanı mı? Bütün keşmekeşlerin hepsini birden görüyoruz. Buraların nasıl kullanılacağı kararının verilmesi ve korunarak geleceğe taşınması önemli. Buralar Antalya’yı eski kent kimliğiyle öne çıkarabilecek en büyük değerlerimizdir” şeklinde konuştu.

Antalya Kent Konseyi ve Şehir Plancıları Odası Antalya Şubesi işbirliğiyle ‘Geleneksel Kent Dokusunda Estetik’ konulu çalıştay düzenlendi. Dün Nazım Hikmet Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen çalıştay, yapılan oturumların ardından aynı konudaki fotoğraf yarışması ödül töreniyle son buldu.

“GERİ DÖNÜLMEZ YANLIŞLAR YAPILMAMALI”

Çalıştayın açılışında konuşan Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı Kurucusu ve Başkanı Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Metin Sözen, Antalya’da doğrunun yanlışa dönüşmesinin önlenip, maliyeti büyük dönülmez yanlışlar yapılmaması gerektiğini vurguladı. Kentteki değerlerin süresi nedir? diye sorulması gerektiğini belirten Sözen, “Bu değerlerin, değer olarak niteliğini kollayacak ve önlemleri alacak olanlar burada yaşayanlardır. Geçmişteki her şeyin doğruların okunabildiği bir kent olarak korunması gerektiği bilinçaltımıza yerleşmesi gerekiyor. Antalya’ya biraz geriden bakmak gerekiyor. Geriden baktığımız zaman ben anılarımın delindiğini ve parçalandığını görüyorum” dedi.

“ŞEHRİ YÖNETENLER GEÇMİŞE SAHİP ÇIKMALI”

Şehri yönetenlerin kent kültürü ve dokusu açısından geçmişe sahip çıkan bir misyonu üstlenmesi gerektiğini vurgulayan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Tarihi Kentler Birliği eski Başkanı Dr. Asım Güzelbey ise, “Anadolu’ya gittiğinizde birçok modern ve modernleşme arzusunda olan şehirler görüyorsunuz ama önemli olan şehirlerdeki ruhtur. O ruhu yakalamak lazım” diye konuştu.

“KATILIMCI YEREL DEMOKRASİYLE KENT SAHİPLENİLMELİ”

“Kentte yaşayanlar kadar, yaşayacak olanların da dikkate alınması; göç, çarpık kentleşme, kent yoksulları ve dezavantajlı kesimlerin korunarak kentle bütünleşme sorunlarının aşılmasının ötesinde, gelecek nesillere yaşanabilir bir kentin bırakılmasını gerektirmekte” diyen Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt ise, “Bu yaklaşım, kent varlıkları ve değerlerini geçmişin mirası olduğu kadar, geleceğin emaneti olarak koruyup geliştirmemize vesile olacaktır. Bunun için; katılımcı yerel demokrasi ile kentin ortak çıkarları ve toplum yararını esas alan kent etiği, kent kültürü ve kentlilik bilinci ile kent kimliğini ön plana çıkartarak sahiplenilmelidir. Aksi takdirde, kentsel rantları topluma kazandırmak yerine, ticari kazanca dönüştürmek için özel sektör sosyal sorumluluğundan bile nasibi olmayanların hırslarından kaynaklanan taleplerini belediyeler başta olmak üzere kamu kuruluşlarına dayatmaları kolaylaşacaktır. Kentlilik bilincinden yoksun tek taraflı dayatmaların, kente karşı işlenen suçlar bağlamında kentte yaşayan herkes için toplum yararını esas alan tedbirlere, etkin ve yaygın bir şekilde işlerlik ve süreklilik kazandırılmalıdır. Bu da eski kent merkezi ve diğer kentsel koruma alanlarına olan baskı ve talepleri azaltacak ve emanetlerin gelecek nesle aktarılmasını kolaylaştıracaktır” ifadelerini kullandı.

KALEİÇİ’NE DİKKAT ÇEKTİ

Antalya ilk nerede kurulduğu diye bakıldığında Kaleiçi, Balbey, Haşim İşcan Mahalleleri, Cumhuriyet Meydanı ve eski adıyla Kemiklik denilen Elmalı Mahallesi’nin akla geldiğine dikkat çeken Kurt, “Kaleiçi’nden etrafa doğru baktığımızda bugüne kadar nasıl geldi, nasıl koruyabildik ya da nasıl kullanabildik? Hemen göz önüne geliyor. Kent dokusu üzerinde yapılan çalışmalar, her dönemin gündeme getirip de bir türlü sonuçlandıramadığı bir şey. Bizce, bu alanın nasıl kullanılacağının tanımlanmamasından kaynaklanmakta. Örneğin Kaleiçi’ne baktığımızda burası eğlence merkezi mi? konaklama mı? ticari turizm alanı mı? Bütün keşmekeşlerin hepsini birden görüyoruz. Buraların nasıl kullanılacağı kararının verilmesi ve korunarak geleceğe nasıl taşınacağı önemli. Buralar Antalya’yı eski kent kimliğiyle öne çıkarabilecek en büyük değerlerimizdir. Çalıştayda, bu alanlardan bir kent estetiği algısı ve iyileştirme çalışmalarının yapılmasına ivedilikle başlanmasına dikkat çekilmek istenmekte” dedi.

“GELECEK KUŞAKLARA AKTARMAK ÖNEMLİ”

“Sahip olduğu özgün kültürel değerler dikkate alındığında Kaleiçi başta olmak üzere etkileşim içinde olduğu eski yerleşim yerleri kentimiz, ülkemiz ve tüm insanlığın ortak bir kültürel değeridir” diyen Kurt, “Antalya için vazgeçilmez bir kimlik öğesi olan bu alanlar korunarak geliştirilmeli ve bu yapıya uygun olmayan olumsuzlukların kaldırılması için ciddi çaba harcanmalı. Bu bölgelerde estetik sorun yaratan en temel unsur tanımlanma sorunu. Bu tanımlanmanın olmaması fiziksel ve işlevsel boyutundan kaynaklı sorunları da beraberinde getirmekte. Bu bölgelerdeki eski yapıların estetik ve sanatsal boyutunu, fiziksel ve kültürel değerler arasında uyum sağlayarak, güvenli, ferah, görsel ilişkilerle, çeşitli etkinliklerle, çevreye yeni değerler katarak, bölgenin kültürel ve sanatsal gelişimini sağlayan çekim merkezine dönüştürülebilir. Tarihi, doğal ve kültürel değerleriyle bir kent kimliğinde önemli bir boyut olan, geçmişten geleceğe bilgi aktarımıyla oluşan bu zenginliği geliştirerek, gelecek kuşaklara taşımak ve kentsel mekanlara kimlik kazandırmak büyük önem taşımakta” şeklinde konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ