Bugün 25 Kasım 2024 Pazartesi
  • Antalya12 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3002.717
    %-0.11
  • Dolar
    34.5123
    %-0.08
  • Euro
    36.1711
    %0.46
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Kanser hastalarına altın tavsiyeler
21 Ocak 2020 Salı 17:05

Kanser hastalarına altın tavsiyeler

Kanser hastalarına önemli tavsiyelerde bulunan Uzman Klinik Psikolog Başak İnan, “Başkalarının söylediklerine kulaklarınızı kapatın. Kendi hastalığınızı hiçbir başka hastanın hastalık süreciyle kıyaslamayın. Olumsuz şeyleri düşünebilirsiniz ama olumsuzluk

Kanser hastalarına önemli tavsiyelerde bulunan Uzman Klinik Psikolog Başak İnan, “Başkalarının söylediklerine kulaklarınızı kapatın. Kendi hastalığınızı hiçbir başka hastanın hastalık süreciyle kıyaslamayın. Olumsuz şeyleri düşünebilirsiniz ama olumsuzluklar aklınıza geldiğinde hemen başka şeylerle oyalayarak kafanızı dağıtın. Hayal kurun. Hayal kurmak çok önemli” dedi.

 

Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı’na kayıtlı bazı hasta ve hasta yakınlarıyla buluşan Uzman Klinik Psikolog Başak İnan, kan kanseri veya kemik iliği kanseri olarak da bilinen lösemi hastalarına önemli tavsiyeler verdi. En önemli şeyin tedavi ve motivasyon olduğunu vurgulayan İnan, hastalardan başkalarının söylediklerine kulak vermemelerini istedi. Başka hastaların hastalık süreciyle kıyaslama yapılmaması gerektiğinin de altını çizen İnan, “Hayal kurun, bol bol yazı yazın, müzik dinleyin, resim yapın” şeklinde konuştu. Kaygılar arttığında yapılması gerekenleri de anlatan İnan, “Sesinizi kaydedin, yastık yumruklayın” dedi. Hasta yakınlarına da uyarılarda bulunan İnan, hastanın hastalığını bilmeye hakkı olduğunu söyledi.

 

“İNSANLAR KONTROL EDEMEDİĞİ ŞEYİN KAYGISINI YAŞAR”

İnsanların bazı şeyleri kontrol edemediğine dikkat çeken İnan, “Çok sağlıklı da beslenseniz, genetiğinizde olmasa bile kötü durumlarla karşılaşabiliyorsunuz. Elbette ki düzgün beslenmek, sağlığa dikkat etmek gerekiyor ama bazen hayatımız dört dörtlük bile olsa bir şeyleri kontrol edemiyoruz. İnsanoğlu kontrol edemediği her şeyin kaygısını yaşıyor. İnsanlar bir şeylere kendi elleriyle yön veremediği zaman ruhsal anlamda hasta oluyorlar. Bu sadece kanser değil, depresyonlar, panik ataklar gibi şeyler hayat kontrol edilemediği zaman yaşanan sorunlardan ibaret” dedi.

 

“TEDAVİ VE MOTİVASYON ÇOK ÖNEMLİ”

Kanserin yaygınlığına dikkat çeken İnan, herkesin başına gelebilecek bir hastalık olduğunun altını çizdi. Kanserin herkeste ölümü çağrıştırdığı için insanları zor bir sürece soktuğuna işaret eden İnan, şunları söyledi:

“Kanser hastalığı şoka girmemize, öfkelenmemize, ağlamamıza, sinir krizleri geçirmemize, hatta depresyona girmemize sebep olabiliyor. Çünkü, bize kötü bir şey çağrıştırıyor. Bu kadar kötüyü çağrıştıran bir hastalıkta korkmamanız mümkün değil. Burada en önemli birinci şey tedavi olmamız ve tedaviye uyumlu ilerlemek. İyileşsek bile düzenli olarak kontrollere gitmek. Olumsuz şeylerden uzak durmak. İkincisi ise motivasyon. Bu durumun psikolojisi çok önemli. Çünkü, inanmadığınız ve çaba sarf etmediğiniz bir şeyde başarılı olamazsınız. İnanmazsanız depresyona girer ve tedaviyi reddedersiniz. Tedavi reddi demek, bu hastalığı olumsuz şekilde kabullendim ve kötü sona kendimi hazırlıyorum demektir. Korkular sizi tedaviden, sosyal hayattan alıkoyuyorsa, kendinizi hastayım hiçbir şey yapmak istemiyorum psikolojisine sokuyorsanız o zaman kaygılarınız bizi korkutur. Çünkü, o noktada vazgeçmiş olursunuz. Bu süreçte olumlu yönde yapılması gereken başka şeyler var. Burada en önemli şey vazgeçmemek ve çaba harcamak. Bugün yemek yapmak, şuradan şuraya gitmek için çaba sarf ediyorken hayatta kalmak için neden çaba sarf etmeyeceğiz? Bu en doğal hak. O yüzden duygularınız, kaygılarınız olacak ama bunları biraz daha normale indirmeye çalışmalısınız. Kendinize en özel şekilde dikkat etmek zorundasınız. Bunun geçici bir durum olduğunu kabul edin. Bu hastalık sizin önünüze geliyor, size değmeye çalışıyor ama siz dik durduğunuz süre boyunca sağlıklı kalıyorsunuz. Bu hem ruhsal hem de tedavi anlamında böyle. Kendinize özen gösterin.”

 

“BAŞKALARININ SÖYLEDİKLERİNE KULAKLARINIZI KAPATIN, HAYAL KURUN”

“Öncelikle başkalarının söylediklerine kulaklarınızı kapatacaksınız” diyen İnan, altın değerindeki tavsiyelerini şöyle sıraladı:

“Maalesef bizim ülkemizde herkes olumsuza şartlanmış durumda ve doktordan daha çok bilgiye sahip olduklarını düşünüyorlar. Yani, size şunu yap bunu yap, onu yap bunu yap diyorlar. Söyledikleriyle sizlerin moralini bozuyorlar. Size sadece hastalıkla ilgili değil, tedaviyle ilgili bir şeyler söyleseler de kulak vermeyin. Kendi hastalığınızı hiçbir başka hastanın hastalık süreciyle kıyaslamayın. Olumsuz şeyleri düşünebilirsiniz ama olumsuzluklar aklınıza geldiğinde hemen başka şeylerle oyalayarak kafanızı, zihninizi dağıtın. Hayal kurun. Hayal kurmak çok önemli. Hatta çevrenizdekilere de hayal kurdurun. Kim güzel şeyler düşündüğünde kendini iyi hissetmez? Gözlerinizi kapatın ve hayatta en çok olmak istediğiniz yeri, en çok sevdiğiniz yeri düşünün. Hissettiklerinize odaklanın. ”

 

“BOL BOL YAZI YAZIN”

Tedavi sürecinde resim yapmak, yazı yazmak gibi etkinliklerin de iyi bir yöntem olduğuna dikkat çeken İnan, “Yazı yazdığınız zaman endişelerinizi, korkularınızı, kaygılarınızı dışarı aktarabilirsiniz. Yazı yazmak bir iletişim yoludur. Bu yüzden bol bol yazı yazın, hayal kurun, müzik dinleyin, resim yapın” şeklinde tavsiyelerde bulundu.

 

“SESİNİZİ KAYDEDİN, YASTIK YUMRUKLAYIN”

Kaygılar arttığı zaman yapılması gerekenleri de anlatan İnan, “Tabii ki öfkelenecek, sinirlenecek, hüzünleneceksiniz. Kaygılarınız olduğu zaman telefonunuzun ses kaydını açın ve konuşun. O an ne hissediyorsanız konuşun. Yazı yazın. Kimsenin olmadığı bir yere geçin ve yastık yumruklayın. Boş bir yerde çığlık atın. Öfkenizi ve korkunuzu atmanız için önce söyleyebiliyor olmanız lazım. İçinizde tuttuğunuz her şey büyür” dedi.

 

HASTA YAKINLARINA UYARI

Hasta yakınlarına da uyarılarda bulunarak hastalardan hastalıkla ilgili sürecin saklanmaması gerektiğini belirten İnan, “Kişi hastalığını ve hastalık sürecini doğru bir şekilde bilmeli. Yaşına uygun bir şekilde anlatmalıyız. Eğer küçük bir çocuksa anlayabileceği şekilde olumsuz şeylere yer vermeden, olumsuz cümleler kurmadan anlatmalıyız. Hastalığı söylemezseniz kişi neyle mücadele ettiğini bilmez ve onu kandırmış olursunuz. Zaten çocuk da olsa, yetişkin de olsa tedavi süreci boyunca hastayı kandırmanız söz konusu bile değil. Anlıyorlar. O yüzden hastalığını bilmek her bireyin en doğal hakkıdır. Hastalığı saklamayın, onlara hasta muamelesi de yapmayın. Hastalar, doktor izin verdiği sürece sosyal hayata dönük olmalı. Onu normal hayatta tutmalısınız. İşe gidebiliyorsa işe gitmeli. Çocukları arkadaşlarıyla görüştürmeli, onları dışarı çıkarmalısınız. Onları yüzde 100 korumaya çalışmanız doğru değil, zaten hiçbir şeye engel olamıyorsunuz. O nedenle mümkün mertebe onları ayakta tutacak şeyler yapmalısınız. Çocuklar için oyunlar çok iyileştiricidir” şeklinde konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 2403 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim