“Kırmızı ete zam beklemiyoruz”

Kurban Bayramı’nın hemen ardından Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (ETBİR) Başkanı Ahmet Yücesan’ın girdi maliyetlerinin artışına dikkat çekerek “1 ya da 1.5 ay sonra kırmızı ete yüzde 20 zam gelebilir” şeklindeki açıklamasına Türkiye Kasaplar Federasyonu Genel Başkan Vekili ve Antalya Kasaplar Odası Başkanı Osman Yardımcı katılmadı. Kesilen kurban etlerinin genellikle difrizlere (Derin donduruculara) doldurulduğuna işaret eden Yardımcı, bir süre bu etlerin tüketileceği için satışların olmayacağını belirtti. Zam karşısında vatandaşların alım güçlerinin de önemli olduğuna dikkat çeken Yardımcı, üreticilerin girdi maliyetlerinin artmasına rağmen zam yapmanın mümkün olmayacağına işaret ederek en az 3 ay zam beklemediklerini belirtti. Kurban Bayramı ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Yardımcı, önemli bilgiler verdi.

“ÜRETİCİ KÂR ETMİYOR AMA 3 AYDAN ÖNCE ZAM BEKLEMİYORUZ”

ETBİR Başkanı Ahmet Yücesan’ın kırmızı ete 1 – 1 buçuk ay sonra zam gelebilir şeklindeki açıklamayı neye dayanarak yaptığını bilmediğini belirten Yardımcı, şunları dile getirdi:

“Doğru yem fiyatları arttı ama birde alım gücü var mı yok mu? Onu hesaplamak lazım. Geçtiğimiz yıl yem 45 liraydı bu yıl 85 lira. O yönden hak veriyorum ama hemen kurban ertesi böyle bir açıklamayı tasvip etmiyorum. Erken bir açıklama olmuş. Bana göre millet 1 buçuk 2 ay et almaz. Çünkü herkes kanı Allah’a eti kazana difrizlere doldurdu. Bazıları 6 aylık etini stokladı. Dağıtanlar da 2 ay sonra et satın almaya başlar. Sonra sezon biter. Onun için yakın zamanda ete zam geleceğini düşünmüyorum. En az 3 ay kırımızı ete zam gelmez. Üretici kâr etmez ama böyle giderse ben bu yıl zam beklemiyorum. Üretici için zam olsun ama satış olmayınca nasıl olacak?”

“İHTAL ETİN ÖNÜNÜ AÇAR”

Zam gelecek şeklindeki açıklamaların dışarıdan et alımının önünü açacağına dikkat çeken Yardımcı, “Ben oldum olalı ithal ete karşıyım. Kesimlik hayvan gelsin ama ithal et gelmesin. Biz hemen zam yapmayı değil, sorunu çözmenin yolunu bulmalıyız. Besiciyi nasıl kalkındıracağımızı bulalım. Başkan Türkiye’de kişi başı yıllık 9 kilo et tüketimi olduğunu söylemiş. Avrupa’da vejetaryen çok olduğu halde 86 kilo, Amerika’da 108 kilo. Biz etçil bir ülke olmamıza rağmen 9 kilo” dedi.

“BÜYÜKBAŞ KESİMİNDE YÜZDE 10 ARTIŞ OLDUĞUNU TAHMİN EDİYORUZ”

Ülke genelinde geçtiğimiz yıl Kurban Bayramı’nda ortalama 900 bin civarında büyükbaş, 2 buçuk milyon da küçükbaş hayvanın kesildiğini hatırlatan Yardımcı, “Antalya’da 11 bin büyükbaş, 185 bin küçükbaş hayvan kesilmiş. Elimizde tam kesin sonuçlar yok ama bu yıl Antalya’da büyükbaş hayvan kesiminde yüzde 10 artış olduğunu tahmin ediyoruz. Küçükbaş da yine geçtiğimiz yıl kadar kesilse iyidir. Eskiden üreticinin elinde mal kalsa arardı. Bu yıl aramadılar. Aramadıklarına göre mutlular demektir. Küçükbaş hayvan biraz kalmıştır belki ama aşırı kaldığını düşünmüyorum” diye konuştu.   

“ARTIK KURBAN TİCARETE DÖNDÜ”

İnsanlarda büyükbaş hayvanlara yönelme olduğuna da işaret eden Yardımcı, “Artık kurban ticarete, kilo ete döndü. 15 kilo et şu para şeklinde. Bunlar yanlış. Adam gidiyor 30 kilo etini alıyor, veriyor parasını. Ucuza geliyor. Kurban fiyatı ile et fiyatı bir olmaz. Çünkü, etlik dana 8 ay besleniyor, kurbanlık dana 2 yıl besleniyor” dedi.

“TESPİT EDİLENLERE CEZA KESİLECEK”

Bu yıl Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından kaçak kesimlere ve kıyma çekimlerine karşı göz açtırılmadığını belirten Yardımcı, “Bizde bizzat sahada gezdik. Yüzde 70-80’i kontrol altındaydı. Kaçaklara göz açtırılmadı ama yine de kesildi. Her kişinin başına bir jandarma koyamayız. İşin ehli olmayan kişiler tarafından yapılan kesimlerle hem milli servete zarar veriliyor hem de et bozulabiliyor. Yol kenarlarında hayvan kesimi, dükkanlarda nalburcudan tutun petrolcüye kadar et kıyması çekiyordu. Bu biraz azaldı. Yine de bazı kişiler tespit edildi. Resimlenerek tutanak tutulan 4-5 yere ceza kesilecek. Biz onlara da ceza kesilmesin isteriz ama herkes işini yapsın. Telefoncu, pideci, petrolcü kıyma çekiyor. Biz kalkıp telefon, pide, petrol mü satıyoruz? Esnaf ahlakına uymuyor” dedi. Vatandaşların artık geçmiş yıllara göre daha bilinçli hale geldiğini de belirten Yardımcı, etlerin genellikle kasaplara yaptırılmaya başladığını sözlerine ekledi.

“KURBAN VAHŞET DEĞİLDİR”

Kurbanın vahşet olduğu şeklindeki söylemlere de sert bir şekilde karşı çıkan Yardımcı, “Biz İslam dinine bağlıyız. Dinimiz ne diyorsa onu yapıyoruz. Kurban bir vahşet değildir. O zaman biz kasap dükkanlarını, mezbahaları kapatalım. Et yemeyelim. Balığı öldürüyoruz, tavuğu kesiyoruz oda mı vahşet? Böyle şeyler söyleyenler kendilerini bir yargılasın. Biz dinimiz ne emrediyorsa onu yaparız ama hayvana eziyet verilmesine karşıyım. Ehli olmayan kişiler kesmemeli. Biz mezbahada bile keseceğimiz hayvanı 3-4 saat dinlendiririz. Dinlendikten sonra kesiyoruz” diye konuştu.

“DERİ MİLLİ SERVETTİR”

Son olarak kurban derileriyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Yardımcı, derilerin çöpe gitmesinin yanlışlığına dikkat çekti. Kurban derisi fiyatları çok düşük olduğu için bu yıl fazla sayıda derinin çöpe gittiğini vurgulayan Yardımcı, sözlerini şöyle noktaladı:

“Eskiden fiyatı yüksek olduğu için toplanıyordu ama bu yıl toplamaya kalksanız yakıt parasını kurtarmayacak düzeydeydi. Kimse deri toplamaya yanaşmadı. Bir yerlere götüren götürdü ama yüzde 90’ı çöpe atıldı. 1 lira da olsa milli servettir. Bunun toplanarak işlenmesi gerekir. Keşke havuz sistemi olsa da herkes derisini götürüp oraya atsa ve değerlendirilse.” HABER: YUSUF KATRAĞ