Bugün 26 Kasım 2024 Salı
  • Antalya8 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3002.717
    %-0.11
  • Dolar
    34.5123
    %-0.08
  • Euro
    36.1711
    %0.46
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Mağaralar bilime ve turizme kazandırılsın
02 Ekim 2019 Çarşamba 17:03

Mağaralar bilime ve turizme kazandırılsın

Antalya’nın doğal güzellikler bakımından çok şanslı olduğunu kaydeden JMO Antalya Şubesi Başkanı Bayram Ali Çeltik, kentte çok sayıda mağara bulunduğuna dikkat çekti. Çeltik, mağaraların bilime ve turizme kazandırılması gerektiğinin altını çizdi.

Antalya’nın doğal güzellikler bakımından çok şanslı olduğunu kaydeden JMO Antalya Şubesi Başkanı Bayram Ali Çeltik, kentte çok sayıda mağara bulunduğuna dikkat çekti. Çeltik, mağaraların bilime ve turizme kazandırılması gerektiğinin altını çizdi. Akdeniz Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Koray Koç ise, Antalya’da 500 kayıtlı mağara olduğunu bildirdi.

 

Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Antalya Şubesi’nde, Antalya mağaralarının bilimsel ve turizm açısından önemi konulu bir toplantı düzenlendi. Antalya’nın mağaralar açısından zengin bir il olduğu vurgulanan açıklamada, alternatif turizmde değerlendirilebilecek mağaralar konusunda çalışma yapılarak, korunmaları gerektiğinin altı çizildi. Bu konuda kent yöneticileriyle uzmanlar arasında yapılacak işbirliğinin önemine dikkat çekilerek, turistin mağara turizmi sayesinde otelden çıkarılabileceğine işaret edildi.

 

“MAĞARALARIN TURİZME VE BİLİME KAZANDIRILMASINI İSTİYORUZ”

“Ülkemiz jeolojik yapısının elverişli olmasından ötürü çok sayıda mağaraya ev sahipliği yapmakta” diyen JMO Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, şöyle konuştu:

“Antalya sadece deniz, kum ve güneşten ibaret bir kent değil. Birçok jeolojik ve doğal güzelliğe ev sahipliği yapmakta. Antalya bir turizm kenti ve keşfedilmeyi bekleyen çok sayıda doğal güzelliği var. Bunlar her ne kadar yöre halkı ve Antalyalılar tarafından sıradan olarak algılansa da dünya literatürüne baktığımızda dünyada sadece Antalya’da olan ya da dünyada çok az örnekleri bulunan doğal güzelliklere ev sahipliği yapıyoruz. Bunların bir çoğu da jeolojik miras niteliğinde. Bu mirasların bir kısmı da mağaralar. Diğer kentlerle karşılaştırdığımız zaman Antalya’nın mağaralar konusunda çok şanslı olduğunu görüyoruz. En çok karstik mağara bölgemizde bulunmakta. JMO Antalya Şubesi olarak bizler, bu mağaraların turizme ve bilime kazandırılmasını istiyoruz. Bunu talep ediyor ve arzuluyoruz. Çünkü, bu doğal güzelliklerinden hakkıyla faydalanamadığımızı düşünüyoruz. Mağaralar birçok insanın ilgi alanına giriyor. Bizim amacımız, mağaraları turizme ve bilime kazandırmak. Antalya’nın geleceğine ekonomik ve sosyal olarak katkı sağlamak.”

sam_0147.jpg

“BİLİMİ DİKKATE ALMALIYIZ”

Mağaraların bilimsel olarak jeoloji bilimi ve konunun uzmanları tarafından incelenmesi gerektiğine dikkat çeken Çeltik, “Milyonlarca yılda oluşan doğal güzelliklerden bahsediyoruz. Bu mağaraların içerisinde mikro organizmalar, canlılar ve bir yaşam var. Mağaraların önce tespit edilmesi gerekiyor. Tespit edildikten sonra içerisindeki doğal oluşumlara zarar verilmemeli. Bu konuda jeoloji bilimi dikkate alınmalı. Gerekli incelemelerden sonra farklı türlere ayrılarak turizme kazandırılmalı. Bunu geleceği düşünerek, bilimi dikkate alarak yapmalıyız” şeklinde konuştu.

 

“ELİMİZDEN GELENİ YAPMAYA HAZIRIZ”

Antalya Kemer’de 500 metre uzunluğunda, Kırkgöz kaynaklarında ise 3 bin 500 metre uzunluğunda mağaraların tespit edildiğini belirten Çeltik, “Birçok konuda olduğu gibi maalesef biz bunlardan yeteri kadar yararlanamıyoruz. Çok şanslı bir kentte yaşıyoruz. Deprem açısından, hava açısından, turizm açısından, mağara olarak, jeolojik miras ve jeopark olarak da çok şanslıyız. Bunu yeri gelir sadece jeoloji bilimiyle tek başımıza üstlenebiliriz ama diğer disiplinlerle biraraya gelerek de ortaya çıkarabiliriz. Biz kentimize ekonomik ve sosyal anlamda katkı sağlamak için elimizden geleni yapmaya her zaman hazırız” dedi.

 

“ANTALYA’DA KAYITLI 500 MAĞARA VAR”

Türkiye Arkeolojik Yerleşim Veri Tabanı’na göre Antalya’da 500 mağara olduğunun bilindiğini kaydeden Akdeniz Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Koray Koç ise, “Bu mağaraların bazıları çok geniş ve uzunken, bazıları ise daha küçük. Antalya’daki ve çevredeki mağaracılık kulüpleri ve dernekleriyle irtibata geçtiğimizde mağara ihbarları gelmeye devam ediyor. Bu ihbarlar incelenerek haritalandırılmaya çalışılıyor” açıklamasında bulundu.

 

“İNSANLIK TARİHİ AÇISINDAN DA ÖNEMLİ”

Mağaraların insanlık tarihi açısından önemine dikkat çeken Koç, “İnsanlar tarıma başlamadan önce, konar göçer yaşarken saklanmak ve barınmak için mağaraları seçiyordu. Bunu mağaraları incelediğimizde rahatlıkla görebiliyoruz. Mesela Antalya’daki Karain Mağarası’nda yerleşim 500 bin yıl geriye kadar uzanıyor” dedi.

sam_0149.jpg

“BİLİMSEL OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ”

Mağaralar üzerinde doğru bir çalışma yapılması gerektiğini vurgulayan Koç, şunları dile getirdi:

“Sadece turizme açmak için her mağarada işlem yapmak, yerine konamayacak bir bilgi birikimini de bozabilir. O nedenle öncelikle arkeologların, jeologların, biyologların bir araya gelerek buralarda çalışmalar gerçekleştirmeleri gerekiyor. Turizmden önce mutlaka bilimsel olarak değerlendirmek lazım. Mağaralar incelenip potansiyeli ortaya çıkarılarak turizm için uygunluğu tartışılmalı. Çünkü, her mağara turizme açılmaz. Alanya’daki Dim ve Damlataş Mağaraları görselliği, dokusuyla yıl içerisinde binlerce kişiyi ağırlıyor. Bu tarz mağaraların Antalya’nın farklı yerlerinde de bulunduğundan şüphemiz olmaz. Sayı çok fazla ama bilinirliği az. Bu noktaya daha fazla odaklanmalıyız.”   

 

“TÜRKİYE’DE YETERİNCE ÇALIŞMA YOK”

İklim değişikliğiyle mücadelede mağaraların kullanımı üzerine çalışmalar yürüttüğünü belirten Koç, “Avrupa’daki çalışmalara baktığınızda özellikle son 20-30 yıllık süreç içerisinde mağaraların iklim kaydını yüksek hassasiyetle tutabildiğini görüyoruz. Bunlar keşfediliyor. Türkiye gibi mağara açısından dört bir tarafı zengin bir ülkede bu çalışmalar neredeyse yok denecek kadar az. Sayılı” dedi.  

0c1992d1-9f40-4e65-8c7b-cd2190fd9903.jpg

6 BİN 600 YIL ÖNCESİNİN DUMAN İZİ BULUNDU

Bilimsel açıdan Döşemealtı’ndaki Tabak Mağarası’nda incelemelerde bulunduğunu bildiren Koç, “Burası Arkeolojik Veri Tabanı’nda Harunini Mağarası olarak da biliniyor. 1990’lı yıllarda Harun Taşkıran hocamız buraya birkaç defa girmişler. İçerisinde çömlek parçalarıyla karşılaşmışlar. Günümüzden 6 bin yıl önce bir yerleşim olabileceğini tahmin etmişler. Biz bu mağaraya jeolojik açıdan yaklaştık ve dikitlerde insanların 6 bin 600 yıl önce orada yaktığı ateşin izlerini bulduk. Dikitlerin etrafında duman birikmiş ve jeolojik yöntemlerle yaşlandırdığımızda 6 bin 600 yıl önce insanların burayı kullandığını söyleyebiliyoruz. Burayı yaşamaktan ziyade ölülerini yakmak için kullandığı üzerine hipotez kurduk” diye konuştu. 

 

“ELİMİZDEKİ ZENGİNLİĞİ KENDİMİZ DEĞERLENDİRMELİYİZ”

Mağaracılık üzerine araştırma yapan birçok insanın Antalya’ya gelerek çalışma yapmak istediğini söyleyen Koç, “Biz, elimizdeki bu zenginliği öncelikle kendimizin değerlendirmesi gerektiğine inanıyoruz. Ülke olarak bu çalışmaları yapabilecek kapasiteye sahibiz. Sadece biraz daha gelişmeye ve daha fazla çalışmaya ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

0ccbc51b-2f43-4353-8911-a973d3787d5b.jpg

“MAĞARALARIN ÇEKİCİ TARAFLARI ORTAYA KONMALI”

Mağaraların bilimsel olarak turizme kazandırılması gerektiğini vurgulayan Koç, “İnsanların rahat hareket edebileceği mağaraları bilimsel turizm açısından kazandırabiliriz. Mağaranın arkeolojik geçmişiyle fikir sahibiyseniz gittiğinizde etkilenirsiniz ama hiçbir fikir sahibi değilseniz orası size boşluktan ibaret gelir. Turizme kazandırılmak istenen mağaranın çekici taraflarının ortaya konması lazım. Üzerinde çalıştığımız bir dikit 15 bin yılda birikmiş. Siz bu dikiti kırar ve parçalarsanız 15 bin yıllık birikim gitmiş olur” şeklinde konuştu.

 

“YEREL YÖNETİMLER BİZİMLE İŞBİRLİĞİ YAPMALI”

Hem yöneticilerin hem de turizmcilerin mağaralarla uğraşan kişilerden bilgi alması gerektiğinin altını çizen Koç, şunları söyledi:

“Yöneticilerin koruma konusunda bizlere destek olması lazım. Çünkü, keşfedilen mağaranın içerisine zarar verilmemesi gerekiyor. Korumak için o mağaranın olduğu bölgedeki insanları bilinçlendirmek gerekiyor. Özellikle yerel yöneticiler bu konuda bizlerle birlikte hareket ederse hem mağaraların korunmasını sağlamış oluruz hem de orada yaşayanlara gelir olur. Yerel yöneticilerin koruma konusunda mutlaka ağırlık koyması ve bizlerle irtibat halinde olmaları lazım. Biz iş makinası sokulmaya çalışılan mağaralar biliyoruz.”

 

“DOĞAL GÜZELLİKLERLE TURİSTİ OTELDEN ÇIKARABİLİRSİNİZ”

Antalya’daki yerli halkın turistler konusunda en çok yakındığı konuların başında turistlerin otelden çıkmaması geldiğine dikkat çeken Koç, “Turisti dışarı çıkartmanız için bahane yaratmanız lazım. Bu bahane de Antalya’daki doğal güzellikler. Siz bu güzellikleri anlatabilir, reklamını doğru yapabilirseniz turistleri dışarı çıkarırsınız” açıklamasında bulundu. Mağaracılığın spor olarak da önemli olduğuna işaret eden Koç, Antalya’ya sık sık kamp için gelenlerin olduğunu, mağaraların bu anlamda da Antalya’nın önemli bir zenginliği olduğunu söyledi. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 1292 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim