Bugün 25 Kasım 2024 Pazartesi
  • Antalya14 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3002.717
    %-0.11
  • Dolar
    34.5123
    %-0.08
  • Euro
    36.1711
    %0.46
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Mhp Lideri Bahçeli: "Cumhuriyet Savcıları Hdp’nin Bölücü Kongresi Hakkında Mutlaka Cezai Takibata Başlamalı, Gecikmeksizin Soruşturma Açmalıdır" (3)
25 Şubat 2020 Salı 13:18

Mhp Lideri Bahçeli: "Cumhuriyet Savcıları Hdp’nin Bölücü Kongresi Hakkında Mutlaka Cezai Takibata Başlamalı, Gecikmeksizin Soruşturma Açmalıdır" (3)

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Cumhuriyet savcıları HDP'nin bölücü kongresi hakkında mutlaka cezai takibata başlamalı,...

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Cumhuriyet savcıları HDP'nin bölücü kongresi hakkında mutlaka cezai takibata başlamalı, gecikmeksizin soruşturma açmalıdır" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) partisinin grup toplantısında konuştu. Hafta sonu yapılan HDP 4. Büyük Olağan Kongresinde İstiklal Marşı okunmadığını, sözde devrim şehitleri kılıfıyla teröristlere saygı duruşunda bulunulduğunu söyleyen ve bu rezilliklerin izleyen her vicdan sahibini rahatsız ettiğini bildiren Bahçeli, "Alçaklık bununla sınırlı kalmamış, bebek katili lehine sloganlar atılmıştır. Malum bir eşbaşkan da kurucu meclis çağrısı yaparak, tüm kimlik ve inançların kendisini güvende hissedeceği bir anayasadan bahsetmiştir. Yani kepazelik eşikleri ve sınırları fersah fersah aşmıştır. Fren tutmayan bu eşbaşkan, Gezi vandalizmine ve Cizre'deki hendek ve barikat terörüne atıf yapmış; hükümetin karşısında Gezi ile Cizre ittifakının bulunduğunu söylemiştir" dedi.

"Cumhuriyet savcıları HDP'nin bölücü kongresi hakkında mutlaka cezai takibata başlamalı, gecikmeksizin soruşturma açmalıdır"

HDP'nin 4. Olağan Büyük Kongresine CHP'nin üst düzey temsilci gönderdiğini, parti kurması gündemde olan eski bakanlardan Ali Babacan'ın ise mesaj gönderdiğini hatırlatan Bahçeli, şunları kaydetti:

"Demek ki, Gezi kalkışmasıyla, örtülü olarak Soros çocuklarıyla gurur duyan eski Cumhurbaşkanından onay almıştır. Demek ki, HDP'nin CHP'ye yönelik cesur olun, kuytuda buluşmayalım, kapalı kapılar arkasında el ele gezmeyelim, siyasi nikâhımızı uluorta ilan edelim dayatması karşılık bulmuştur. Kılıçdaroğlu, ölü teröristlere nasıl saygı duruşunda bulunduklarını açıklayacak yüreğe sahip midir, İstiklal Marşı'nın neden okunmadığını, bunu nasıl sineye çektiklerini Türk milletine anlatacak cesaret ve basirete haiz midir, Sorosçuların dümen suyuna girmiş İP'in bu olan biten iğrençliklere diyecek bir şeyi var mıdır? Serok Ahmet'in PKK özlemi, Babacan'ın HDP sevdası, Kılıçdaroğlu'nun bölücülük merakı siyasette üçüncü bir blok arayışı falan değil, düpedüz vatana ihanettir. HDP'li Temelsiz "Halklarımızı AKP-MHP faşizminden kurtarmak ve Üçüncü Yolu örgütleyerek demokratik iktidarımızı kuracağız" diyor. Hıyanet kadrosunun üçüncü yolu uçurumun dibidir, Türkiye düşmanlarının ana kucağıdır. Bunlardan bırakınız iktidar olmayı, ne köy olur ne de kasaba. Cumhuriyet savcıları HDP'nin bölücü kongresi hakkında mutlaka cezai takibata başlamalı, gecikmeksizin soruşturma açmalıdır. Türkiye muz cumhuriyeti değildir, çadır devleti değildir, etnik koalisyonun mecmuu değildir. Herkes aklını başına alsın, bu ülke sahipsiz ve savunmasız değildir. HDP Türk'süz anayasa diyor, aynı şeyi CHP'de istiyor. HDP demokrasi ittifakı diyor, aynı tekerlemeyi CHP'de söylüyor. HDP, PKK/YPG diyor, aynı çıkmazda CHP'de patinaj yapıyor. Ha HDP, ha CHP, ha Serok ha Babacan, alayı birdir, hepsi aynı alçak ve karanlık yolun yolcularıdır. Bunlara karşı Cumhur İttifakı da Türk milletinin bayraklaşmış ve anıtlaşmış iradesidir. Zillete düşmüş siyasi çürümüşlerin akıl hocaları zalimlerdir, emperyalistlerdir, rantçılardır, Sorosçulardır, kuzenleri Osman Kavalı'dır, FETÖ'cülerdir, Gezicilerdir, 6-7 Ekim olaylarının senaristleridir. Bunlar kirli üst aklın figüranlarıdır, bizim aklımız da tarihi Türk aklıdır, büyük Türkiye vizyonudur. Korona virüsü neyse bunlar aynısıdır. Bu virüs nedeniyle İran sınırımız geçici olarak kapatılmıştır, siyasi zillet kafilesine de Türk milleti gönlünü hepten kapatmıştır. CHP'nin bir genel başkan yardımcısı diyor ki, "Millet olarak askerlerimizin nasıl şehit olduğunu bilmek istiyoruz." Sen kim millet kim? CHP'nin çok konuşan bu sözcüsüne diyorum ki, kitaptan araştırayım diyorsan, hemen Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde inşa edilen, takdir ve tebrik ettiğimiz muazzam Millet Kütüphanesi'ne gidip kitapları karıştırabilirsin. Belki bir şeyler öğrenirsin, bir hakkı da Cumhurbaşkanı'na teslim edersin. Her kitabın bir alim, her alimin de bir medeniyet olduğunu belki özümsersin. Oraya gitmeye gözün kesmiyorsa tavsiyem, bu soruyu hükümete sorma, ya git silah tutup mücadele ederek yerinde müşahede et, ya da HDP'li kardeşlerine bir zahmet müracaat edip öğrenmeyi dene. Çünkü, şehitlerimizin katilleri yanı başınızdadır, görüş menzilinizdedir, hemen kol mesafenizdedir."

"Biz hükümet ortağı değiliz, Türkiye'nin yönetiminde siyasi sorumluluğumuz da bulunmuyor"

Milliyetçi Hareket Partisi'nin Cumhur İttifakı'nın bir parçası olduğunu, TBMM'de denge ve denetleme görevini üstlendiğini belirten Bahçeli, "Biz hükümet ortağı değiliz, Türkiye'nin yönetiminde siyasi sorumluluğumuz da bulunmuyor. Cumhurbaşkanı görevinin başındadır. Bakanlar Kurulu çalışmaktadır. Bu kapsamda idari tasarruflar tamamıyla hükümetin tekelindedir. 21 Şubat 2020 tarihli Resmi Gazete'den anlaşılmıştır ki, Cumhurbaşkanı'nın onayıyla Avusturya Cumhuriyeti nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi tayin edilmiştir. Bu meselenin mutat ve bildik bir yanıdır. Mezkur atamanın kamuoyuna yansımasıyla büyük bir eleştiri sağanağı başlamış, MHP'yi itibarsızlaştırmak, Cumhur İttifakı'nı baltalamak için ahlaksız bir süreç devreye alınmıştır" diye konuştu.

"Bizim Viyana Büyükelçiliğine atanan şahısla ilgili ortak hiçbir noktamız yoktur"

Avusturya Cumhuriyeti'ne görevlendirilen büyükelçinin bir ülkücü katili olduğu iddiaları konusunun gündeme taşındığını belirten Bahçeli, 1 Mart 1977'nin sabah ezanı vakti, 14-15 kişiden oluştuğu tahmin edilen hainler önce uzun namlulu silahlarla İstanbul Adana Öğrenci Yurdu'nu taramışlar, arkasından da taarruz tipi el bombası atmışlardır. Ülküdaşımız Mustafa Erol bu şerefsiz saldırıda şehit olmuştur. Karlı bir İstanbul günü, aziz naaşı Türk bayrağıyla sarılmış, Muratpaşa Camiinde kılınan cenaze namazından sonra Merkezefendi Mezarlığı'na Fatihalarla ve gözyaşları eşliğinde defnedilmiştir. Hepimizin hafızasına mıh gibi işleyen, gören herkesi duygulandıran karlı bir günde omuzlarda taşınan şehit naaşının resmedildiği fotoğraf hiçbir zaman gözümüzün önünden gitmemiştir. Sadece şehidimiz Mustafa Erol değil, Kızılcahamam Ülkücü Şehitliğinde isimleri tek tek yazılı binlerce şehidimiz asla unutulmamış, emanetlerine ve kutlu hatıralarına leke sürülmemiştir. Ancak merhum şehidimiz Mustafa Erol'ün katilinin kim ya da kimler olduğu belgeli, berrak ve resmi olarak tam bilinmeden, hatta mahkeme tutanakları iddiaları doğrulamazken, sosyal medyada provokasyon yapan, pusu kuran, ajitasyona yeltenen, bize dava öğretmeye, şehitlerimizi hatırlatmaya, MHP'yi yargılamaya çalışan art niyetli kişilerin varlığı da teker teker açığa çıkmıştır. Soros konuşulurken MHP tartışılamaya başlanmış, terörle mücadele heyecanla sürerken MHP köşeye sıkıştırılmak istenmiştir. Say desem beş şehidimizin ismini ve bunların katillerini tereddütsüz sayamayacak olanların fitne ateşini tutuşturmaları namertlik ve sahtekârlıktır. Şehidimizin şühedamızın hakkını hukukunu korumak bizim için namus meselesidir. Bu konuda hiç kimseden öğrenecek bir şeyimiz yoktur. Herkes işine bakmalıdır. Fakat bunun üzerinden istismara yeltenip Milliyetçi Hareket Partisi'ni töhmet altında bırakmaya, suçlamaya, karalamaya, sanki katil bulunmuş da buna göz yumuyormuşuz gibi bir algı oluşturmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Buna alet olan arkadaşlarımız da karanlık kampanyayı servis etmişlerdir. Bizim Viyana Büyükelçiliğine atanan şahısla ilgili ortak hiçbir noktamız yoktur. Geldiği yer bellidir, hüviyeti bellidir, mazisi bellidir. Sorumluluk elbette hükümetindir. Bu atamayı maske yaparak Cumhur İttifakı'na husumet kusanlar, bilip bilmeden, partimizin resmi görüşü teşekkül etmeden akıntıya kapılanlar yanlış yapmışlar, ters köşeye yatmışlardır. Üzülerek ifade etmeliyim ki, bu tuzağa bazı milletvekillerimizin ve parti yöneticilerimizin düşmesi de hazin ve ibretlik bir vakıadır. Biz şehidi de biliriz, katili de biliriz. Söyleyeceğimiz sözü de biliriz, atacağımız taşı da biz seçeriz. İplisinin ipsizinin, arlısının arzısının, MHP'ye kefen biçenin, döneğinin devşirilmişinin, Ülkücüye kem gözle bakanın, çakalının çukalının, çıkarcının yardakçının, mikser gibi karıştırıcıların yalan, iftira ve aldatmalarına itibar etmek bizim kitabımızda yazmaz, yazamaz, yazmayacaktır" dedi.

"Milletvekili arkadaşlarımın daha hassas, daha dikkatli, daha uyanık, daha ferasetle hareketleri elzemdir"

Milliyetçi Hareket Partisi'ne sosyal medyadan istikamet çizilemeyeceğini, kendilerine sosyal medya yolcusu değil, davanın hancısı lazım olduğunu aktaran Bahçeli, "Bu ayrımı da yapmak tarihe, şühedaya, Türklüğün vicdanına karşı mükellefiyet ve mesuliyetimizdir. Siyasi irademizi, davamızın ilke ve istikbalini çöplüğe dönen, beşinci sınıf dedikodu mekanından farksız olan sosyal medya belirleyemez. Dilerdim ki, asılsız haberlerin peşine düşen bazı arkadaşlarımız partimize ve davamıza saldırılar olurken de aynı hassasiyet içinde hareket edebilselerdi. Sosyal medya cengâverlerine ve görevli Twitter, Facebook nöbetçilerine değil dava adamlarına, şehidinin ve gazisinin hakkını adam gibi temsil edenlere, üstlendiği görevleri şuurla yerine getiren ülkü arkadaşlarımıza ihtiyaç vardır. Gerisi fuzuli laf kalabalığıdır. Kuyuya taş atıp arkasından baktıranların kimler olduğunu biliyoruz. Biz bu bulanık kuyudan su içmeyiz, içilmesini hoş görmeyiz, gereğini de vakti saati geldiğinde kararlılıkla yaparız. Milletvekili arkadaşlarımın daha hassas, daha dikkatli, daha uyanık, daha ferasetle hareketleri elzemdir, sosyal medya oyunlarına gelmemeleri ricam ve talimatımdır" şeklinde konuştu.

Korona virüsü tehdidine karşı teyakkuzda bulunan Sağlık Bakanı ve ekibini kutlayan Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'ni Türkiye'ye kazandırdığı için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti.

Antalya Son Haber

Bu haber toplam 1259 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim