Bugün 25 Kasım 2024 Pazartesi
  • Antalya10 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3002.717
    %-0.11
  • Dolar
    34.5123
    %-0.08
  • Euro
    36.1711
    %0.46
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“Milli teknoloji hamlesi olmazsa olmaz”
08 Aralık 2019 Pazar 16:39

“Milli teknoloji hamlesi olmazsa olmaz”

Beşinci Akdeniz Bilişim Zirvesi’nde konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, milli teknoloji hamlesinin Türkiye’nin tam bağımsızlığı için olmazsa olmaz olduğunu söyledi.

İlki 15 Ekim 2015 tarihinde düzenlenen Akdeniz Bilişim Zirvesi’nin 5’ncisi, Piksel Akademi ve Antalya Teknokent işbirliğinde Cumartesi günü Mimar Sinan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. “Bilişimin kalbi” sloganıyla gerçekleştirilen zirveye kent protokolünün yanı sıra akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Zirveye katılarak bir konuşma gerçekleştiren Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin tam bağımsızlığı için milli teknoloji hamlesinin olmazsa olmaz olduğunu kaydetti.

sam_1672.jpg

“BİLİŞİMİN KALBİ OLMAYI HEDEFLİYORUZ”

5 yıl önce büyük bir heyecanla yola çıktıklarını belirten Organizasyon Komite Başkanı ve Piksel Akademi CEO’su Emrah Kozan, “Yaptığımız işin içerisine kalbimizi koymayı hedefledik. Hiçbir kâr amacı gütmeden tamamen sosyal fayda odaklıyız. Bilişimin kalbi olmayı hedeflediğimiz için işin içerisinde yüreğimiz var. Amatör ruhla ama profesyonel bir vizyonla bu etkinliği hazırladık. Bizim hedefimiz bilişimde farkındalık. O kadar çok fazla bilişim uzmanı yurt dışında çalışmaya gidiyor ki, biz bunun önüne geçmek istedik. Ülkemizde de bilişim anlamında güzel ve değerli işler yapılıyor. Burada çalışılabilecek sektörler var” dedi.

sam_1644.jpg

“ANTALYA’DA TEKNOLOJİ VADİSİ YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Akdeniz Üniversitesi Antalya Teknokent Genel Müdürü İbrahim Yavuz ise, teknoket ve yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler aktardı. 2004 yılında kurularak 2 firma ile 2005 yılında faaliyete geçen Antalya Teknokent’in bugün 365 bin metrekare alanda çalışma yürüttüğünü bildiren ve Antalya’yı teknoloji vadisi yapmak istediklerini vurgulayan Yavuz, şunları dile getirdi:

“Biz Antalya’yı teknoloji vadisi yapacağız dediğimizde bize inanmamışlardı. İsteyince başarabiliyoruz. Antalya Teknokent, teknoloji transfer ofisi, girişimcilik ve kuluçka merkezi, prototip atölyesi ve üniversitenin ilgili birimlerindeki laboratuvarlarla büyük bir bilişim ekosistemi halinde. Antalya’ya tarım, turizm, ticaretin yanı sıra 4’ncü T olan teknolojiyi eklemek istiyoruz. Silikon Vadisi’ni anlatarak gençlerin kafasında ütopik hayaller oluşturmak yerine genç beyinlerimizin evine en yakın yerde, dünyanın en güzel yeri olan Antalya’da Teknoloji Vadisi yapmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin herhangi bir oteline gidin sadece 10 otelden 8’inin Antalya Teknokent firmalarının ürünü olan programları kullandıklarını göreceksiniz. Son 15 yıldır yapılan çalışmalarla Türkiye’nin yerli tohum kullanım oranı yüzde 50 civarına çıkartıldı. Tohum sertifikasyon merkezlerimiz var. Gen bankası ve akredite laboratuvarı, bitki ıslahı laboratuvarı kurmak için çaba harcıyoruz. Antalya’da üretilen tohumun genetik haritasının da çıkarıldığı, hastalıklara karşı etmenlerin baştan belirlendiği bir sertifika ve akrediteyle sunum yapabileceğiz.”

ibrahim-yavuz-1.jpg

“SANAYİ İLE ÜNİVERSİTE ARASINDA DUVAR OLMAYAN BİR OLUŞUMU GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”

Antalya’nın tarımı, turizmi, ticaretiyle ve yeni yeni gelişen teknolojisiyle Türkiye’yi hedefine taşıyacak önemli merkezlerden birisi olduğunu vurgulayan Antalya Valisi Münir Karaloğlu da, “Antalya, özellikle bilişim teknolojileriyle uğraşan insanlar için çok önemli bir ekosistem sunuyor. Bunu mutlaka ülkenin, şehrin istifadesine sunmamız gerekiyor. Şuanda faaliyette olan üniversitemiz teknokenti var ama Antalya Organize Sanayi Bölgemiz, Antalya Bilim üniversitemiz, Akdeniz Üniversitemiz ve Antalya Ticaret ve Sanayi Odamızın ortağı olduğu yeni bir teknokent kurulma çalışmaları devam ediyor. Şirketimiz kuruldu. Altyapı çalışmaları devam ediyor. Türkiye’de ilk defa sanayiyle üniversitenin arasında duvar olmayan bir oluşumu Antalya’da gerçekleştireceğiz. Antalya Bilim Üniversitesi’yle Organize Sanayi Bölgesi arasındaki duvarı kaldırarak, sadece fikirde değil fiili olarak da üniversite ile sanayiyi iç içe geçirmiş olacağız” diye konuştu.

munir-karaloglu-1-003.jpg

“ANTALYA’NIN 4’NCÜ T’Sİ DE OLDU”

Ar-Ge çalışmalarının önemli olduğunun altını çizerek Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan onaylı Antalya’da 20 Ar-Ge merkezi bulunduğunu hatırlatan Vali Karaloğlu, “Bunun 9 tanesi tarımla alakalı. Bu tesadüf değil. Antalya çok önemli bir tarım şehri. Tarımsal faaliyetler sadece atadan gördüğümüz metotlarla değil yapılan Ar-Ge çalışmalarıyla önemli bir bilimsel çalışmayla devam ediyor. Tohumdan fidesine, fidanına ve makinasına kadar her türlü araştırma-geliştirme yapılıyor. Turizmle ilgili de bilişim altyapısının tamamını üreten bir şehre döndük. Antalya turizme başladığında bu ürünlerin tamamını yurt dışından ithal eden bir şehirken şuanda dünyaya bilişim teknolojisi satan bir şehre dönüştü. Antalya’nın 3 T’si vardı artık 4’ncü T’si de olmuştur. Buna emek verenleri kutluyorum” dedi.

sam_1648.jpg

“F-35’LERİ ELLERİNDE PATLAYACAK”

Teknolojik anlamda ülkenin geldiği noktaya da dikkat çeken Karaloğlu, “Bugün bize F-35’i verip vermemeyi tartışan insanların F-35’i belki ellerinde patlayacak. Ona ihtiyaç kalmayacak. Artık savaş uçakları semalarımızda insansız olarak uçmuş olacak. Bunun teknolojisi artık Türkiye’de var” şeklinde konuştu.

 

“TÜRKİYE BÖLGENİN PARLAYAN YILDIZI”

Milli teknoloji hamlesi yolculuğunda bugüne kadar başarılan, bugün nerede olunduğu, bundan sonra yapılması hedeflenenler hakkında bilgiler aktaran Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ise, Bakanlık olarak milli teknoloji hamlesini gerçekleştirmeyi en temel 2023 hedefi olarak belirlediklerini kaydetti. Türkiye’nin bölgenin en güçlü demografik özelliklere sahip ülkesi olduğunu söyleyen Kacır, orta yaşı 31 olan 80 milyonun üzerindeki dinamik nüfusuyla bölgenin parlayan yıldızı konumunda olduğuna dikkat çekti.

 

“2023 HEDEFLERİMİZE GÜÇLÜ ADIMLARLA ULAŞACAĞIZ”

Türkiye’nin dünyanın 13’ncü büyük ekonomisi olmayı başardığını kaydeden Kacır, “Son 15-16 yıllık dilime baktığımızda milli gelirimizin her yıl ortalama yüzde 5.5’in üzerinde büyüdüğünü görüyoruz. Avrupa’nın gelişmiş ülkeleri yüzde 1.5 seviyesinde, gelişmekte olan ülkeleri yüzde 3.5 seviyelerinde. Son 1-2 yıldır özellikle küresel ticaret savaşlarından ve dış kaynaklı ataklardan ötürü büyüme hızımızı biraz kaybetmiş olsak da 2020’den itibaren yeniden yüksek büyüme oranlarını yakalayacak ve 2023 hedeflerimize güçlü adımlarla ulaşıyor olacağız” ifadelerini kullandı.

mehmet-fatih-kacir-1.jpg

“YÜKSEK TEKNOLOJİ İHRACATI YAKLAŞIK 5 MİLYAR DOLAR”

Türkiye’nin teknoloji ekosistemine bakıldığında 80’nin üzerinde teknoparkta 5400’den fazla şirketin bulunduğunu söyleyen Kacır, “Yine, 1500’ün üzerinde Ar-Ge ve tasarım merkezinin özel sektörümüzde faaliyet gösterdiğini görüyoruz. Şirketlerimiz bugüne kadar 30 binden fazla Ar-Ge projesi tamamladılar. 9 binden fazla Ar-Ge projesini sürdürüyorlar. Türkiye’nin yüksek teknoloji ihracatı yaklaşık 5 milyar dolara ulaştı. Türkiye 200’den fazla üniversitesiyle ve güçlü teknoloji araştırma-geliştirme ekosistemiyle son derece güçlü bir altyapıya sahip noktada” dedi.

 

“ARAŞTIRMA-GELİŞTİRMEYE AYRILAN PAY ARTTI”

2000’li yılların başında milli gelirin yaklaşık yüzde 0.5’i araştırma geliştirmeye ayrılırken 2018’de milli gelirin yüzde 1’den fazlasının araştırma geliştirmeye ayrılmaya başlandığını belirten Kacır, “Özel sektörün araştırma geliştirme harcamaları içerisindeki payı 2006’larda yüzde 37’lerdeyken 2018’te bu pay yüzde 60’ların üzerine çıktı. 2006’da araştırma geliştirme alanındaki insan kaynağımız sadece 54 bin iken 2018’te 172 bine yükseldi. 2000’li yılların başında yapılan toplam patent başvurusu sayısı 400’lerde iken, şimdi yılda yapılan patent başvuru sayısı 7 binin üzerine çıktı. Son 15-20 senede çok büyük bir araştırma geliştirme hamlesini hep birlikte hayata geçirmeyi başardık” diye konuştu.

sam_1652.jpg

“SAVUNMA SANAYİNDE BAŞARI HİKAYESİ YAZDIK”

Milli teknoloji hamlesinin Türkiye’nin tam bağımsızlığı için olmazsa olmaz olduğunu belirten Kacır, “Mutlaka yerli ve milli olarak geliştirmek zorunda olduğumuz ürünlerin Türkiye’de araştırma geliştirmesinin yapılması, üretilmesi ve dünyaya ihraç edilmesinin sağlanması gerekiyor. Böyle dediğimizde aklımıza özellikle savunma sanayi geliyor. Savunma sanayi, son 15 yıllık dönemde yerlilik oranımızı yüzde 20’lerden yüzde 68’lere yükselttiğimiz, kritik teknoloji bileşenlerini yerli ve milli olarak geliştirdiğimiz, dünya çapında başarı hikayesi yazdığımız bir alan” dedi.  

sam_1688.jpg

“BİLEŞENLERİ MİLLİ OLARAK GELİŞTİRMEK ZORUNLULUK”

Tam bağımsızlığın sadece savunma sanayinde yerlilik ve millilik hamlesini başarmakla mümkün olmadığına da dikkat çeken Kacır, “Tohum, sağlık teknolojilerinde yerliliği, milliliği sağlayamamışsanız, finansta, enerjide, ulaştırmada kritik ürünleri yerli ve milli olarak geliştirmiyor, üretemiyor ve dünyaya ihraç edemiyorsanız bugünün dünyasında tam bağımsızlıktan bahsetmeniz mümkün olmaz. Savunma sanayinde yerlilik, millilik çok kritik olabilir ama bunu bütün sektörler için kritik görmek çok da doğru değil gibi yaklaşımlar işitiyorduk. Ne zaman ki ticaret savaşları dünyada yaygın hale gelmeye başladı hepimiz bu gerçeğin farkına varmış olduk. Teknolojide bütün alanlarda kritik bileşenleri milli olarak geliştirmek bizim için bir tercih değil, zorunluluk. Milli teknoloji hamlesinin özü, savunma sanayimizdeki başarılarımızın benzerlerini diğer alanlarda da hayata geçirmek. Yüksek teknolojiyi ihraç edebilen, yüksek katma değer seviyesini yükseltebilen bir Türkiye’yi inşa edebilmek, Türk ekonomisini bu yönde dönüştürebilmek” şeklinde konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 1845 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim