San’dan ıvır-zıvır eleştirisi
Eğitimde resim ve müzik gibi sanatsal derslere pek fazla önem verilmediğine işaret eden eğitim bilimci ve yazar Prof. Dr. İnci San, “Bir zamanlar milli eğitimde müzik ve resim dersleri için ıvır-zıvır dersler denmiş. Bu anlayış ne yazık ki hala sürüyor. Ne kadar çok yazdık çizdik, araştırmalar yapıldı ama bunu Milli Eğitim camiasında bile değiştiremiyoruz” dedi.
Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD), 2018 faaliyet yılı 16’ncı olağan toplantısı dün akşam şehir merkezindeki bir otelde gerçekleştirildi. Toplantı başkanlığını Derneğin kurucu şeref üyesi mimar Ercan Evren’in yaptığı toplantıda, sanayici işadamlarının konuşmacı konuğu eğitim bilimci ve yazar Prof. Dr. İnci San oldu. ‘Gündelik yaşamda kültür ve sanat, sanatlar bilime yaklaşırken’ konulu bir sunum gerçekleştiren San; Pablo Picasso, İnci Eviner ve Nil Yalter’in eserlerinden örnekler gösterdi.
“SANAT, BİLİM KADAR ÖNEMLİDİR”
Konuşmasını 4 temel ilkeye dayandıran San, “Sanat bilim kadar önemli bir beyinsel etkinliktir. Sanatın kendisi bilimden uzak değildir, sanat günümüzde bilimselliğe daha çok yaklaşmıştır. Sanat, bilim ve teknolojideki yaratıcı süreçler beyin bilim ve sinir bilim açısında da önemle irdelenmektedir. Pek çok bilgi, bilimsel ve sanatsal araştırma veri ve bulguları biraraya gelip esaslı bir sanat kültürü oluşturur” dedi.
PİCASSO’NUN GUERNİCA TABLOSUNA DİKKAT ÇEKTİ
Picasso’nun ünlü tablosu Guernica’da betimlenen figürlere dikkat çeken San, “Çizimlerdeki yabancılaşmayı da görebiliyoruz. Havayı yırtarcasına bir sesle çığlık atan bir sembol var. Burada yer alan duygu asla bitmeyecek, anlatılacak ve süregelecek bir durumu ifade ediyor. Bugün de hala öyle değil mi yaşanan acılar, hatırlananlar? Guernica gibi. Picasso’nun gücü birçok mecaz kullanmasından geliyor. Türkçede de eğretileme deniyor buna. Bir şeyin ikili üçlü anlam taşıması durumu” ifadelerini kullandı.
“GÖRSEL KÜLTÜR DÜNYASINDA YAŞIYORUZ”
Sanat, bilim ve teknolojideki süreçlerin, beyin bilim ve sinir bilim açısından da önemle irdelendiğini kaydeden San, “Birçok şey bize reklamlarla, görsellerle iletiliyor. Bunları zaman zaman kanıksıyoruz ve bir görsel kültür dünyasında yaşadığımız kesin. Birçok teknik kullanılıyor bunu yapabilmek için” diye konuştu.
“DÜŞÜNCE ÜRETMEK İÇİN ÖNCE ÖN YARGILARI SİLMELİYİZ”
Toplumda olan bitenin farkında olmanın sanat alanını geliştirdiğine işaret eden San, ““30 yıl önce beyindeki nöron sayısı 1 milyar olarak geçiyordu. Günümüzde 100 milyardan bahsediliyor ve her birinin 15 milyon snapsla diğer bölümlerle bağlantılı olduğunu düşünürsek müthiş bir organ. Beyin nasıl düşünce üretir? önce var olan önyargıları silmeliyiz” dedi. San, sanatın bilimden uzak olmadığını da İnci Eviner ile Nil Yalter’in eserlerinden örnekler göstererek açıkladı.
“SANAT BİLİMİ KAVRAMININ İÇERİĞİ GENİŞLİYOR”
Sanatla bilim arasındaki ilişkiye dikkat çeken San, şunları dile getirdi:
“Sanatlara yaratıcılık açısından bakarsak, çocukluktan başlayarak sanatın eğitim süreçlerindeki yeri ve önemine değinmeler, sanattaki araştırmacı tutumlar, keşiflere yol açabilen çizim ve görüntüler, tasarıma verilen önem, sanatın bilime yakınlaşmasını ortaya koymaktadır. Sanat bilimi kavramının içeriği ve kapsamı giderek genişlemektedir.”
“SANATI BİLİMDEN AYIRAN MECAZDIR”
Sanatta yaratıcılık sürecine işaret eden San, sözlerine şöyle devam etti:
“Yaratıcılık, sanatta olsun bilimde olsun duyguların, aklın, zihnin faaliyetinin sonucudur. Bugün biliyoruz ki zihin dediğimiz şey beyindir. Sanatın diğer yaratıcılık ürünü olan şeylerden, mesela teknoloji, fende başka bilimlerdeki bir buluşta olmayan bir yanı, mecazları kullanıyor olması. Mecaz; edebiyatta, müzikte, dansta, tiyatroda bütün sanat dallarında kendini gösteriyor. Mecaz, sanatı bilimden ayıran bir şey.”
“SANAT GERÇEKLİKLERİ YORUMLAR, BİLİM İSE AÇIKLAR”
Bilim ve sanat arasındaki farklara değinen San, “Sanat gerçeklikleri yorumlar. Realiteyi, olmuş şeyi görür, kaydeder, yorumlar. Bilim ise gerçeklikleri açıklar ama sanat yorumlarken aynı zamanda gerçeklikleri açıklamıyor mu bize? Bilimden ne kadar ayrılıyor düşünelim” ifadelerini kullandı.
“BAZI ŞEYLERİ BİLİYORSAK SANATI ANLARIZ”
“Gündelik yaşantımızda sanatla karşılaştığımızda eğer bazı şeyleri biliyorsak o sanatı anlarız, bazı şeyleri bilmiyorsak ondan uzak durur, yabancılık hissederiz” diyen San, “İnsan, bir şeyi bilmiyorsa iyi değerlendiremez. Bu son derece doğaldır” açıklamasında bulundu.
“MÜZİK VE RESİM DERSLERİ İÇİN IVIR-ZIVIR ANLAYIŞI SÜRÜYOR”
Bir soru üzerine eğitimde sanatın önemine değinen San, “Bir zamanlar milli eğitimde müzik ve resim dersleri için ıvır-zıvır dersler denmiş. Bu anlayış ne yazık ki hala sürüyor. Ne kadar çok yazdık çizdik, araştırmalar yapıldı ama bunu Milli Eğitim camiasında bile değiştiremiyoruz. Bence bu konularda toplumda daha fazla gelişme var. Daha fazla insan sinemaya, tiyatroya gidiyor. Ben yöneticiler arasında konserde rastladığım hiç kimse olmadığı gibi sergilerde de rastlamıyorum. Günümüzde de durum çok feci” diye konuştu.
“YARIM SAATTE RESİM KÜLTÜRÜ VERİLMEZ”
Müfredatta ders sürelerinin düzenlenmesi gerektiğinin altını çizen San, “Ders 1 saat ama bu adı üstünde 1 saat. Ders 1 saat değil 45 dakika sürüyor. Bir resim dersi düşünün, çocuklar geliyorlar, boyalar çıkarıyorlar masalarına yerleşiyorlar, geçiyor 5-10 dakika. Kaldı mı size yarım saat. Yarım saat içinde nasıl bir resim kültürü vereceksiniz çocuğa? En başta ders sayısından başlayarak çok yeni şeyler yapmak lazım” dedi.
“ÇOCUKLAR MÜZELERE, SERGİLERE GÖTÜRÜLMELİ”
Öğrencilerin ilk önce müzelere, sergilere götürülmesi gerektiğini kaydeden San, “Çocuğu da hareketli kılmak gerekiyor. Hareket de beyni çalıştıran bir şey. Dolayısıyla otur karşısına bir vazo koyup bunu çiz demek maalesef hala var. 21. yüzyılın ilk çeyreğindeyiz insan hayret ediyor ama var. Bu öğretmen yetiştirmede çok önemli bir sorun” şeklinde konuştu.
“50 BİN ÇOCUĞA BLOK FLÜT ÖĞRETTİK, BİR TANE FLÜT KONÇERTOSU YOK”
Sanat eğitimi verilirken öncelikle kültürünün verilmesi gerektiğini vurgulayan San, “Müzikçiler şarkı öğretiyorlar. Şarkı öğretmekle müzik dersi olmaz. Müzik kültürü vermek lazım. Bakın Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç’ın yazıları arasından bir paragrafına rastladım. ‘Şimdiye kadar 50 milyon çocuğa blok flüt öğrettik’ diyor. Hakikaten sürekli olarak bir biçimde ellerinden geçti çocukların. ‘Ama bir tane bile flüt konçertosu yok ortada’ diyor. Çünkü sonu gelmiyor. Bir şeyi yapıyorsunuz bir yerde bırakıyorsunuz, ondan sonra köreliyor. Körelmeye o kadar yatkın ki bu gibi şeyler. Çok ince hassas şeyleri göz önünde bulundurarak sürdürmek lazım. Sürdürülebilirlik çok önemli, sanat eğitimine çok önem vermemiz lazım. Sanat bir kültür, uygarlık ve aydınlanma eğitimi aynı zamanda” ifadelerini kullandı.
“SANATA ÇOK İHTİYACIMIZ VAR”
Dün açıklanan 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’ne dikkat çeken toplantı başkanı Ercan Evren ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yaptığı konuşmalarda sanat kelimesinin geçmediğini söyleyerek, “Teknoloji, bilim, fen vs. bunların hepsinin temelinde sanat çok önemli. Sanata çok ihtiyacımız var” dedi.
PLAKET TAKDİM EDİLDİ
Toplantı, ANSİAD Başkanı Sadi Kan ve Ercan Evren’in, eğitim bilimci ve yazar Prof. Dr. İnci San’a plaket takdimiyle son buldu. HABER: YUSUF KATRAĞ
- Erbaş, Hacı Bayram Veli Camii’nde teravih namazı kıldırdı
- Otomobilin yan yattığı kaza anı kameraya yansıdı
- Samsun'da trafik kazası: 3 yaralı
- ABD'de düzenlenen yarışmada dünya 2.'si oldu
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- Tipide kocasıyla birlikte kaybolan yaşlı kadın, 2 kuzusu ve tavuğuna sarılmış halde bulundu
- Çöken toprağın altında kalan inşaat işçisi hayatını kaybetti
- Yayaya yol veren araca çarptı, sıkışan sürücüyü vatandaşlar çıkardı
- SANAYİ ÇARŞISI; İÇLER ACISI!
- Alanya’da otelde çıkan yangında 1 personel dumandan etkilendi
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim