“Soğan, 3 liraya düşebilir”
Antalya Ticaret Borsası (ATB) Nisan ayı meclis toplantısında; Antalya’nın 2019 yılı buğday rekoltesinin düşeceğini, havaların ısınmasıyla tuta zararlısının artacağını, girdi fiyatlarındaki artış nedeniyle yaşanan sıkıntıları, yaş meyve sebze fiyatları ile gümrük işlemlerindeki kodlama hatası nedeniyle para cezası uygulamaları ele alındı.
“BELEDİYE BAŞKANLARI İLE DAHA FAZLA İŞ BİRLİĞİ”
Mahalli İdareler Seçimlerinin ülkeye, Antalya’ya ve sektörleri için hayırlı olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çavdar, Seçilmiş tüm belediye başkanlarından tarım sektörü başta olmak üzere yerel ekonomiyi harekete geçirecek, kent içi ticareti güçlendirecek bir yönetim performansı beklediklerini belirtti. Çandır; “Borsa olarak, tarım sektörünün gelişimini artırmak için belediye başkanlarımızla daha fazla iş birliği yapmayı arzuluyoruz” dedi.
“SIKI PARA VE FAİZ POLİTİKALARI, TİCARİ FAALİYETLERİ FRENLİYOR”
“Ekonomik hareketliliğin mevsimsel olarak artmaya başladığı bu dönemde, yaşadığımız sıkıntılar hepimizin malumu. Sıkı para ve yüksek faiz politikaları, bir taraftan dövizde istikrar sağlamaya odaklanırken, diğer taraftan ticari faaliyetlerimizi ciddi boyutta frenliyor. Anlaşılan o ki, bir süre daha bu cendere içinde yaşayacağız. Bizi en çok sıkıntıya düşüren iki konuda direncimizi artırıcı tedbirler bekliyoruz” diyen Çandır; bunlardan ilkinin açıklanan enflasyon rakamlarının çok üzerinde seyreden girdi maliyetleri, ikincisinin ise daralan talep olduğunu belirterek, maliyetlerde yaşanan artışın yarısını fiyatlara yansıtmalarına rağmen ticari faaliyetlerde ciddi bir zayıflama yaşandığını kaydetti.
“YABANCI SERMAYELİ ŞİRKETLERİN YÜZDE 6’SI ANTALYA’DA KURULDU”
İç ve dış turizm hareketliliğinin artış sinyalinin kendilerinde olumlu bir beklenti yarattığına değinen Çandır, sektörlerinin bu hareketlilikten etkili bir şekilde yararlanmasını dileyerek; “Geçtiğimiz Mart ayında ve yılın ilk çeyreğinde ülkemizde kurulan şirket sayısı ortalama yüzde 8 azalırken, kentimizde yüzde 8 arttı. Antalya, yeni iş kurma eğilimi itibariyle ülkemiz ortalamasının tersine bir motivasyona sahip. Sadece yerli sermaye değil, yabancı sermaye bakımından da bu motivasyon yüksek seyretti. Yılın ilk çeyreğinde ülkemizdeki yabancı sermayeli şirketlerin yüzde 6’sı Antalya’da kuruldu. Bu oran geçen yıl yüzde 3 buçuk düzeyindeydi. Yabancı sermayeli şirket oranındaki artışta, geçen yıl 7’inci sırada olan kentimiz, bu yıl İstanbul’dan sonra 2’nci sıraya yükseldi. Antalya’mıza duyulan bu ekonomik güven, ulusal ve uluslararası iş yapma potansiyelimize de olumlu katkı sunacaktır” şeklinde konuştu.
“TARIMDA MİLLİ BİRLİK PROJESİ”
Kısa bir süre önce, tarımdaki sorunların aşılması hedefiyle ilan edilen Milli Tarım Projesi’ni hatırlatan Çandır, bunun tarımda yapısal bir reform hareketi olduğunu ve kısa bir süre önce de Tarımda Milli Birlik Projesi adıyla yeni bir yapısal reform paketinin açıklandığını söyledi. Projenin, mevcut yapıyı kökten değiştirme iddiası bakımından yeniden yapılanmayı, yani reformu ilan ettiğini belirten Çandır, detaylarının Mayıs ayı içerisinde Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’den alacaklarını kaydetti.
“KAMU; DÜZENLEME, İZLEME, DENETLEME VE İYİLEŞTİRME YAPMALI”
Projenin içeriği hakkında açıklama yapan Çandar; “Projenin hazırlık aşamasında özellikle dikkat edilmesi gereken iki konuyu gündeme getirmek istiyorum. Bunlardan ilki, kamunun işini yaparken 4 temel eyleme odaklanmasıdır. Kamu, doğru ve etkin bir şekilde düzenlemeler yapmalı, sektörü izlemeli, uygulamaları denetlemeli ve gerekli iyileştirmeleri yapmalıdır. Bu çevrimi doğru ve etkin bir şekilde yapan ülkeler, sorunlarını kalıcı olarak çözebilmekte, büyümekte ve kalkınmaktadır” diye konuştu.
“DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN ŞEY, HAKSIZ REKABET”
Dikkat edilmesi gereken ikinci konunun ise, kamu ve özel sektör arasındaki ilişkide haksız rekabet ortamının oluşmaması olduğunun altını çizen Çandır; “Kamu; tarımda üretim, ticaret, verimlilik ve ölçek sorunlarını çözmek için şirket ve holding kurarsa taraf olur. Böyle bir yapı mevcut sorunları çözmek yerine, yeni sorunlar üretir. Zaten zorda olan üretici ve ticaret erbabımız, haksız rekabet karşısında üretimi durdurur, dükkanına kilit vurmak zorunda kalır. Umuyorum, kaygılarımız ve uyarılarımız dikkate alınarak hazırlıklar yapılır ve Mayıs’ta tarım için kalıcı çözümlerin üretileceği bir reformun detayları açıklanır” ifadelerini kullandı.
“YAŞ MEYVE SEBZEDE İHRACAT YÜZDE 20 DÜŞTÜ”
Beklentilerinin, bir taraftan üretim ve verimlilik koşullarının geliştirilmesiyle ilgiliyken diğer taraftan ihracatı motive edecek, ihracatta rekabet güçlerini artıracak koşulların sağlanmasını kapsadığını belirten Çandar; “Örneğin bölgemiz ihracat performansını incelediğimizde geçen yıla göre; bu yıl Mart ayında toplam ihracatımız yaklaşık yüzde 7 buçuk azaldı, yılın ilk üç ayı itibariyle ise ihracatımızda yaklaşık yüzde 2 gibi düşük bir artış gerçekleşti. Kentimizin birinci ihracat kalemi olan yaş meyve sebzede ise gerçekleşmeler daha da kötü. Geçen yılın Mart ayına göre, bu Mart'ta yaş meyve sebze ihracatımız yüzde 20 düştü. Yılın ilk üç ayı itibariyle ise düşüş yüzde 10’u buldu. Bu gerçekleşmelerin açıklanabilir birçok sebebi olabilir. Ancak kurulu kapasitemiz gereği yaş meyve sebze ihracatını artırmaya odaklanmalıyız” diye konuştu.
“KALİTE YÖNETİM SİSTEMLERİNİ KURAN İLK BORSA”
Başkan Çandar; “Kaliteli hizmet anlayışı ile çalışan Borsamız, Akdeniz Bölgesi’ndeki oda ve borsalar içerisinde TSE ISO-10002 müşteri memnuniyeti ve 9001 kalite yönetim sistemlerini kuran ilk Borsa oldu. Müşteri memnuniyeti sistemi ile üyelerimizin talep ve şikayetlerini tarafsız ve gizlilik anlayışı içerisinde kanunlara uygun şekilde incelemeyi taahhüt ediyoruz” diyerek hizmet kalitesiyle Türkiye’ye örnek gösterilecek bir noktada olan Antalya Ticaret Borsası’nın personeline ve üyelerine teşekkür etti.
Çandır son olarak kesme çiçek sektöründe gümrük işlemlerindeki kodlama hatası nedeniyle dosya başına 130 TL dolayında para cezası uygulandığını söyledi.
“TUTA ZARARLISINA ÇÖZÜM BULUNAMIYOR”
Çandır, komite çalışmalarında özellikle domates üretiminde etkili olan tuta zararlısının havaların ısınmasıyla artacağı yönünde uyarıda bulunulduğunu belirtti. Konu ile ilgili konuşan ATB meclis üyesi Sedat Ekinci; “Bu yıl da tuta zararlısı sorununu yaşayacağız gibi görünüyor. Öyle sanıyorum ki tutamayacağız. 8-10 yıldır bu sorunu konuşuyoruz, Türkiye'de 200 civarında üniversite, 20-30 bin ziraat mühendisi var ama bir türlü bu soruna çözüm bulunamadı" dedi. Ekici, geçen yıldan günümüze kadar kendi sektörlerinde daralma arttığını belirterek, fiyatlarda istikrar olmadığı için ve dövizlerdeki dalgalanmadan dolayı 30-40 gün geriden geldiklerini kaydetti.
“SOĞAN, HALLERDE 10 GÜNE KADAR 3 LİRAYA DÜŞEBİLİR”
Soğan ve patates piyasası hakkında açıklama yapan meclis üyesi Muzaffer Aydoğan; “Soğanda yeni mahsul başladı. Eski fiyatları göremeyeceğiz fakat düşme olacak. Adana’da soğanın fiyatı daha azalacak özellikle orada yeni mahsuller alınmaya başlandı. Patateslerin tohumları 3-5 liradan aşağı alınmıyor bu yüzden fiyatlarda büyük bir düşüş olacağını sanmıyorum. Çiftçiden 2 liraya alınabilir. Şu an da ürünlerde herhangi bir hastalık yok. Adana’da durum çok iyi ama Ödemiş ve Sandıklı taraflarında durum ne olur bilemiyorum. Üretimde azalma olmadı ama fiyatlarda maliyetlerden dolayı düşüş az olur” diyerek hallerde 10 güne kadar 3 liraya düşebileceğini ama market ve pazarda tüketicinin 5 liradan aşağıya soğan bulamayacağını belirtti.
“BUĞDAY SEKTÖRÜNDE YÜZDE 50 KAYIP”
Antalya'nın 2019 yılı buğday rekoltesinin düşeceğini açıklayan Ali Çandır'a sektörün temsilcisi Yusuf Karasu; “Bu sene yağmurların çok yağması buğdaylarda hem boy yapmadı hem de başaklar çok küçük. Yüzde 50 kayıp var. Geçen yıl 600 kilo dekarda buğday hasadı yapan çiftçi bu yıl 350 400 kilo arasında hasat yapabildi. Mısır ekimi de şu anda çok rövanşta değil. Daha çok yaylalarda mısır ekimi yapılıyor” şeklinde açıklama yaptı.
“UCUZ HAMMADDE ALIRSAK UCUZA MAMUL SATARIZ”
Yem sektörü hakkında açıklamalar yapan meclis üyesi Nuri Büyükselçuk da; “Bizim işimiz tamamen aldığımız ham maddenin işlenerek çuvala katılıp satılması. Satılan malın satış fiyatının yüzde 85’i hammadde. Ucuz hammadde alırsak ucuza mamul satarız, pahalı alınca pahalı satmak durumundayız. Sonuçta bu hammadde ile alakalı. Sektörde şu anda yemde 525, unda da bin 100 kadar fabrika var. Bu da rekabetin had safhada olduğunu, kimsenin piyasayı manipüle edemediğini, kimsenin kimseden bir kuruş fazla para kazanmadığını gösteriyor” dedi.
“TÜRKİYE İLK KEZ AVRUPA’DA YEM ÜRETİM ŞAMPİYONU OLDU”
Yem sektöründe geçen yıl ki rakamlara göre Türkiye’nin ilk kez Avrupa’da 25 milyon ton ile yem üretim şampiyonu olduğunu bunun da sektörün ne kadar dinamik olduğunu ve yatırıma ne kadar önem verdiğini gösterdiğini kaydeden Büyükselçuk; “Tarım yapısı ve doğası gereği yönetilemez sadece yönlendirilebilir. Yani biz tarımı yönetmeye kalkarsak olmaz, çünkü milyonlarca oyuncu var. Devletin yapması gereken düzenlemek, izlemek, denetlemek ve yapması gereken iyileştirme varsa bunu yapmak olmalı. Bence sorunların çözümünde de devlet müdahalelerini minimuma indirmeli, serbest piyasa ekonomisi çerçevesinde sektörün kendi yolunu bulması sağlanmalı” diye konuştu. HABER: AYSEL ÖNER
- Erbaş, Hacı Bayram Veli Camii’nde teravih namazı kıldırdı
- Otomobilin yan yattığı kaza anı kameraya yansıdı
- Samsun'da trafik kazası: 3 yaralı
- ABD'de düzenlenen yarışmada dünya 2.'si oldu
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- Tipide kocasıyla birlikte kaybolan yaşlı kadın, 2 kuzusu ve tavuğuna sarılmış halde bulundu
- SANAYİ ÇARŞISI; İÇLER ACISI!
- Antalya’da iniş sırasında motoru yanan yolcu uçağına rekor sürede müdahale
- Isparta’da 20 yaşındaki genç evinde ölü bulundu
- Bisikletiyle yaptığı mitinglerle tanınan bağımsız adayın ağır yaralandığı feci kaza kamerada
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim