“100. yıla 100 bin atama yakışır”

Okullardaki öğretmen ihtiyacına dikkat çekerek, Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin atama müjdesi beklediklerini bildiren Türk Eğitim Sen Antalya 1 Nolu Şube Başkanı Oğuz Öztürk, “Öğretmen atamaları sadece kadrolu yapılmalı. Ücretli öğretmenlik uygulaması ve sözleşmeli öğretmen ataması tedavülden kaldırılmalı” dedi.

Ülke genelinde 20 milyondan fazla öğrenci ve 1 milyondan fazla öğretmenin ders başı yaptığı 2023-2024 eğitim öğretim yılı bugün başladı. Antalya’da ise bin 803 okulda 36 bin 421 öğretmen ve 504 bin 215 öğrenci ders zilinin çalınmasıyla sınıflarda yerini aldı. 2023-2024 eğitim öğretim yılının hayırlı olmasını ve başarılı geçmesini dileyen Türk Eğitim Sen Antalya 1 Nolu Şube Başkanı Oğuz Öztürk, ders zilinin yeni dönemde de sorunlarla çaldığını belirtti. Öğretmen yetersizliğine işaret eden Öztürk, Cumhuriyetin 100. Yılında 100 bin öğretmen ataması beklediklerini bildirdi.

“100. YILDA 100 BİN ATAMA İSTİYORUZ”

“Okullarımızda ders zili yine sorunlarla çaldı. Bu sorunların başında öğretmen yetersizliği geliyor” diyen Öztürk, şunları kaydetti:

“Bilindiği gibi 1 Eylül tarihi itibariyle 45 bin yeni öğretmen atamayla göreve başladı. Ancak bu atama da ihtiyacı karşılamıyor. Sendikamızın geçtiğimiz eğitim öğretim yılında yaptığı ücretli öğretmen araştırmasına göre 78 ilde ücretli öğretmen sayısı 76 bin 485, norm kadro açığı ise 75 ilde 83 bin 547 idi. Yani ücretli öğretmen sayısı norm kadro ihtiyacını dahi karşılamadı. Üstelik ücretli öğretmenlerin 5 bin 503’ü pedagojik formasyona dahi sahip olmayan ön lisans mezunlarından oluşmakta. Ücretli öğretmenler ders başına ücret alırken sigortası yatmamakta, diğer öğretmenlerimizin sahip olduğu haklardan faydalanamamakta. Adeta modern bir kölelik düzenini anımsatan bu uygulama ile öğretmen açığı giderilmeye çalışılırken, bu uygulamanın eğitime kaybettirdikleri ise hiç göz önüne alınmamakta. Dolayısıyla öğretmen açığının ücretli öğretmenler ile giderilmesini istemiyoruz. Deprem bölgesindeki ihtiyaç ve 80 bine yakın ücretli öğretmen görevlendirmesi göz önüne alınarak, Cumhuriyetimizin 100. yılında tam 100 bin atama müjdesi bekliyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılına 100 bin atama çok yakışacak.”

“ATAMALARDA ADİL DAĞILIM ÖNEMLİ”

Öğretmen atamalarında adil dağılımın da önemli olduğunun altını çizen Öztürk, “Bazı branşlarda kontenjan sayısı çok yetersiz olduğu için KPSS’den yüksek puan alan öğretmenlerimiz atanma imkanı bulamıyor. Bu nedenle atama sayısının artırılması ve bu yapılırken kontenjanların adaletli şekilde belirlenmesi gerekmekte. Ayrıca öğretmen atamaları sadece kadrolu yapılmalı, ücretli öğretmenlik uygulaması ve sözleşmeli öğretmen ataması tedavülden kaldırılmalı” dedi.

“ÖMK, ÖĞRETMENLERİN BEKLENTİLERİ DOĞRULTUSUNDA DÜZENLENMELİ”

Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ile ilgili düzenlemelerin mahkemenin iptal ettiği hükümler dikkate alınarak, öğretmenlerin beklentileri doğrultusunda yapılması gerektiğini de kaydeden Öztürk, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in kanunda yapılacak düzenlemelerin öğretmenlerin taleplerini alarak şekillendirileceğini, yasal düzenleme gerekiyorsa bu yönde adım atacaklarını açıkladığını hatırlattı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) açıldığında, zaman kaybedilmeden gerekli düzenlemelerin yapılmasını beklediklerini açıklayan Öztürk, “Umuyoruz ki kanun, adına yakışır şekilde zenginleştirilir ve öğretmenlerimizin beklentileri karşılanır” açıklamasında bulundu.

“UNVANDA SINAV, ATAMALARDA MÜLAKAT KALDIRILMALI”

Yeni kanunda öğretmenlerin muhatap olduğu mevzuat ve süreçlerin yer alması gerektiğinin altını çizen Öztürk, sınavın kaldırılarak 5 yılını dolduran öğretmenlerin uzman, 10 yılını dolduran öğretmenlerin ise başöğretmen unvanı alması gerektiğini söyledi. Yönetici atamalarında mülakatın kaldırılması gerektiğini de belirten Öztürk, tüm atamalarda sadece yazılı sınav puanının esas alınmasını istediklerini bildirdi.

“AİLE BÜTÜNLÜĞÜ KORUNMALI, EĞİTİM ÇALIŞANLARINA HAK ETTİĞİ ÜCRETLER VERİLMELİ”

“Elverişsiz bölgelerde görev yapmayı teşvik etmek amacıyla Zorunlu Hizmet Tazminatı getirilmeli” diyen Öztürk, diğer taleplerini şöyle özetledi:

“Eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçmek amacıyla caydırıcı ve önleyici müeyyideler getirilmeli. Aile bütünlüğünün korunması için il içi ve il dışı mazeret tayin talepleri karşılanmalı. İl ve ilçe emri uygulaması getirilmeli. Aile birliği zedelenen bir öğretmenimiz dahi kalmamalı. Okullarda yardımcı hizmetli personel eksiği ciddi şekilde hissedilmekte. Okullardaki hizmetli personel ve güvenlik görevlisi ihtiyacı giderilmeli. 7. Dönem Toplu Sözleşme süreci hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Hükümetin yaptığı zam oranı memur ve emeklilerin beklentilerini karşılamadı. Kira fiyatları fahiş şekilde artarken, akaryakıta zam yapılırken, aylık gıda masrafı 10 bin TL’nin üzerindeyken, doğalgaz ücretleri cep yakarken, yoksulluk sınırı 39 bin TL’ye dayanmışken, yıllık enflasyon yüzde 58,94 iken, toplumun tüm kesimlerinin olduğu gibi kamu çalışanlarının da aldığı maaş ile geçinmesi, hatta temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi artık mümkün değil. Eğitim çalışanlarına hak ettiği ücretler verilmeli. Çalışanları düşük ücretlere mahkum etmek, ekonomik sorunlar ile baş başa bırakmak onları adeta hayata küstürmekle eşdeğerdir. Başta öğretmenlerimiz olmak üzere tüm eğitim çalışanlarımızın hak ettiği maaşı alması, onların huzurlu çalışmasının ön koşuludur. Onun için eğitim çalışanlarına hak ettiği ücretler verilmeli.”

“EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLANMALI”

Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması için tüm imkanların seferber edilmesi gerektiğini de belirten Öztürk, “Ülkemizde eğitimde fırsat eşitliği mutlaka gerçekleştirilmeli. İçeriği ve hedefleri bakımından milli, yöntemi ve araçları bakımından evrensel ve çağdaş bir eğitim sistemi ihdas edilerek, her kademe ve türdeki okulumuz aynı donanıma sahip olmalı. Bu noktada bölgesel farklar tespit edilmeli, okullar arasındaki fiziki, donanım, araç-gereç, spor salonları, kütüphaneler yönüyle farklar giderilmeli. Elverişsiz bölgelerdeki öğretmen açığını gidermek için bir asgari ücret ile iki asgari ücret arasında Zorunlu Hizmet Tazminatı verilmeli. Okulların kendi bütçeleri oluşturulmalı, öğrenci sayısı, okul kademesi, ihtiyaç analizi gibi verilerle oluşturularak değere göre eldeki bütçe orantılı şekilde okullara tahsis edilmeli, ailelerin çocuklarını okula göndermeleri hususunda bilinçlendirilmeleri sağlanmalı” diye konuştu.

“EĞİTİM TASARRUF EDİLECEK BİR ALAN DEĞİL”

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesinin artırılması gerektiğini de dile getiren Öztürk, “MEB bütçesinin giderek eridiğini görüyoruz. Türkiye yüzyılına yakışır, dünya ülkeleri ile rekabet edebilecek, donanımlı bireyler yetiştirecek bir eğitim hedefliyorsak yapılması gereken, hem merkezi bütçeden eğitime hem de MEB bütçesinden yatırımlara ayrılan payın artırılması gerekiyor. Eğitim tasarruf edilecek bir alan değil” açıklamasında bulundu.

“ÖĞRETİM YILINA HAZIRLIK ÖDENEĞİ YETERSİZ”

Öğretime Hazırlık Ödeneği’nin 1400 TL olarak belirlendiğine de işaret ederek, eğitimcilerin 1400 TL ile kırtasiye ya da kitap gibi temel ihtiyaçlarını karşılamasının mümkün olmadığını ifade eden Öztürk, Türk Eğitim Sen olarak bu miktarı yeterli bulmadıklarını söyledi. Öztürk, Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği’nin bir asgari ücret tutarında ve tüm eğitim çalışanlarına ödenmesi gerektiğinin altını çizdi. HABER: YUSUF KATRAĞ