“Alkışlanması gereken bir iş yapıyoruz”
Denetimin önemine dikkat çeken Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Antalya Şube Başkanı inşaat mühendisi Volkan Soysal, “Alkışlanması gereken bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Deprem olduğunda sonuçta bina öldürüyor. Biz sağlam binalarda oturursak kendimiz ve sevdiklerimiz güvende olur. Bunu sağlamak için güvenli yapıların inşa edilmesini sağlıyoruz. Denetimlerimizi vicdani sorumlulukla yapıyoruz” dedi.
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Antalya Şube Başkanı ve İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Volkan Soysal sektör ve gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Kamu görevi yaptıklarının altını çizen Soysal, yılda en az 5 defa Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından kendilerinin de denetlendiğini bildirdi. Yaptıkları işin önemini vurgulayan Soysal, alkışlanması gereken bir iş yaptıklarını söyleyerek vicdani sorumluluklarının farkında olarak çalıştıklarının altını çizdi. Ekonomik olarak zorlandıklarını da belirten Soysal, inşaat maliyetinin yüzde 1.5’i olan yapı denetim bedelinin eskiden olduğu gibi yüzde 3’e çıkarılmasını istediklerini kaydetti. Atıl metrekareden dolayı Antalya’da yapı denetim firması enflasyonu da yaşandığını bildiren Soysal, 61 olan sayının aslında 50-55 civarında olması gerektiğini dile getirdi. Soysal, kentte nüfusa göre yeni yerlerin imara açılması gerektiğini de söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından geçtiğimiz hafta düzenlenen Antalya Deprem Master Planı 1. Çalıştayı’na davet edilmediklerini bildiren Soysal, konunun uzmanlarının olmadığı bir çalışmanın başlangıçtan öteye gidemeyeceğini vurguladı. Geçtiğimiz hafta denetim sırasında saldırıya uğrayan inşaat mühendisi Zekeriya Mengi’nin sağlık durumunun iyiye gittiğini de açıklayan Soysal, yapı denetimcilerin bundan sonra şantiye şefinin olmadığı inşaatları denetlememe kararı aldığını bildirdi.
“YAPI DENETİM İHTİYAÇTAN DOĞDU”
17 Ağustos Marmara depreminden sonra önce kararname sonra da yapı denetim hakkında kanun çıktığını hatırlatan Soysal, “Kanun çıktıktan sonra yapı denetim kuruluşları kuruldu. Çünkü, bu bir ihtiyaçtı. Yapılacak binaların hem projeye uygunluğu hem de depreme dayanıklılığı bakımından denetlenmesi gerekiyordu ve belli bir yıl içinde de bunun sorumluluğunu alacak kuruluşlar haline geldi yapı denetimler. Önce pilot il olarak aralarında Antalya’nın da bulunduğu 19 ilde başladı. Sonra da yapı denetim firmaları tüm Türkiye’ye yayıldı” dedi.
“YAPI DENETİM ZORUNLUDUR”
Türkiye’deki 200 metrekarenin üzerindeki her inşaatın kanuni olarak yapı denetim firmaları tarafından denetlenmesi gerektiğini açıklayan Soysal, “Bu bir zorunluluk. Yapı denetim firmaları olarak projeler bize gelir. Fen ve sanat kurallarına göre, statik bakımdan depreme dayanıklılığı, mimari proje bakımından imar lejantlarına, emsal hesaplarının uygunluğuna bakılır. Uygunluk verdiğimiz projeler belediyeden ruhsat alır. Bunun için ofislerimizde proje denetçilerimiz bulunuyor. Ruhsat alan projelerin imalat aşamasında da sahada denetimlerini yaparız. Bizden ve belediyeden onay alan projeleri sahada birebir uygulatırız” diye konuştu.
“SENEDE EN AZ 5 DEFA DENETLENİYORUZ”
Çevre Şehircilik ve İklim Deşikliği Bakanlığı’ndan yetki aldıklarını belirten Soysal, şunları dile getirdi:
“Minimum şartlar var. 100 metrekare ofis ve yerleşik olmak zorunlu. Bilgisayardan yazıcıya, araç sayısına kadar hepsi şartlara bağlı. Bunların uygun olup olmadığı Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından senede en az 5 defa denetleniyor. Bu yönden yarı resmi bir kuruluşuz. Biz inşaatları denetliyoruz, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü de bizim inşaatları düzgün denetleyip denetlemediğimizi denetliyor. Biz denetlenmekten memnunuz. Bizim açımızdan sorun yok. Biz işimizi severek ve bilinçli olarak yapıyoruz.”
“SORUMLULUĞUMUZUN FARKINDAYIZ”
Kamu adına görev yaptıklarının altını çizen Soysal, “Arsa sahibinin haklarını korumak ve daha sonra herhangi bir depremde yaşanacak olumsuzlukları engellemek için projeyi birebir uygulatmakla yükümlüyüz. Bu sorumluluğumuzun farkındayız. Buna göre ekiplerimiz, ekipmanlarımız ve araçlarımız hazır. Biz, kutsal ve kanuni bir iş yapıyoruz. Alkışlanması gereken bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Deprem olduğunda sonuçta bina öldürüyor. Biz sağlam binalarda oturursak kendimiz ve sevdiklerimiz güvende olur. Bunu sağlamak için güvenli yapıların yapılmasını sağlıyoruz. Denetimlerimizi vicdani sorumlulukla yapıyoruz” açıklamasında bulundu.
“HAZIRLIKLAR TAMAMLANINCA DENETİME GİDİYORUZ”
Sahadaki inşaat denetimlerinden de bahseden Soysal, her şantiyede şantiye şefi zorunluluğunun olduğuna dikkat çekti. Şantiye şeflerinin mühendis veya mimar olması gerektiğinin altını çizen Sosyal, “Müteahhitler ve şantiye şefleri sahadaki hazırlıklarımız tamam dedikleri anda konunun uzmanı arkadaşlarımızla denetime gidiyoruz. Şantiye şefi oradaysa beraberce projeye uygunluğa bakılıyor” dedi.
“MENGİ’NİN DURUMU İYİYE GİDİYOR, BUNDAN SONRA ŞANTİYE ŞEFİ OLMAYAN ŞANTİYELERİ DENETLEMEYECEĞİZ”
Geçtiğimiz hafta denetim sırasında inşaat mühendisi Zekeriya Mengi’ye yapılan saldırıyı hatırlatan Soysal, şantiye şefi şantiyede bulunmadığından dolayı projeyi uygulatmak için ustalarla muhatap olmak zorunda kalan ve 2 defa uyardığı demirci ustaları tarafından darp edilen Mengi’nin tedavisinin yoğun bakımda devam ettiğini ve sağlık durumunun iyiye gittiğini söyledi. Olaydan sonra şantiye şefleriyle muhatap olunması yönünde karar aldıklarını bildiren Soysal, şunları dile getirdi:
“Şantiye şefleri neticede müteahhidin sigortalı çalışanı. Şantiyeye gittiğimizde müteahhidin kendisi şantiyede olmayabilir ama biz şantiyeye gittiğimizde mühendis veya mimar olan şantiye şefi ile görüşerek projeye uygunluğuna bakacağız. Uygunsuzluk varsa şantiye şefine söyleyip düzeltmesini sağlayacağız. Bu uygulamamızı başlattık. Bizde maalesef ‘40 yıllık ustayım, bu işi senden öğrenecek değilim’ anlayışı var. Ustalarımıza saygı duyuyoruz ama sonuçta denetleyenler de mühendis. Hem bizler hem de belediye tarafından onaylanan projede sen, ‘Burada buna gerek yok’ diyemezsin. Biz bu gibi olayların tekrar gerçekleşmemesi adına bundan sonra şantiye şefleri olmadan şantiyeleri denetlemeyeceğiz. Bütün müteahhitlerden buna hassasiyet göstermelerini rica ediyoruz.”
“MÜTEAHHİTLE PARASAL DİYALOGUMUZ YOK”
Yapı denetimcilerin paralarını resmi olarak arsa sahiplerinin yatırdığını belirten Soysal, kat karşılığı hizmet sözleşmelerinde yapı denetim firması bedelinin müteahhit firma tarafından ödeneceğine dair şerh düşüldüğünü kaydetti. Geçmişte müteahhitlerin ‘Parasını biz ödüyoruz’ şeklindeki algısının 2019 yılındaki düzenlemeyle ortadan kalktığını kaydeden Soysal, havuz sistemine dönüldükten sonra yapı denetimcilerin ellerinin güçlendiğini söyledi. Müteahhitlerin çalışacağı yapı denetim firmasını artık seçemediğini ve firmaların havuz sisteminden atamayla belirlendiğini belirten Soysal, denetim yapma adına ellerinin kuvvetlendiğini, müteahhit ile parasal olarak hiçbir diyaloga girmediklerini dile getirdi. Soysal, düzenlemenin kalite açısından olumlu olduğunun da altını çizdi.
“EKONOMİK OLARAK ÇOK ZORLANIYORUZ”
Hak edişlerinin binalara göre farklılık gösterdiğini ve yapı denetim bedellerinin yılbaşında belirlendiğini söyleyen Soysal, “Metrekare bazında bir fiyat listesi var. Onun haricinde katsayı var. Yapı denetim bedeli inşaat maliyetinin yüzde 1.5’idir. İnşaat maliyeti birim fiyattan çıkıyor sonra yüzde 1.5’ini bizler alıyoruz. Bu rakam bize kesinlikle yetmiyor. Yılbaşlarında belki biraz bizi kurtarıyor ama yıl içinde personel, akaryakıt gibi giderler çok artıyor. Bizim yapı denetim bedelimiz yılbaşında artıyor. Kesinlikle bir iyileştirme olması gerekiyor. Önceden denetim bedeli inşaat maliyetinin yüzde 3’üydü. Şimdi de yüzde 3 olmasını talep ediyoruz. Ekonomik olarak çok zorlanıyoruz” dedi.
“ANTALYA’DA YAPI DENETİM ENFLASYONU VAR”
Antalya’da 61 tane yapı denetim firması bulunduğunu ve inşaat metrekaresine göre sayının fazla olduğunu bildiren Soysal, şöyle konuştu:
“Önceden nüfusa göre yanlış bir karar vardı. Şimdi inşaat metrekaresine göre belirleniyor. Şuanda 61 firma var ama gerçekte olması gereken 50-55’tir. Yaklaşık 8-10 firmanın kapasitesi kadar denetlenmemiş yapı metrekaresi var. Mesela imar barışına giren metrekareler de bulunuyor. İmar barışı alan bir kişi tekrar yapı denetime girmiyor ama inşaat metrekaresinin içinde olduğu için atıl olarak duruyor. Bu yapı denetim enflasyonuna yol açıyor. Batan müteahhidin atıl duran inşaatı da yapı denetimin içerisinde. O nedenle Antalya’ya 50-55 yapı denetim firması yeterli ama giderek artıyor.”
“YAPI DENETİMLİ YAPILAR TASARRUF AÇISINDAN FAYDALI”
Denetleyenler arasında makine, elektrik, jeoloji, harita mühendisi gibi konunun uzmanlarının yer aldığına dikkat çeken Soysal, şunları ifade etti:
“Bu arkadaşlarımızdan hem destek alıyor hem de onlarla çalışıyoruz. Duvarların yalıtımlı olup olmaması enerji tasarrufunu getiriyor. Projeler ona göre çiziliyor ve ona göre bizde denetlemesini yapıyoruz. Yapı denetimli binalar güvenli ama onun haricinde ısıtma ve soğutmada da ciddi farklılıklar oluyor. Yapı denetimli binalarda oturanlar bunun farkını görür. Tasarruf açısından faydalı.”
“ÇALIŞTAYA DAVET EDİLMEDİK, BÖYLE OLURSA BAŞLANGIÇTAN ÖTE GİTMEZ”
Büyükşehir Belediyesi tarafından geçtiğimiz hafta düzenlenen Antalya Deprem Master Planı 1. Çalıştayı’na davet edilmeyenler arasında yer aldıklarını belirten Soysal, “Birçok meslek örgütü gibi biz de davet edilmedik. Öylesine yapılmış bir şey olduğunu düşünüyoruz. Böyle olursa başlangıçtan öteye gitmeyecektir. İnşaatla ilgilenen kişiler olarak deprem konusu bizi bizzat ilgilendiriyor. Yapı denetim olarak biz olayın öncesindeyiz. Deprem olduğunda hangi binaların ayakta kalacağını söyleyecek olanlar inşaat mühendisleridir. Yeni yapılan binaların da sağlam olmasının denetimini yapanlar biziz. Deprem master planı bütün şehirler için önemli ve mutlaka yapılması gerekiyor. Zaten deprem master planı yok diye başta biz eleştiriyoruz. Niye yok diye eleştirirken bizim katılım göstermememiz mümkün değil. Eğer davet edilmiş olsaydık katılırdık” şeklinde konuştu.
“YENİ YERLER İMARA AÇILMALI”
Antalya’nın aşırı göç aldığına işaret ederek konuta ihtiyaç olduğunun altını çizen Soysal, “Kent nüfusunun artacağı bilinen bir gerçek. Nüfus yoğunluğuna göre konut sayısının da artması, yeni yerlerin imara açılması gerekiyor. Kırcami’ndeki anlaşmazlıkların bitip güzel bir yapılanmaya ihtiyacı var. Yeni ve güvenli binaların oluşmasıyla fahiş fiyatların da azalacağını düşünüyorum. Antalya’da inşaat yapılıyor ama yetmiyor” şeklinde konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim