Bugün 19 Nisan 2025 Cumartesi
  • Antalya18 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    4074.566
    %0.00
  • Dolar
    37.9464
    %-0.07
  • Euro
    43.137
    %0.00
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“Antalya bir deprem bölgesi”
02 Mart 2023 Perşembe 16:11

“Antalya bir deprem bölgesi”

SET Grubu’nun düzenlediği deprem zirvesinde konuşan alanında uzman meslek odaları başkanları, kentte meydana gelen eski depremlere işaret ederek Antalya’nın bir deprem bölgesi ve deprem tehdidi altında olduğunu belirtti.

6 Şubat tarihinde 11 ilde etkisi hissedilen ve “Asrın Felaketi” olarak nitelendirilen depremle ilgili Sürdürülebilir Ekonomi Topluluğu (SET), önemli bir zirve gerçekleştirdi. SET Grubu üyelerinin ev sahipliğinde şehir merkezindeki bir otelde gerçekleşen programda, Akdeniz Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ramazan Özçelik, Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Hasan Çerçiler ve İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan konuştu. SET üyelerinin sorularını da yanıtlayan konuşmacılar, depremlere karşı yapılması gerekenlerle ilgili tecrübelerini paylaştı. Konuşmacılar zaman zaman görüş ayrılıklarına da düştü. Toplantıda bütüncül kentsel dönüşümde görüş birliğine varılırken, Antalya’nın deprem bölgesi olduğunun da altı çizildi.

untitled-3-copy-019.jpg

“AFET YÖNETİM PLANI’NDA ISRARCIYIZ”

Programı alanında yetkin isimler ile toplumsal bilinci dinamik tutmak amacıyla hazırlandıklarını ifade eden Sürdürülebilir Ekonomi Topluluğu Başkanı Alper Alveroğlu, “Antalya’mız için aciliyet arz eden ‘Afet Yönetim Planı’ konusunda ısrarcı olacağız. Canımız çok yandı ve hâlâ yaşanan afetin tesirindeyiz. Fakat zaman kaybetmeden konsantrasyonumuzu hem şehrimizi hem de toplumsal refleksimizi olası bir afet senaryosuna hazırlamamız gerekiyor” diyerek çalışmanın konuya dair tüm paydaşlarla koordineli bir şekilde oluşturulması gerektiğini kaydetti.

alper-alveroglu.jpg

“AFETTE HER VATANDAŞ NE YAPACAĞINI BİLMELİ”

Herhangi bir afet anında her vatandaşın ne yapacağını kimlik numarası gibi bilmesi gerektiğini vurgulayan Alveroğlu, “Mesela herhangi bir afet anında ben canımı kurtardıysam, nereye giderek hangi katkıyı koyacağım, gideceğim güzergah dahi belli olmalı” ifadelerini kullandı.

 

“DEPREM ÜLKEMİZİN BİR GERÇEĞİ

Zirvenin önümüzdeki dönemde genişletilmiş bir çalışmayla Antalya kamuoyu ile paylaşılacağını bildiren Alveroğlu, “Deprem meselesinin ülkemizin bir gerçeği olduğu bilinciyle tekrar bu acıları yaşamama adına çalışmalarımızı bu konsantrasyonla devam ettireceğiz” dedi.

 

“DEPREMİN ETKİSİ TAHMİNLERİMİZİN ÜZERİNDE OLDU”

Kahramanmaraş merkezli depremlerle büyük bir yıkım yaşandığına dikkat çeken Akdeniz Üniversitesi Deprem Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ramazan Özçelik ise, “Büyük bir yıkım var. Depremin etkisi tahminlerimizin de üzerinde oldu” dedi. Binaların yönetmeliklere uygun bir şekilde yapılması ve kontrol edilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Özçelik, deprem bölgesinde ayakta kalan binaların olduğuna da işaret etti.

untitled-7-copy-001.jpg

“ANTALYA’DA DEPREM OLMAYACAK DİYE BİR KAİDE YOK”

Yıkılan binaların çoğunun 1999 yılı öncesi yapılar olduğuna dikkat çeken Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Hasan Çerçiler ise, yeni binaların yıkılmasında plansız uygulamaların, yapı-zemin ilişkisinin doğru kurulmamış, bölge seçiminin yanlış olabileceğini söyledi. Antalya’nın 4’ncü derece deprem bölgesiyken 1999 Marmara depreminden sonra 1 ve 2. Derece deprem bölgesi haline geldiğini hatırlatan Çerçiler, “Antalya’da hiç deprem olmayacak diye bir kaide yok. Antalya bir deprem bölgesi. Tarih sürecinde 6,9’a kadar depremler olmuş. Tarihsel sürece bakıldığında Güver Uçurumu depremle ortaya çıkmıştır. Phaselis Antik Kenti, batık şehirlerimiz bu yüzden var. Antalya’da depremler denize yakın oluyor. Denize yakın yerler daha çok hissediyor” diye konuştu.

untitled-5-copy-001.jpg

MURATPAŞA’YI ÖRNEK GÖSTERDİ

Muratpaşa ilçesini örnek gösteren Çerçiler, Muratpaşa’da yaklaşık 180 bin hanenin 1999 öncesi inşa edilen eski yapılarda oturduğunu söyledi. Bu binalarla ilgili acil olarak envanter çalışması yapılması gerektiğini vurgulayan Çerçiler, Antalya’daki olası bir depremde can kayıplarının önüne geçilebileceğine işaret etti.

 

“BİLİNÇLENME, EĞİTİM VE DENETİM”

İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan ise, şunları söyledi:

“Bu tür afetleri yaşamamamız için 3 konunun üzerinde durmamız gerekiyor. Birincisi bilinçlenme. Afetle mücadele ve afet bilinci, ilk okuldan başlayarak okullarda okutulmalı. Biz bu depremde sosyal medya kullanımından müdahaleye kadar iyi bir sınav veremedik. İkincisi eğitim. Bizim önceki bilgi birikimimizle şimdiki bir değil. Teknolojik olarak ilerliyoruz ama maalesef mühendislikte nitelik olarak geriye gidiyoruz. 2005 yılında 36 üniversitede 72 fakültede inşaat mühendisliği eğitimi verilirken, bugün 124 üniversitede 188 bölümde inşaat mühendisliği eğitimi görülüyor. 2005 yılında inşaat mühendisliği bölümüne girebilmek için 40 matematik ya da 35 fen ortalaması yapılması gerekirken bugün sadece 9 matematik, sıfır fizik, sıfır kimya, sıfır biyoloji ya da 5 matematik birer fizik, kimya, biyoloji yapmanız yeterli oluyor. 2005’te 5 bin ila 35 bin arasında olan inşaat mühendisliği sıralaması bugün 297 bin oldu. 297 bininci sıradaki bir kişi bu bölüme girebiliyor. Bizim tamamen fizik ve matematik olan hesaplamalarımızı yapabilecek kapasitesi olmayan arkadaşlarımız maalesef bu bölümlere yerleşiyor. Bu da mühendislik eğitimini aşağı çekiyor. Üçüncüsü denetim. Bizim mevzuatlarımız Avrupa standartlarının çok üzerinde. Mevzuat olarak inanılmaz yeterliyiz ama uygulama ve denetimde yetersiz olduğumuzu görüyoruz.” 

untitled-6-copy-005.jpg

“1999 DEĞİL, 2004’TEN ÖNCEKİ YAPI STOKU GÖZDEN GEÇİRİLMELİ”

Antalya’da 1999 öncesindeki değil 2004’ten önceki yapı stokunun gözden geçirilmesi gerektiğini kaydeden Akdoğan, 1999’da ruhsat alınan bir yapının 2004 yılına kadar aynı ruhsatla inşa edilebildiğine dikkat çekti. 2004 yılındaki bir yapının eski deprem yönetmeliğine göre yapılmış olabileceğini vurgulayan Akdoğan, vatandaşların evlerinin deprem performans durumunu tespit ettirmesi gerektiğini söyledi. Deprem konusunun çok çabuk unutulduğuna da dikkat çeken Akdoğan, Türkiye’de yılda 20 binin üzerinde deprem olduğunu da sözlerine ekledi.

 

“DOĞRU ZEMİN, DOĞRU BİNA VE DOĞRU DENETİM”

Konuyu bir sunumla anlatan Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik ise, “Deprem öldürmez bina öldürür söylemi yıllarca devam etti. Bu söylemi şöyle değiştirmek istiyorum, doğru zemin, doğru bina ve doğru denetim” dedi. Jeoloji mühendisleri olarak yer altını görerek dünyanın nasıl hareket ettiğini çok iyi bildiklerini kaydeden Çeltik, “Bundan 100 yıl önce bu ülkeyi bir jeoloji mühendisi yönetseydi veya bizim meslek dalımız dikkate alınsaydı bunlar yaşanmazdı” şeklinde konuştu.

untitled-1-copy-092.jpg

“DEPREM GÜZEL BİR ZENGİNLİKTİR, DOĞAYA UYUM SAĞLAMAMIZ LAZIM”

 Depremin bir doğa olayı olduğunu vurgulayarak, olması gerektiğinin altını çizen Çeltik, “Depremlerle birlikte kıtalar hareket eder, madenler yukarı çıkar, sıcak sular ortaya çıkar, dağlar meydana gelir, hava akımları oluşur. Aslında deprem güzel bir zenginliktir. Bizim doğaya uyum sağlamamız lazım” ifadelerini kullandı.

 

“DEPREM TEHDİDİ ALTINDAYIZ”

Türkiye’nin tamamının deprem tehdidi altında olduğunu söyleyen Çeltik, “Ülkemizin yüzde 90’ı, nüfusun yüzde 98’i deprem tehdidi altında” diyerek Antalya’nın da deprem tehdidi altında olduğunu vurguladı.

untitled-4-copy-006.jpg

“BU YAŞANAN DEPREM İSTANBUL DEPREMİNİN FRAGMANIDIR”

“Bu yaşanan deprem İstanbul depreminin fragmanıdır” diyen Çeltik, olası bir İstanbul depreminde 4-5 kat yıkım beklediğini söyledi. “Haklı çıkmak istemiyorum ama bunlar gerçekler” diyen Çeltik, riskleri fay hatları üzerinden anlattı.

 

GÖRÜŞ AYRILIKLARI ORTAYA ÇIKTI

Toplantıda konuşmacılar arasında görüş ayrılıkları da ortaya çıktı. Akdeniz Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ramazan Özçelik, JMO Antalya Şube Başkanı Çeltik’in aksine her zemine inşaat yapılabileceğine işaret ederek, “İnşaat mühendisliği alanında bütün problemlerin çözümü var. Yeter ki bu iş ehil insanlar tarafından çözümlensin” dedi. “Her zemine bina yaparız” söyleminin doğa ile inatlaşmak olduğunu vurgulayan Çeltik ise, deprem bölgesinde mühendislik hizmetleri almayan gecekonduların ayakta kalabildiğini belirtti ve “Siz binayı her yere yapabilirsiniz ama buna gerek var mı?” diye sordu. “Gecekondular ayakta” söylemini kabul etmediğini söyleyerek mühendislik hizmeti almayan hiçbir yapıya sağlıklı denemeyeceğini belirten İMO Antalya Şube Başkanı Soner Akdoğan ise, bütün meslek disiplinlerinin birbirlerinin sınırlarını bilerek işbirliği yapılması gerektiğini kaydetti. Toplantıda kentsel dönüşüm de gündeme gelirken, bütüncül kentsel dönüşümün önemine dikkat çekildi. Prof. Dr. Ramazan Özçelik kentsel dönüşümde emsal artışı veya rant gerekiyorsa yapılabileceğini savunurken Mimarlar Odası Başkanı Hasan Çerçiler, buna katılmadığını belirterek bölgeye gelecek araç ve insan sayısı katlandığı zaman yol, okul, yeşil alan gibi ihtiyaçlarının yetersiz kalacağını vurguladı ve kentin kent olmaktan çıkacağını söyledi. Kentsel dönüşüme sadece emsal artışı olarak bakmamak gerektiğinin altını çizen Çerçiler, kent planlamasına ihtiyaç olduğunu dile getirdi. HABER: YUSUF KATRAĞ

untitled-8-copy.jpg

Bu haber toplam 1352 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim