Antalya gastronomi yolunda

Antalya Gastronomi Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (AGYİD) öncülüğünde, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından, gastronomi sektörü dernekleri, konaklama sektörü, restoran yatırımcıları ile seyahat acenteleri temsilcilerinin katılımıyla Antalya’nın ilk Gastronomi Çalıştayı dün Akra Otel’de gerçekleştirildi. “Antalya’nın Gastronomi Destinasyonu Olması İçin Gerekli Stratejiler Çalıştayı” adıyla gerçekleştirilen çalıştayda, gastronomi turizminin önemine dikkat çekildi. Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, AKTOB Başkanı Erkan Yağcı, Antalya OSB Başkanı Ali Bahar, turizm sektör temsilcileri, restoran ve lokanta işletmecileri, seyahat acentecileri ve tur operatörleri ile gastronomi sektöründe uzmanların katılımıyla gerçekleştirilen çalıştayın açılışında konuşan Antalya Valisi Ersin Yazıcı, kentin yöresel lezzetlerinin daha çok öne çıkarılması gerektiğini vurguladı.

“ZENGİN MUTFAĞIMIZI DÜNYAYA TANITACAĞIZ”
Zengin Türk mutfağının dünyaya tanıtılması noktasında Kültür ve Turizm Bakanlığı yönetiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde 21-27 Mayıs tarihlerinin Türk Mutfağı Haftası olarak kutlanmaya başlayacağını söyleyen Vali Yazıcı şunları dile getirdi:

“Önümüzdeki 21-27 Mayıs tarihlerini Türk Mutfağı Haftası olarak kutlayacağız. Kültürümüzün bir parçası olan lezzetlerimizin, zengin mutfağımızın tanıtılması ve dünyaya duyurulması noktasında çok önemli bir gelişme. Kültür ve Turizm Bakanlığımız bu konuda bir gelenek başlatıp Türkiye’nin tüm vilayetlerinde Türk mutfağıyla ilgili güzellikleri ve bize ait özellikleri sergileyecek. Bu konuyla ilgili bakanlığımız ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ adında yine çok güzel bir eser oluşturdu. Bu güzel eserde ülkemizin her köşesinden her yöresinden Türk mutfağına ait yemek çeşitleri var. İnşallah bu eserler ve girişimlerle zengin mutfağımızı dünyaya daha iyi tanıtacağız.”

“GASTRONOMİ TURİZMİ, ALTERNATİF KAYNAKLARIN BAŞINDA GELİYOR”

Turizmin başkenti Antalya için alternatif turizm noktasında gastronominin çok önemli olduğunu vurgulayarak çalıştayın turizmin başkenti Antalya’ya, alternatif turizm noktasında katkı sunacağına yürekten inandığını söyleyen Vali Yazıcı, “Burası turizm şehri. Ülkeler artık turizmde farklılaşmaya alternatif kaynaklar üretmeye başladı. Gastronomi turizmi de bunların başında geliyor. Bu kadar yoğun misafir ağırlayan turizmin başkenti Antalya’mızda da gastronomi ile ilgili bir eksiğimiz olduğu bir gerçek. Dünyanın her bir köşesinden deniz, kum, güneş için şehrimize gelen insanlara bölgemize ait ve kültürümüzün parçası olan lezzetleri tanıtmamız gerekiyor” diye konuştu.

“MİSAFİRLERİMİZ YÖRESEL LEZZETLERLE TANIŞTIRILMALI”

Kente gelen misafirlerin özellikle Antalya’ya özgü yöresel lezzetlerle tanıştırılması gerektiğini kaydeden Yazıcı, “Geçenlerde Meclis Başkanımızın programında Doğu Avrupa Meclis Başkanları ve Başkan Vekilleri ile aynı masayı paylaşmıştım. Programın düzenlendiği otel menüsü tamamen Antalya’ya özeldi. Misafirler o kadar çok etkilendiler ki anlata anlata bitiremediler. Gelen misafirlerimizi bize öz bize ait olan lezzetlerle buluşturmalıyız. Dünya şehri Antalya’mızın lezzetlerini tüm dünyaya tanıtmalıyız. Dışarıdan gelen bütün heyetlere yemeğin tamamı olmasa bile bu şehrin kültürünü yansıtacak, lezzetlerini yansıtacak yemeklerden sunalım. Turizmde her şeyini ispatlamış olan şehrimiz gastronomi noktasında da daha fazla öne çıkarak deniz, kum ve güneşin yanında yöresel lezzetlerimizi de gelen misafirlerimize sunalım. Bunu başarabileceğimize inancım tam. Biz Valilik olarak devlet olarak daima yanınızdayız. Turizmin başkenti Antalya’mızı hep birlikte gastronomi manasında dünya nezdinde adını duyuran bir şehir yapmak için el birliğiyle çalışalım” dedi.

“UMARIM GEREKLİ MESAFEYİ ALIRIZ”

Pandemi öncesinde konuşulmaya başlanan gastronomi turizmi konusunda ortak bir toplantıda buluşmanın sevindirici olduğunu belirten ATSO Başkanı Davut Çetin ise, “Oda olarak bu konuyu pandemi öncesinde çalışma programımıza koymuştuk. Hatta Cumhuriyet meydanında gastronomi festivali ile başlama projemiz vardı. Pandemi nedeniyle yapamadık. Ocak ayında AGYİD ve restorancılık komitemiz ile gastronomi konusunu konuşmaya başladık. Bu toplantı güzel bir başlangıç oldu. Umarım ki bütün paydaşlarla birlikte bu yolda gerekli mesafeyi alırız” ifadelerini kullandı.

“TURİZMİ ÇEŞİTLENDİRMEYE, MARKA DEĞERİNİ ARTIRMAYA ÇALIŞIYORUZ”

ATSO olarak yıllardır Antalya turizmini çeşitlendirmeye, kentin marka değerini artırmaya çalıştıklarının altını çizen Çetin, “Kent turizmini geliştirme konusunda önce kültür ve sanat projeleri yaptık. Rota Antalya gibi dijital turizm uygulamalarına başladık. Sonra gastronomi turizmi, sağlık turizmi gibi alanları çalışma programımıza dahil ettik. Antalya piyazına, serpme böreğe, tahinli kabak tatlısına, turunç kabuğu ve bergamut kabuğu reçeline coğrafi işaret aldık. Bu konuda sosyal medya reklamları yapınca gastronominin tanıtımdaki önemini daha iyi gördük. Sonra gastronomi sektöründe dijital ve çevreci dönüşümü gündemimize aldık. Çünkü Antalya 4.0 projesinden bu yana dijital destinasyon yönetimi için çaba harcıyoruz. Dijital destinasyon yönetiminde kent halkına ve turiste dönük aplikasyonlarla kent turizmini desteklemek, turizme bağlı işletmeleri, kentin ticaretini bu sisteme dahil etme gibi bir dizi faaliyet gerekiyor” şeklinde konuştu.

“İŞLETMELER EKONOMİK SIKINTIDAN KAFALARINI KALDIRAMIYOR”

İşletmelerin, güncel ekonomik sıkıntılar yüzünden kafalarını kaldırıp uzun vadeli konulara yatırım yapamadıklarını söyleyen Çetin, şunları dile getirdi:

“Biz dijitalleşme projesi için biraraya geldiğimizde elektrik zamlarını konuştuk. Son dönemdeki gıda enflasyonu, sektörü çok zorluyor. Alkollü içki ülkemizde özel bir vergi alanı oldu. Son dönemde şef ve garson eğitimini geliştirelim derken bu alanlarda eleman bulunamıyor. Pandemi kısıtlamaları kalktı ama eğlence mekanlarında saat sınırlamasını bu hafta zorla saat 01.00’e çekebildik. Oysa yeme-içme ve gastronomi kültürdür, kent kültürüdür, sanattır. Bu kültürü olmayan, eğlenmeyen bir toplum sağlıklı olamaz. Gastronomi sektörü creatif, yani yaratıcı sektördür. Sosyal sektördür. Her kentin olmazsa olmazıdır, özel destek verilmesi gereken bir sektördür.”

“ANTALYA’NIN UNVANLARINA GASTRONOMİ KENTİ UNVANINI DA KATMALIYIZ”

“Antalya turizm yatırımında, tarım yatırımında, konut yatırımında bir yere geldi. Artık daha fazla üretmeye değil, daha yüksek katma değerli ve çevreci üretime geçmemiz gerekiyor” diyen Çetin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Antalya’nın her sektöründe, turizmde, ticarette, gastronomi alanında, sanayide başarılı, marka olmuş işletmelerimiz var. Fakat önemli olan başarılı işletmeleri çoğaltarak küme oluşturmak. Gastronomide az sayıda yıldız yaratmanın ötesine geçmeli, kentte gastronomi kültürünü geliştirmeli, Antalya’nın unvanlarına gastronomi kenti unvanını da katmalıyız. Kuşkusuz Antalya bir Gaziantep, Hatay gibi turizmde tek alana yoğunlaşamaz ama Antalya gibi bir turizm başkentinde turizmin her dalında mutlaka belirli bir düzeyin üzerine çıkmalıyız. Kültür, eğlence, gastronomi, spor, sağlık, fuar gibi her dalda Antalya yüksek bir çıtayı hedeflemeli. Gastronomide ancak yerel yönetimlerimizin kararlı adımlarıyla, gerekli kurumsal yapıyı oluşturabilirsek başarılı oluruz. Gastronomi turizminin bir ayağı eğitim ve ar-ge. Yani üniversitelerimizin dahil olması gereken bir ayaktır. Bir ayağı festival ve yarışma gibi teşvik edici etkinliklerdir. Bir ayağı mekansal planlama, denetim, belgelendirmedir. Bir ayak tedarik ve üretim ağıdır. Diğer ayak ise tanıtım ve özellikle dijital araçlardır. Dolayısıyla bir stratejik planla başlanması, bütün paydaşların bu işte sorumluluk alması ve elini taşın altına koyması gerekiyor.”

“GASTRONOMİ AĞI KURABİLİRİZ”

Antalya’da yiyecek-içecek hizmetleri sektöründe 6 bin civarında işletme bulunduğuna dikkat çeken Çetin, “Bu işletmelerin yarısı, yani 3 bine yakını bizim üyemiz. Dolayısıyla sektörün gelişmesi için mümkün olan her şeyi yaparız. Oda olarak eğitim, festival ve yarışma gibi etkinliklerde her zaman varız, destek oluruz. Tedarik ağı konusunda 26-27 Mayıs’taki Batı Akdeniz Ticaret Buluşmaları’nda ilk adımı atıyoruz. Orada işbirliği yapması gereken sektörlerimizden bazılarını bir araya getireceğiz, sonra da belirli temalarda sektörel ağları kalıcı hale getireceğiz. Restoranlarımıza da tarım, gıda gibi tedarikçi sektörlerle buluşma imkanı sağlayacağız. Burdur ve Isparta üreticileri de katılacak. Yani 27 Mayıs’tan itibaren Antalya gastronomi ağını tarım üreticilerinden başlayarak kurabiliriz. Bunlar dışında da bu alanda ortak girişimlere katkı veririz. Belgelendirme alanında destek veririz. Mesleki yeterlik belgesi veriyoruz, dolayısıyla eğitimlere de katkı sağlarız. Tanıtım ayağında zaten çalışıyoruz. Rota Antalya ve Antalya com.tr çalışmalarını birleştirip daha ileri götürebiliriz. Yerel yönetimlerimiz de mekansal planlama, belgelendirme, denetim, tanıtımda öncü olacaktır” ifadelerini kullandı.

“GASTRONOMİ, ZENGİNLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRECEK ÖNEMLİ BİR UNSUR”

Başkan Muhittin Böcek’in yoğun programı nedeniyle küçük bir rahatsızlık geçirdiğini ve katılamadığını belirten Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer ise, Antalya’nın en çok misafir ağırlayan dünyadaki 10 şehirden biri olduğuna dikkat çekti. Antalya’nın doğal ve kültürel değerleriyle dünyanın vazgeçilmez kentlerinden birisi olduğunu vurgulayan Tuncer, “Sahip olduğu birçok değer ve her geçen gün yenileri eklenen yeni özellikler canlı bir yaşam zenginliği sunmakta. Gastronomi bu zenginliği güçlendirecek en önemli unsurlardan birisi ve tüm dünyada yükselen bir trend” dedi.

“GASTRONOMİ FESTİVALİ DÜZENLEMEYİ PLANLIYORUZ”

1-4 Eylül 2022 tarihlerinde Uluslararası Gastronomi Festivali düzenlemeyi planladıklarını bildiren Tuncer, “Dünyanın bir çok ülkesinden katılacak olan şeflerin sunumlarıyla Antalya’nın ilk gastronomi fuarına hep birlikte ev sahipliği yapacağız. Bu çalıştaydaki fikir ve kararlar bize destek sağlayacak ve yapacağımız festivalin şekillenmesinde büyük bir yarar sağlayacak” açıklamasında bulundu.

“ÖRNEK BİR GASTRONOMİ ŞEHRİNİ HEP BİRLİKTE TESİS EDECEĞİZ”

Derneği kurarken amaçlarının sektörün ortak sesi olmanın yanında sektörle ilgili standartları geliştirmek, ulusal yerel yönetimlerle iletişimi artırarak ortak projeler geliştirmek olduğunu belirten AGYİD Başkanı Zeki Özen ise, “Şehrimizi yeme-içme konusunda öne çıkarmaya çalışıyoruz. Bunun ilk adımını burada hep birlikte atıyoruz. Antalya’yı nasıl bir gastronomi destinasyonu haline getirebiliriz? Gastrocity olmak ne kadar uzaklıkta?” dedi. Sektörün etik, hijyen, iletişim, vizyon, eğitim gibi birçok konusu olduğunu belirterek hepsini kendilerine dert edindiklerini bildiren Özen, “Hepimizin çok iyi olacağı örnek gastronomi şehrini hep birlikte tesis edeceğiz” diye konuştu. Eski stadyum alanında yapılan binada Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte Vatan Kahvesi Kahve Dükkanı Gastronomi Eğitim ve Gelişim projesinin yakın zamanda hayata geçirileceğini bildiren Özen, bunun bir başlangıç olacağını söyledi.

İLK PANELİN KONUŞMACILARI UYSAL VE ESEN OLDU

7 panel halinde gerçekleştirilen çalıştayın açılış konuşmalarının ardından Emin Altıner moderatörlüğündeki ilk panelin konuşmacıları Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ve Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen oldu.

“ETKİNLİKLERİMİZDE GASTRONOMİ ÖNEMLİ BİR BAŞLIK”

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, belediye olarak gerçekleştirdikleri birçok etkinlikte gastronominin bir başlık olarak yer aldığını söyledi. 29 Mayıs – 5 Haziran tarihlerinde düzenlenecek 6’ncı Yöreler Renkler Festivali’nin gastronomi ağırlıklı olduğunu, Kaleiçi Old Town Festivali içinde gastronominin önemli bir yer tuttuğunu aktaran Uysal, bu çerçevede Antalya usulü paça çorbası için Coğrafi İşaret Tescil Belgesi başvurusunda bulunduklarını bildirdi.

“İHTİYACIMIZ OLAN PLANLAMA”

Antalya için gastronomi alanında ihtiyaç olanın kapsamlı bir gastronomi gelişim projesi hazırlamak olduğunu belirten Uysal, “Gastronomi alanında ihtiyacımız olan kapsamlı, toplam gastronomi gelişim projesi hazırlamak” dedi. Hazırlanacak projenin de uygulanabilir olması gerektiğinin altını çizen Uysal, bunun sadece turist çekmek ya da kısa sürede daha fazla para kazanmak gibi beklentilerle değil “Bu şehrin gastronomisi nedir?” sorusu etrafında şekillenmesi gerektiğini vurguladı.

“ÜZERİMİZE NE DÜŞERSE KATKI SAĞLAMAYA HAZIRIZ”

“Biz kendimiz bunu tamamladığımızda, kendimiz için yaptığımızda başkalarının da dikkatini çekecek” diyen Uysal, eser ortaya çıkınca seyahat acentelerinin, turizmcilerin bunu işe dönüştürmek isteyeceğini söyledi. Öncelikli olanının işin kendisini inşa etmek olduğunu dile getiren Uysal, “Uygulamada bize ne düşürse katkı sağlamaya hazırız. Yerel yönetimler zaten şehrin emrindedir” diye konuştu.

“YEMEK KONUSUNDA GENİŞ BİR YELPAZEYE SAHİBİZ”

Milyonlarca yabancı turistin ziyaret ettiği Türkiye ve Antalya’da yöresel mutfaklar kadar dünya mutfaklarının da en iyi şekilde sunulması gerektiğini kaydeden Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen ise, Antalya’nın yemek konusunda çok geniş bir yelpazeye sahip olduğunu söyledi. Bunun daha da ileri seviyelere taşınması için yerel yöneticiler olarak üzerlerine düşeni yapacaklarını dile getiren Esen, özellikle turizm konusunda kent paydaşları ile ortak hareket ettiklerini söyledi.

“UZMANLARI DİNLİYORUZ”

Yerel yönetimlerin geniş bir çalışma alanının olduğunu ifade eden Esen, özellikle çok fazla bilgi gerektiren konularda uzmanları dinlediklerini belirtti. Bir belediye başkanının ilk bilmesi gereken şeyin, bilenleri dinlemek olduğunu ifade eden Esen, gastronomide uzman olan sektör temsilcilerini dinlemek için çalıştaya katıldıklarını belirtti. Antalya’nın, gastronomi turizminde aktif olduğunu ve ilerlediğini söyleyen Esen, şunları söyledi:

“Hem dünyadaki kriz hem de Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar yüzünden maliyetler yükseldi. Bu da satışın yapıldığı anda yapılan hesap ile harcamanın gerçekleştiği 6 ay sonraki maliyetler arasındaki farkı yükseltiyor. Biz de zarar ve düşük kazancın turizmimizin kaderi olmaması gerektiğini her yerde her zaman dile getirdik.”

“YEMEK KÜLTÜRÜ SOKAKLARDA DA OLMALI”

Otellerdeki her şey dahil sisteminin kalitesinin git gide yükseldiğini söyleyen Esen, gastronomideki kalite yükseltme çalışmalarının sadece turizme yüklenmemesi gerektiğine değindi. Şehir merkezi ve sokaklarda da lezzetli yemek istasyonlarının oluşturulması gerektiğini belirten Esen, Türkiye’nin zengin bir yemek kültürüne sahip olduğunu ifade ederek, “Özellikle yemek kültürü açısından böylesine zengin bir ülkenin zengin bir kentinde bunun mutlaka sokaklarda da olması lazım. Bu olduğu zaman emin olun ki sadece bunun için bile şehrimizi ziyaret etmek isteyen olacaktır” dedi.

Z KUŞAĞINA DİKKAT ÇEKTİ

Yemek konusunda özellikle yeni müşterilerin büyük bir bölümünü oluşturan Z kuşağını hem Türkiye’de hem de dünyada isteklerinin tahmin edilmesi en zor kesim olduğunu dile getiren Esen, Z kuşağının isteklerinin iyi analiz edilip tespit edilmesi gerektiğini vurguladı. Z kuşağı ile ilgili net bir veri ve analiz sonucunun bulunmadığına değinen Esen, “Biz Z kuşağının siyasal tercihlerinin ne olduğu konusunda bir tespite sahip değiliz. Kısacası tam olarak tanımadığımız bir kuşak bizim seçmenimiz sizin de müşterinizdir. Hepimiz tahminler üzerinden gidiyoruz. Dolayısı ile bizlerin lezzet istasyonları olarak tanımladığımız şey, oturup güzelce yemeğimizi yediğimiz yer derken, dünyada Z kuşağı olarak tanımladığımız çocuklarımızın belki sokak lezzetleridir” diye konuştu. 

KATKI SUNANLARA PLAKET VERİLDİ

Çalıştayda, AGYİD Başkanı Zeki Özen tarafından desteklerinden dolayı Antalya Valisi Ersin Yazıcı’ya, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer’e, ATSO Başkanı Davut Çetin’e, katkılarından dolayı da Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ve Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen ile diğer konuşmacılara plaket verildi. HABER: YUSUF KATRAĞ