“Antalya’da yaşamanın değerini bilmeliyiz”
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ATSO) Mayıs ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı Süleyman Özer’in başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Oda faaliyetlerinin yanı sıra, ekonomi ve gündeme yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu. 26-27 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirdikleri Batı Akdeniz Ticaret Buluşmaları’na dikkat çeken Çetin, hedefin il ve bölge ticaretini artırmak olduğunu söyledi. Ekonomide kalıcı büyüme için enflasyon ve döviz meselesinin çözülmesi gerektiğini vurgulayan Çetin, kapsamlı bir program hazırlanmasının şart olduğunu belirtti. Sektörlerin alım gücündeki düşüşün sıkıntısını yaşadığını dile getiren Çetin, enflasyonun maliyetleri çok artırdığını söyleyerek turizmde kalite kaybı uyarısında bulundu. Antalya’da yaşamanın değerli olduğunu vurgulayan Çetin, sorunların hep birlikte çözülmesi gerektiğini söyledi. Şehri canlandıracak projelere ihtiyaç olduğunu da kaydeden Çetin, daha fazla kamu yatırımı ve destek talebinde bulundu.
GERÇEKLEŞTİRDİKLERİ FAALİYETLERE DİKKAT ÇEKTİ
Pandemi sonrasında yoğun bir faaliyet döneminin içerisine girdiklerini belirten Çetin, toplantı ve etkinliklerinin arttığını bildirdi. Nisan ve Mayıs aylarında gerçekleştirdikleri bazı etkinliklerden bahseden Çetin, Antalya Gastronomi Yatırımcıları ve İş İnsanları Derneği (AGYİD) ile birlikte Antalya Gastronomi Çalıştayı’nı gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, kentin gastronomi alanında da hak ettiği konuma gelmesini diledi. Antalya Çevreci Dönüşüm Çalışma Grubu’nun ilk raporlarının kamuoyu ile paylaşıldığını hatırlatan Çetin, nihai raporu hazırlamakta olan Çalışma Grubu’nun tarım, turizm ve sanayide yol haritasını çalışılacağını bildirdi. ATSO’nun 140’ncı yılına özel AKS’de Rodin sergisinin de geçtiğimiz günlerde açıldığını hatırlatan Çetin, eserlerin koleksiyoneri Kıbrıs’lı iş insanı Erbil Arkın’a teşekkür ederek, “Hedefimiz Antalya’nın sanat kenti olmasına destek vermek, kent merkezinde turizmi ve ticareti canlandırmak. Şehirde Rodin sergisi afişi gören, duyan turist gelip sergiyi geziyor. Biz bunu Antalya’nın imajı için yapıyoruz ve bu konuda şehir esnafından ve turizmcilerden de çaba bekliyoruz. Acenta ve rehberlerimiz de turlarına sergiyi ilave etmeli” diye konuştu.
“HEDEFİMİZ İL VE BÖLGE TİCARETİNİ ARTIRMAK”
26-27 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirdikleri Batı Akdeniz Ticaret Buluşmaları’nı da hatırlatan Çetin, şunları dile getirdi:
“2 günde Devlet Destekleri Zirvesi, SANTEK, Networking ve B2B, E-ticaret sokağı gibi farklı etkinliklerde Antalya, Isparta ve Burdur’un oda, borsa, İhracatçılar Birliği, Esnaf Sanaatkarlar Birliği ve SİAD üyelerini biraraya getirdik. Üç il olarak, bütün oda ve borsalarımızla, 80 civarında kurumla büyük bir bölgesel birlikteliğe imza attık. Bu organizasyonla 22 yıl önce kurulan ve bu dönemde başkanlığını yaptığımız Batı Akdeniz Geliştirme Vakfı sorumluluğumuzu da yerine getirmiş olduk. Hedefimiz bölge ve il içinde ticareti artırmak. Bölge içi, hatta Antalya içi ticaretimiz olması gereken düzeyin altında. Bölge ve Antalya firmaları arasındaki ticareti artırırsak daha fazla katma değer bölgemizde ve ilimizde kalır.”
“NETWORKİNG VE B2B PLATFORMLARINI KALICI HALE GETİRECEĞİZ”
Devlet Destekleri Zirvesini’nin bu yıl 6’ncısının yapıldığına işaret eden Çetin, “Networking ve B2B etkinliklerini ilk kez yaptık. Networking çalışma programımızda olan bir konuydu ve ilgi olursa sürekli hale getiririz diye düşündük. Beklediğimizden fazla ilgi gördü. Bilişim, turizm, gıda ve tedarikçi firmalar ve ihracatçılarımız 100 civarında B2B görüşmesi yaptılar. Ticaret anlaşması yapan firmalar oldu. İlk kez yapmamıza rağmen, kısa zamanda bu başarı elde ediliyorsa gelecek yıllarda bu etkinlik çok daha büyük bir boyuta ulaşacaktır. Firmalarımız ve sponsorlarımız gelecek yıl da katılacaklarını söylediler. Bundan sonra üyelerimiz için sektör içi ve sektörlerarası networking ve B2B platformlarını kalıcı hale getireceğiz. Antalya ve Batı Akdeniz ticaret ağlarını sektör sektör sanal ortamda da kuracağız” dedi. Ticaret Buluşmaları için başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olmak üzere birçok kurum ve kuruluş ile firmadan destek aldıklarına da dikkat çeken Çetin, destek ve katkı verenlere teşekkür etti.
“BİRİNCİ ÇEYREKTE KAZANAN FİNANS SEKTÖRÜ OLDU”
“Hükümetin görevi ekonomide istikrarı sağlamak, bizim görevimiz ise yerel ve bölgesel kalkınma için vizyon ve proje geliştirmek” diyerek ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çetin, “Birinci çeyrek büyüme beklendiği gibi yüzde 7,3 düzeyinde açıklandı. Büyümede ücret artışları, kredi artışı, tüketimin erkene alınması ve ihracat rol oynadı. Ekonomide birinci çeyreğin kazanan sektörü finans sektörüdür. Bilişim sektörü diğer sektörlerden daha hızlı gelişme göstermekte. Konaklama ve yiyecek-içecek hizmetleri pandemi sonrası baz etkisiyle büyüdü. Tarımda daha fazla büyüme bekliyorduk. Soğuk hava ve girdi maliyetleri artışı tarımda büyümeyi sınırladı” ifadelerini kullandı.
“KALICI BÜYÜME İÇİN ENFLASYON VE DÖVİZ MESELESİ ÇÖZÜLMELİ”
Son haftalarda enflasyon nedeniyle piyasada yavaşlama başladığına işaret eden Çetin, konuşmasına şöyle devam etti:
“Turizm sezonu bir süre daha canlanma sağlar. Temmuz ayında emekli maaşları artışı biraz katkı yapar. Bunun ötesinde ekonomide kalıcı ve istikrarlı büyüme için enflasyon ve döviz meselesi çözüme kavuşmalı. Enflasyon, girdi maliyeti, kredi konularında 4-5 aydır benzer şeyleri konuşmaya devam ediyoruz. Enflasyon bir yandan, döviz bir yandan artmaya devam ediyor. Son bir ayda döviz yüzde 10’a yakın arttı. Şu anda ihracat sayesinde kazanan sektörler var ama diğer tarafta bu enflasyona ücret yetişmiyor, kredi yetişmiyor, ciro yetişmiyor. Son 6 ayda ekonomiye 800 milyar lira TL kredi girdi. Bunun ancak 200 milyarını KOBİ’ler aldı. ‘Büyük şirketler kredi almak yerine borsaya girmeli’ dedik, borsaya girişler arttı ama yetersiz, KOBİ’lere kredi kalmıyor. Bu dönemde enflasyona rağmen ihracat artışı en büyük şirketlere avantaj sağladı. Faiz indirimleri finans sektöründe kârları çok arttı. Baştan beri yüksek enflasyonun KOBİ’leri zorlayacağını söyledim, veriler de bu durumu yansıtmakta. Hem KOBİ’lerin yaşaması hem de toplumun refahı için enflasyonla mücadelede kararlı olunmalı.”
“KAPSAMLI BİR PROGRAM AÇIKLANMALI”
Ekonomi yönetiminin küresel koşulların iyileşmesini, turizmden döviz girişinin artmasını beklemekte olduğunu söyleyen Çetin, “Dünyada gıda enflasyonu ve gıda kıtlığı ciddi bir tehdit haline geldi. Türkiye’de ise yağışlar nedeniyle buğday ve tahılda üretim artışı bekleniyor. Böylece gıdada fiyat artışlarının yavaşlayacağı ümit ediliyor. İnşallah böyle olur ama döviz rezervimiz yetersiz. Döviz arttıkça akaryakıt, gübre ve diğer girdiler artıyor. Bu nedenle beklemek yerine karar verme zamanıdır. Dövizi müdahale veya süper bono gibi araçlarla tutmaya çalışmak yerine kesin hedefleri olan, takvimli eylemler içeren kapsamlı bir program açıklanmalı” açıklamasında bulundu.
“SEKTÖRLER ALIM GÜCÜNDE DÜŞÜŞÜN SIKINTISINI YAŞIYOR”
Antalya ekonomisinin de Türkiye’nin bir parçası olduğunu vurgulayan Çetin, “Ülke genelinde beyaz eşya, otomotiv gibi sektörlerde daralma olduğunu biliyoruz. Birçok sektör alım gücünde düşüşün sıkıntısını yaşıyor. Bununla birlikte, Antalya’da turizmde canlanma, konut satışı, ihracat, sebze ve meyvede fiyat artışları ticari canlanmaya katkı sağlamakta. Turizmde 2 milyon 400 bin yabancı ziyaretçiye ulaştık. Geçen yıla göre 3 kat artış sağladık ama 2018’de 2 milyon 800 bin, 2019’da 3 milyon 300 bin ziyaretçimiz vardı. 2018’e göre yüzde 14, 2019’a göre yüzde 27 gerideyiz” dedi.
“ENFLASYON MALİYETLERİ ÇOK ARTIRDI, TURİZMDE KALİTE KAYBI YAŞANABİLİR” UYARISI
Savaştan dolayı Rusya ve Ukrayna pazarları eksikliğinin hissedildiğini kaydeden Çetin, “THY Moskova seferleri artırdı. Diğer şirketlerimiz de seferler koyuyor ama yeterli olmuyor. Elbette, ciddi bir savaş yaşandığını unutmayalım. Rusya ve Ukrayna kaybına rağmen Avrupa pazarındaki çıkış da sevindirici bir gelişme. Belek, Kundu, hatta şehir içi otellerimiz daha iyi ama Rusya pazarına yönelik çalışan yerler ve şirketlerde durum farklı. Ayrıca, fiyat ve gelir tarafına da dikkat edilmesi gerekiyor. Turizmde enflasyon nedeniyle maliyetler çok arttı. Fiyatlar düşük kalırsa kalite kaybı yaşanır ve uzun dönemde acısını hep birlikte çekeriz. Fiyat ve kalite konusunda hassas olmalıyız” uyarısında bulundu.
“YABANCI SERMAYELİ ŞİRKETLERDE RUSYA İLK SIRADA”
Rusya ve Ukrayna’dan Antalya’ya yönelik ilginin arttığına da işaret eden Çetin, “Bu ilgi Mayıs ayında da devam etti. Mayıs ayında kurulan şirketlerimizin dörtte biri yabancı sermayeli şirket oldu. Beş ayda kurulan yabancı sermayeli şirket sayımız 451’e yükseldi. İlk sırada Rusya kökenli şirketler geliyor. İlginç olan şey, 1 Ocak-30 Mayıs arasında kurulan 451 yabancı sermayeli şirketin 56 ülkeden gelmesidir. Toplam kurulan şirket sayısında da İzmir’e yaklaşıyoruz” diye konuştu.
“KİRA ARTIŞINDA İLK SIRADAYIZ”
Konut sektöründe de Antalya’ya ilginin yüksek olduğuna işaret eden Çetin, “Nisan ayında konut fiyatı artışında yüzde 140 oranıyla ilk sıradayız” dedi. Bahçeşehir Üniversitesi’nin kiralık daire ilanları araştırmasını paylaşan Çetin, “Antalya kira artışında yüzde 329 artışla ilk sırada. Hatta sadece artışta değil, kira değerlerinde de öne geçmiş durumdayız. Buna ilimiz ilgi görüyor, para giriyor diye de bakılabilir ama kuşkusuz bir de yaşayanlar, çalışanlar, kira ödeyenler açısından bakmak gerekir. Avrupa’da birçok şehirde kiralara kontroller getirildi. Şimdi bizde de bu tür uygulamalar gündemde. Konut fiyatları artınca ilimizde inşaat yatırımları da artıyor. Yapı ruhsatları Türkiye genelinde inşaat sektöründe geçen yıla göre üretimde yavaşlamaya işaret ediyor” ifadelerini kullandı.
“ANTALYA, ÜLKE GENELİNE GÖRE DAHA HIZLI TOPARLANIYOR”
Ülke genelinde 3 ayda ruhsat alınan daire sayısının 125 bin olduğunu belirterek geçen yıl 175 bin olduğunu hatırlatan Çetin, Türkiye’de yapı ruhsatları düşerken Antalya’da artış gerçekleştiğini dile getirdi. İlk 3 ayda Antalya’da inşaat ruhsatı alınan daire sayısının Ankara ve İzmir’i geçtiğini açıklayan Çetin, “Ümit ederim ki maliyet ve fiyat artışları talepte düşüş yaratmaz ve üretim devam eder. Çünkü, inşaat ekonomiyi sürükleyen sektörlerden birisi. Bu veriler pandemi dönemine göre Antalya’da Türkiye geneline göre daha hızlı bir toparlanmaya işaret ediyor. Elbette ki 2 yılın kaybından sonra bu canlanma, işler çok iyi anlamına gelmez ama biraz nefes almamızı sağlamakta” dedi.
“ANTALYA’DA YAŞAMANIN DEĞERİNİ İYİ BİLMELİYİZ”
ATSO komitelerinden gelen soranlara da dikkat çeken Çetin, konuşmasına şöyle devam etti:
“Sorunları, ümitsiz ve karamsar olmadan, daha iyisi olsun diye konuşuyoruz. Antalya’ya bugünlerde günde 50-60 bin yabancı ziyaretçi geliyor. Türkiye’de kurumlar ve şirketler toplantılarını ilimizde yapıyor. Antalya turizmi sadece Antalya’nın gençlerine değil, Türkiye’nin dört bir yanından gelen gençlere iş sağlıyor. Avrupa’da havalimanları pandemi sonrası artan talebe halen uyum sağlayamadı. Bir çok ülkede personel yetersizliği nedeniyle sıkıntı yaşanıyor. Biz havalimanımızdan acentalarımıza kadar bu süreci nispeten daha kolay atlattık. Antalya’da yaşamanın, çalışmanın, iş ve yatırım yapmanın değerini her zaman bilmeliyiz. Daha iyisi, daha güzeli için el birliğiyle çalışmalı, sektörlerimize ve ilimize katkı yapmak için proje üretmeye devam etmeliyiz.”
“SORUNLARI HEP BİRLİKTE ÇÖZMELİYİZ”
“İl içerisinde çözebileceğimiz sorunları hep birlikte çözmeliyiz” diyen Çetin, Antalya Kültür ve Sanata gelen bir turistin ‘Şehir merkezinde bilgi alacak yer yok’ diye şikayette bulunduğunu belirterek, “Bu konularda hep birlikte adımlar atabiliriz. İç ve dış hatlardan çıkan yabancı, kent merkezinde gezen yabancı hemen yardım ve bilgi alabilmeli. Bir dönem kent merkezinde gençler turistlere yardımcı olmak üzere görevlendirilmişlerdi. Antalya gibi bir turizm başkentinde bu tür hizmetler sürekli hale gelmeli. Valiliğimiz, Belediyelerimiz, hep beraber bu tür projeleri gerçekleştirebiliriz. Dijital alanda da Rota Antalya gibi uygulamalarımızla destek olabiliriz. Bu konuları kent olarak daha fazla konuşmalıyız” diye açıklamada bulundu.
“KENTİ CANLANDIRACAK PROJELERE İHTİYAÇ VAR, DAHA FAZLA KAMU YATIRIMI VE DESTEK TALEP EDİYORUZ”
Kenti canlandıracak projelere ihtiyaç olduğunun da altını çizen Çetin, “Kültür ve Turizm Bakanlığımız, İstanbul ve Ankara’da kültür yolu festivalleri başlattı. Antalya için de bir proje yapılacaktır diye düşünüyorum. Antalya daha fazla kamu yatırımını, daha fazla özel projeyi de hak etmekte. İstanbul’da son 1-2 yılda Galataport, Atatürk Kültür Merkezi gibi çok sayıda proje yapıldı. Biz bir müze projesinde ilerleme sağlayamadık. İstanbul Ticaret Odası başkanı İstanbul için özel teşvik programı talep etti. İstanbul zaten ulaştırmadan kültüre en büyük projeleri aldı. Turizme en fazla gelir desteği sağlayan ve pandemiden en fazla etkilenmiş il olarak biz de daha fazla kamu yatırımı ve destek talep ediyoruz. Aslında en önemli mesele istikrar, huzur, birlik ve beraberliktir. Bunu başarırsak ekonomi de turizm de daha iyi olur” sözleriyle konuşmasını tamamladı. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim