ATB üyelerinden asgari ücret değerlendirmesi
Asgari ücret artışının iş dünyasına etkilerini değerlendiren ATB Meclis Üyeleri, önemli olanın enflasyonun önüne geçmek olduğuna dikkat çekti. Üyelerden maliyetlerin özellikle orta ve küçük işletmelerde yıkıma sebep olacağı şeklinde değerlendirmeler aldıklarını belirten ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, kamudan bölgesel asgari ücret ve çalışanların gelir vergisi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi konularını gündeme almasını beklediklerini söyledi.
2022 yılının son yarısında net 5 bin 500 lira olan asgari ücret, 2023 yılı ile birlikte net 8 bin 506 liraya yükseldi. Asgari ücretle çalışanlar bu ay maaşlarını zamlı olarak alacak olmanın heyecanını yaşarken, işverenler asgari ücretin maliyetlerini artırmasından dolayı sıkıntılı. Asgari ücret artışının iş dünyasına etkilerini değerlendiren Antalya Ticaret Borsası (ATB) Meclis üyeleri, yüksek enflasyon karşısında artışın çalışanların refah seviyesini çok fazla yükseltmeyeceğine dikkat çekerek önemli olanın enflasyonun önüne geçmek olduğunu kaydetti. Çalıştırdıkları insanların refah düzeyinin artmasını kendilerinin de istediklerini vurgulayan ATB üyeleri, asgari ücret artışının fiyatlara yansıtılacağına dikkat çekti. Artan girdi maliyetlerinin ardından açıklanan asgari ücretin üzerindeki prim ve vergi yüklerinin, tarım sektöründe iş yapan insanları diğer sektörlere oranla ilave olarak zorlayacağını söyleyen ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, kamudan beklentilerini açıkladı.
“ORTA VE KÜÇÜK İŞLETMELERDE YIKIMA SEBEP OLACAĞI ŞEKLİNDE DEĞERLENDİRMELER VAR”
Üyelerden asgari ücretin yıllık maliyeti 50 bin lira artırdığı şeklinde değerlendirmeler aldıklarını belirten Çandır, “Biz elbette çalışanlarımızın maksimum düzeyde yaşamlarını sürdürmesini, gelir elde etmesini istiyoruz ama bize üyelerimizden gelen bu maliyetlerin özellikle orta ve küçük işletmelerde yıkıma sebep olacağı şeklinde değerlendirmeler var. Asgari ücretin yıllık maliyetinin 50 bin lira arttığı şeklinde değerlendirme var. Tüketen insanların enflasyondan dolayı ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı bir bedel var, diğer taraftan da işletmelerin idare etmek için zorlandığı bir dönemdeyiz” dedi.
“TARIM SEKTÖRÜNÜ İLAVE OLARAK ZORLAYACAK”
Artan girdi maliyetlerinin ardından açıklanan asgari ücretin üzerindeki prim ve vergi yüklerinin, tarım sektöründe iş yapan insanları diğer sektörlere oranla ilave olarak zorlayacağını söyleyen Çandır, şunları dile getirdi:
“Tarım sektöründeki iş gücü probleminin azaltılması, kırdan kente göçün engellenmesi ve üretimin arttırılması için; işçi ve işveren tarafından ödenen SGK ve BAĞ-KUR primleri ile vergilerin maliyetlerinin en az yüzde 75’inin kamu tarafından karşılanmasını talep ediyoruz. Kamunun bu maliyete katlanması durumunda tarımda kendi adına ya da başkası adına, sürekli veya dönemsel çalışan kayıtlılık oranı hızla artacaktır. Hatta öyle ki, devlet bu durumdan daha kârlı çıkacak ve kısa sürede şimdikinden daha fazla gelir elde edecektir. İşverenin üzerindeki yükü, rekabetçi bir düzeyde tutmak ve sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak için kamunun zaman kaybetmeden bu konuyu gündemine alması şarttır. Aksi halde yakın gelecekte tarımsal yatırım yapmak da, üretmek de hayal olacaktır. Kamunun gündemine almasını istediğimiz diğer konular ise, bölgesel asgari ücret ve çalışanların gelir vergisi dilimlerinin yeniden düzenlenmesidir.”
“TEKSTİL SEKTÖRÜNDE İŞÇİ ÇIKARMALARI OLACAK”
Asgari ücretin tekstil sektörüne yansımasının önemli olduğunu belirten ATB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halil Bülbül ise, şöyle konuştu:
“Türkiye’de tarımdan sonra en çok emek yoğun sektör tekstildir. Pamuk, iplik, kumaş ve konfeksiyon zinciri içerisinde ciddi anlamda işçi çalıştırılması söz konusu. Pandemi döneminde her şey dururken, pandemi sonrasında tekstil sektöründe ciddi bir kapasite artırımı oldu. Talebin çok üzerinde üretim yapıldı. Dolayısıyla şişme yaşandı. Şuanda Avrupa’daki resesyondan dolayı hemen hemen tıkandı. Sektör kilitlenmiş durumda. Son asgari ücret artışıyla alakalı ciddi anlamda işçi çıkarmaları olacak. Sadece tekstil olarak bakmamak gerekiyor. Deri, halı, hazır giyim ve tekstil hammaddeleri olarak düşündüğümüz zaman belki de Türkiye’nin en büyük sektörü. Hem EYT’nin hem de asgari ücret artışının tekstil sektörüne çok ciddi etkisi olacaktır. Sadece ihracatta değil, iç piyasada da ciddi sıkıntı yaratacaktır.”
“ENFLASYONA KALICI ÇÖZÜM BULMADAN SORUNLARI ÇÖZME ŞANSI YOK”
Asgari ücrete zammın çalışan açısından gerekli olduğunu kaydeden ATB Meclis Üyesi Ergin Civan ise, şunları söyledi:
“Son dönemde yaşadığımız enflasyon sadece şirketler için değil çalışanlar için de yaşam maliyetlerini ciddi anlamda artırdı. Büyük şehirlerde artan kira giderlerinin, özellikle Antalya’da çalışanlar açısından büyük sıkıntı olduğunu biliyoruz. Asgari ücret artırılıyor ama asgari ücretle çalıştırmadığımız, daha yüksek ücretlerle çalıştırdığımız personel var. Onlar da aynı beklentiye giriyor, aynı zammı istiyorlar. Şirketler açısından bu çok büyük bir gider kalemi. Bu gider artışını bir şekilde fiyatlara yansıtmak gerekiyor. Vatandaşın alım gücü zaten düşmüş durumda. Bu aşamada tekrar zam yapmak, çalışanlara bir refah payı da sağlamayacak. Bu bir sarmal. Bizler için enflasyonun yapışkan etkisinin gerçek hayattaki acı bir örneği. Türkiye’nin enflasyona kalıcı çözüm bulmadan bu sorunları çözme şansı yok.”
“FİYATLARA YANSITMAMIZ ZOR OLACAK”
“Bizler orta ölçekli işletmeleriz ama asgari ücret artışı haliyle hepimizi etkiliyor” diyen ATB Meclis Üyesi Sedat Ekici ise, “Bizler için bunu fiyatlara yansıtmak zor olacak” dedi. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim